SonTurkHaber.com
close
up
11 Sekiz kurşun Fatma Barbarosoğlu

11 Sekiz kurşun Fatma Barbarosoğlu

SonTurkHaber.com, Yenisafak kaynağından alınan verilere dayanarak açıklama yapıyor.

Dr. Seyfettin’in beni tehdit etmesinden iki hafta sonra annem aniden rahatsızlandı. Apar topar Akşehir’e gittim. Safra kesesi neredeyse patlama noktasına gelmişti. Ameliyattan sonra bir hafta daha Akşehir’de kalacak sonra birkaç günlüğüne evime uğrayacaktım. Selvinaz, ev sahibinin seni görmesi gerekiyor, diye tutturmuştu. Annem Ramazan'ı onunla geçireceğimi sanıyordu. Her işte bir hayır var, deyip duruyordu. Mutfaktaydık. İftar hazırlığına erken başlamıştık. Elma soyuyordum. Tek parça hâlinde. Çocukluğumdan

Dr. Seyfettin’in beni tehdit etmesinden iki hafta sonra annem aniden rahatsızlandı. Apar topar Akşehir’e gittim. Safra kesesi neredeyse patlama noktasına gelmişti. Ameliyattan sonra bir hafta daha Akşehir’de kalacak sonra birkaç günlüğüne evime uğrayacaktım. Selvinaz, ev sahibinin seni görmesi gerekiyor, diye tutturmuştu.

Annem Ramazan'ı onunla geçireceğimi sanıyordu. Her işte bir hayır var, deyip duruyordu.

Mutfaktaydık. İftar hazırlığına erken başlamıştık. Elma soyuyordum. Tek parça hâlinde. Çocukluğumdan kalma bir oyun ile. Komşumuz Süheyla abla sepet sepet elma soyar, kabuğunu yastığının altına koyardı. Kiminle evleneceğini rüyasında görebilmenin umuduyla. Ama asla bir elmayı tek parça olarak soyamadığı için bantla yapıştırıp yastığının altına koymasıyla bütün mahallenin dilindeydi. Küçük kardeşi Erdal, ablasının elma kabuğu hilelerini bütün mahalleye anlatırdı.

Elmayı, çocukluğumun hatıralarına mihmandarlık eden tören niyetine usul usul soymuştum. Latif bir rüzgâr pencerenin tülünü açık camdan dışarı çıkarıyordu. 1999 Adapazarı depreminden bu yana açık pencerelerden nazlı nazlı salınan tülleri hayatın bayrağı olarak görüyordum. Rüzgârda uçuşan tül beni mutlu etmeye, yaşıyoruz-hayattayız-gözümüz görüyor-kulağımız duyuyor şükrüne götürüyordu.

Şükretmek öğrenilen bir şeydi. Biz bütün mahalle şükretmeyi Hacı Nine’den öğrenmiştik. Hacı Nine’yi ziyaret edelim; yemeklerimizi yanımıza alalım, birlikte iftar edelim onun bahçesinde anne, diyecektim ki tam o sıra tül pencerenin dışındaki minik saksılara takıldı. Annem minyatür güle benzeyen çiçekler ekmişti. Daha önce hiç görmediğim çiçeklerinin adını sordum –en çok hoşlandığı şey çiçeklere dair konuşmaktı çünkü– bir taraftan da Hakkâri yaylalarını anlatıyordum. Çocuklarla resim yaptığımız yaylaları. Cehennem Vadisi çok ilgisini çekti. Ayağın kütür kütür kara basarken elime, yüzüme vuran kızgın güneşin ne muhteşem bir şey olduğunu öyle bir anlatıyordum ki kış boyu sokak gösterilerine beşinci kattan endişe ile bakan ben değilmişim gibi. Polisin bana gönderdiği çocuklar için, nasıl bir dil tutturacağımın çaresizliği ile yanmamışım gibi. Akşamlardan sabahlara Nilay ile öyle yaparsak böyle olur şöyle yaparsak ne olur tartışmalarına gark olup tekinsizliğin ıslak yorgan gecelerinde, başı zonklatan ağrılarına muhatap olmamışız gibi. Hastane personelinin sıkıntılarına hangi mesafede duracağımızı bir türlü kestirememiş olmanın yorgunluğu ile bitap düşmemişiz gibi. Ülke gündeminin bizim üzerimize isabet eden parçası altında ezilen duyarlılığımızı nasıl tamir edeceğimizin kaygısıyla kavrulmamışız gibi.

