Zafer artık çok yakın Aydın Ünal
Yenisafak sayfasından elde edilen bilgilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuru yapıyor.
Dün gazetemiz Yeni Şafak’ta önemli bir haber (https://www.yenisafak.com/dunya/trumptan-21-maddelik-gizli-gazzede-ateskes-formulu-netanyahu-duzenleme-pesinde-475289 ) vardı. İsrail medyasına dayandırılan habere göre ABD Başkanı Trump, bugün yapacağı görüşmede 21 maddelik bir ateşkes planını Netanyahu’ya sunacak. Netanyahu’nun düzenleme peşinde olduğu ama şartları kabul edeceği iddia ediliyor.
Kuşkusuz bu bir iddia. Gerçekten anlaşma taslağı bu mudur, maddeler bunlar mıdır, yakında teyit edilir. Ancak ateşkese her zamankinden daha yakın olduğumuz aşikar zira epeyce alamet belirmiş durumda.
Netanyahu’nun BM Genel Kurulu’nda protesto edilmesi dünyada çok ses getirdi. Azerbaycan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Bangladeş gibi birkaç ülke temsilcisi dışında salonda kimse yoktu. BM kürsüsünde, yalnız ve perişan bir ülkenin tükenmiş temsilcisi vardı.
Öncesinde, Trump’ın Müslüman ülkelerin liderleriyle yaptığı toplantının olumlu geçtiği ilan edildi. Toplantıdan dışarıya hiç bilgi sızmadı ama gizli, rahat ve samimi bir ortamda Trump’a Gazze konusunda baskı yapıldığını, özellikle Arap liderlerinin dışarda konuşamadıklarını bu toplantıda anlattıklarını tahmin etmek güç değil.
Yine son günlerde birçok ülke Filistin’i bir devlet olarak tanıdılar. Gazze’de, Avrupa’daki Yahudi soykırımını gölgede bırakacak bir vahşet sergileniyor. Başta ABD, İngiltere ve Almanya olmak üzere Batı bu soykırıma açık ve tam destek verdi. Batı’nın 2. Dünya Savaşı sonrası ürettiği tüm değerler çöktü. Şimdi bazı ülkeler günah çıkarıyor.
İsrailli turistler mekanlardan kovuluyor, İsrail’in Eurovisyon’a ve uluslararası spor müsabakalarına katılmaması için baskılar artıyor. İsrail’e ambargo yaygınlaşıyor, İsrail’i destekleyen firmalara boykot etkisini gösteriyor. Dünyada insanlar sokakta büyük kalabalıklar halinde İsrail’i protesto ediyor. İsrail yanlısı medya ve sosyal medya dahi yaşanan soykırım/varlıkkırımını gizleyemez hale geliyor.
ABD’de İsrail’e ve Siyonizme tepki yükselmiş durumda. Trump gerçekten sıkıştı. Netanyahu üzerindeki baskılar artıyor.
Katar’a yapılan saldırı, denge politikası içinde kıvranan ülkelerin tahammül limitlerini zorladı. Mısır, tahmin edilenden daha dirençli çıktı.
Bütün bunların üzerine, Akdeniz’de, 50 gemiden oluşan bir insani yardım filosu Gazze’ye doğru ilerliyor. Sumud’un her anı dünyadan izleniyor, karada destek gösterileri yapılıyor. İspanya, İtalya ve Türkiye filoya güvenlik desteği veriyor. İsrail’in müdahale edemeyeceği, daha doğrusu baş edemeyeceği bir insanlık fırtınası adım adım, mil mil Gazze’ye yaklaşıyor.
İsrail çok sıkışmış durumda. Son günlerde katliamların dozunu artırmasından da bu sıkışmışlığı anlamak mümkün.
Bütün bu ve benzer belirtileri alt alta koyduğumuzda, sonucun, ateşkesin, Gazze için zaferin çok yakında olduğunu görebiliyoruz.