Aşk ile anlatıyordum.

Hayatı boyunca sadece namaz kılarken ve uyurken radyosunu kapatmış olan annemin kendisiyle yaşıt Siera marka radyosundan bir ses geldi kulağıma. Duyamayacağım kadar kısıktı aslında. Hakkâri adının geçmesi, algıda seçicilik, dikkatimi keskinleştirmişti. Haberin içinden imam, cami, sekiz kurşun kelimeleri kalbime ateş gibi düştü.

Annem, Süheyla öleli çok oldu, diyordu. Tek parça elma kabuğunu çatalının ucuyla tabaktan kaldırmış.

Affet beni Süheyla abla, adının ardından uludum. İnsan gibi değil yaralı bir kurt gibi uludum. Annem, bileydim söylemezdim, dedi. Süheyla ablanın tek parça elma soyamadan geçmiş gençliğine ağlar gibi ağladım.

Annem şaşırdı, bütün şaşkınlık anlarında yaptığı gibi elindeki tespihi boynundan geçirdi. Boşa çıkan elleriyle ne yapacağını bilemez bir hâlde yeleğinin tüylenmiş kısımlarını temizlemeye başladı. Bir taraftan yeleğinden minik düğümler koparıyor bir taraftan, bileydim söylemezdim, bileydim söylemezdim, diyordu.

Ah annem senin söylediklerinde değil, benim söylemediklerimde bütün mesele. Ben sekiz ay içinde dokuz kere haber gönderilenim. Doktor Hanım fazla işledi içimize, diye tehdit edilenim.

Doktor Hanım kahraman olmak istiyorsa, emir biliriz isteğini arzusunu. Hakkâri dağlarındaki doktoru için devleti ağıt yakacaktır, denilenim.

Annem, Süheyla ablanın son zamanlarını anlatmaya çalışıyor. Ben biraz önce duyduğum haberdeyim. Annemin duymaması gerekiyor. Radyoyu kapatsam olmaz. Sırf şarkı çalan, hiç haber vermeyen bir istasyona geçirebilsem…

Buzdolabını iki kere üst üste açıp kapatınca frekansı değişir radyonun. Önce limon aradım buzdolabında. Sonra soğuk su. Soğuk suyun içine birkaç damla limon damlatıp şakaklarımı ovdum. Şakaklarımı ovmak için elimi soktuğum kupayı dalgınlıkla başıma diktim. Annem, sen iyice pasaklı olmuşsun, bir de doktor olacaksın, dedi. (Oruç gitti demek yerine pasaklılığımı diline doluyor.) Beni kızdırmaya çalıştığının farkındaydım. Bu onun klasik taktiğidir. Başka anneler gibi teselli etmeye çalışmaz. En acı çekilen anda insanı sinir edecek bir şey söyleyerek acıdan uzaklaştırıverir. Ama bu defa başaramadı.

Ne yaptığımı biliyor muyum anne, dedim. Keşke söylemeseydim, dedi tekrar. Yaşlılık kötü be Reyhan’ım, dedi. İnsan nerede ne diyeceğini bilemez oluyor.

İyi ki söyledin anne, dedim. Ölümlü olduğumuzu hatırlamaya ne çok ihtiyacımız var.

Altından kalkamayacak acılarım olduğunda kendime evin içinde bir iş çıkarttığımı bildiği için sahur bulaşıklarını bile henüz toplamamışken buzdolabını silmeye kalkışmama sesini çıkarmadı annem. Buzdolabının kapağını üç defa açıp kapattıktan sonra haberlerin hiç verilmediği, sürekli yabancı parçaların çalındığı bir radyo istasyonu buldum nihayet.

Sen buzdolabını temizleyinceye kadar ben de mantı için hamur yoğurayım, dedi annem. Radyonun sesini biraz daha kıstım. Değişen istasyonu fark etmedi.

Annemin beni meşgul etmek için mantılık hamur yoğurduğunu yılların ana kız ilişkisi içinde biliyordum. İstemem dememe aldırmazdı. Demedim. Elmaları neden soymuştum? Elmadan ne yapacaktık ki?

İstediğim frekansı bulunca buzdolabını temizleme işini yarım bırakıp, arkadaşımdan haber gelecekti, bir bakayım geliyorum, diyerek internete girdim.

Halkın gönül dilini yakalamak konusunda yardımını istemek üzere Aziz Hoca ile görüşmüştüm: Birkaç Kürtçe cümle öğrenin Doktor Hanım, buralarda bu çok mühimdir./ Kimden öğreneceğim?/ Siz hele niyetinize alın, öğreten gelir.

Gözyaşı gözüme perde. Sekiz kurşunu okudum, gerisini okuyamadım.

Anneme yakalanmamak için bilgisayarı kapatıp mantının başına oturdum. Biraz önce uluyarak ağlayan ben değilmişim gibi. Hiç konuşmadık. Sanki yaptığımız mantıyı çarşıya yetiştirecekmişiz gibi.

İçişleri Bakanlığı’ndan aradıklarında mantı kapatıyordum.

Dr. Reyhan Soylu, dedi kendisini İçişleri Bakanlığı müsteşar yardımcısı olarak tanıtan zat. Buyurun benim./Biliyorsunuz, dedi gözyaşı ile çatlamış sesimin izinde. Sustum. Bildiklerimiz ne ki, bilmediklerimiziz tam da şimdi. Öğrenmeye gitmiştim. Ölümden başka bir şey öğrenemedim, DEMEDİM.

Size koruma vereceğiz Dr. Hanım, dedi müsteşar yardımcısı. Koruma ile yapamam, dedim. Koruma ile olmaz. Bizim meslek koruma kaldırmaz. O hâlde istediğiniz yere tayin edileceğinizi söylemek durumundayım.

Dr. Ethem Bey, Doktorlar apartmanındaki dairesini bana devrederken, Burada gelenektir, demişti. Gelenlere ağlaya ağlaya geldiniz ama ağlaya ağlaya gideceğinizi bilin, denir. Umarım siz ağlamadan gidersiniz.

İstanbul’dan Hakkâri’ye gitmiyor gibi gitmiştim. Acı olan şu ki Hakkâri’den gelirken bir daha dönmeyeceğimi bilmiyordum.

Konuşmak zordu. Paylaşmak. Kelimeler üzerinden anlaşmak. Nilay’a mesaj yazdım: Daireyi yeni gelecek doktora, resim malzemelerini Fazıl Hoca’ya bırakıyorum. Bir müddet konuşmayalım. Dokuz ay boyunca biriktirdiğim kelimelerim camdanmış. Kırıldı. Yeni kelimeler edinmek için zamana ihtiyacım var.

SON

Önemli haberleri ve güncellemeleri kaçırmamak için SonTurkHaber.com'ı takip edin.
seeGörüntülenme:77
embedKaynak:https://www.yenisafak.com
archiveBu haber kaynaktan arşivlenmiştir 03 Ekim 2025 04:06 kaynağından arşivlendi
0 Yorum
Giriş yapın, yorum yapmak için...
Yayına ilk cevap veren siz olun...
topEn çok okunanlar
Şu anda en çok tartışılan olaylar

Filistin’deki drama böyle dikkat çekti! “Sessiz olun bebekler ölüyor şimdi Gazze de

01 Ekim 2025 15:45see154

Yabancı araca ‘taşıma’ yasağı Ekonomi Haberleri

02 Ekim 2025 04:08see151

Borsa İstanbul da yatırımcılara halka arz şoku! Bugünden itibaren kimse alamayacak Sözcü Gazetesi

01 Ekim 2025 09:28see145

KYK yurdundan kan donduran iddia! 15 gün önce açılan yurtta soğuk su ile duş alan öğrenci kalp krizinden öldü

01 Ekim 2025 16:04see139

3.5 ton doları bankaya bavulla taşımışlar Sözcü Gazetesi

01 Ekim 2025 05:45see118

Belediyeler Birliği nde Bozbey den İmamoğlu sözleri

01 Ekim 2025 15:38see117

Newcastle United, Union