Masada olduğu ve 21 maddeden oluştuğu iddia edilen anlaşma taslağı en başta Gazze’yi Gazzelilere bırakıyor. Yardım girişlerine izin verilecek, enkaz temizlenecek, Gazze yeniden inşa edilecek, kimse Gazze’yi terk etmek zorunda bırakılmayacak, gidenler dönebilecek, İsrail kademeli olarak çekilecek, Gazze’nin güvenliği için uluslararası bir güç görevlendirilebilecek, Gazze Filistin Ulusal Yönetimi tarafından idare edilecek, İsrailli rehineler ve İsrail hapishanelerindeki yüzlerce Filistinli esir serbest bırakılacak.
Taslakta tahmin edilebileceği gibi Gazze’nin geleceğinde Hamas’a yer bırakılmıyor. Hamas’ın silah bırakması ve Gazze yönetiminden çekilmesi şart koşuluyor.
Şimdi iki soru var: Birincisi, İsrail bu şartları kabul eder mi ve sözünde durur mu?
Kabul etmek zorunda çünkü İsrail için artık yolun sonu göründü. Sözünde de en azından bir müddet duracaktır. Böyle bir anlaşma sonrasında Netanyahu ve hükümetinin görevde kalması ihtimal dışı. İsrail ekonomisi zor durumda, dünyada imajı paçavraya döndü. Yüzlerce asker öldü, binlercesi sakat kaldı. Sonuçta Gazze orada öyle duruyor ve İsrail dünyada soykırımcı olarak tanınıyor. Böyle bir hezimetin ardından Netanyahu koltuğunu koruyamayacak, BM kürsüsündeki surat ifadesinden daha perişan şekilde sahneden çekilecektir.
İkincisi, Hamas bu şartları kabul eder mi? Gelinen nokta Hamas için tartışmasız zaferdir. Burada defalarca ifade etmeye çalıştım: Bu bir kuşatma savaşıydı; ya en baştan teslim olunacak ya da tahammül sınırlarını zorlayıncaya kadar direnilecekti. Hamas ikincisini seçti, büyük yıkıma ve soykırıma rağmen ayakta kalabildi. Hamas Gazze’nin varlığını koruyabildi. Şimdi Gazzelilerin geleceği için silahlarını bırakabilir. Son yazımda da belirtmiştim: Zulüm oldukça bir Hamas mutlaka olacaktır. Filistin direnişi kendisine bir yol bulacaktır.
Sürecin en önemli riski ise, Gazze’de kesin bir hezimete uğrayan, Gazze’den çekilecek ve bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasına zemin hazırlayan İsrail’in, şimdi, soykırımı Batı Şeria’ya yöneltmesi olacaktır. Gazze’de bir direniş vardı; Batı Şeria’da maalesef önce Yaser Arafat, sonra Mahmut Abbas, FKÖ’yü iğdiş etti. Savunmasız bir Batı Şeria, Gazze’nin kurtuluşu sonrasında daha zor günler yaşayabilir.
Tekrar edelim: Anlaşma taslağı henüz teyit edilmedi, son halini almadı ama belirtiler artık sona yaklaşıldığını gösteriyor. Yakın zamanda, özellikle de Sumud kahramanları Gazze’ye varmadan önce ateşkes imzalanacaktır.
Evet çok insan öldü, evet çok yıkım oldu. Ama Gazze var ve ayakta. Dünya halkları Gazze’nin arkasında. İsrail diz çökmek üzere; Hamas, muhteşem bir zaferi ilan etmek üzere.
Aslında her şey şimdi başlıyor: İsrail barbarlığının gerçek boyutları ortaya çıkacak. Bu soykırım/varlıkkırım her zerresiyle kayıtlara geçecek. On yıllar boyunca bu vahşetin izi sürülecek. Nehir’den Deniz’e bağımsız bir Filistin kuruluncaya, Kudüs özgürleşinceye kadar yeni direniş hatları kurulacak.
Taslağın elbette olumsuz yanları var. ABD’nin hazırladığı, İsrail’in kabul ettiği bir anlaşmadan hayır beklemek elbette mümkün değil ama biz şimdilik olumlu yanlarına odaklanalım ve muhteşem bir zaferi kutlamak için hazırlıklara başlayalım. Direniş başardı ve bu bile az değil.


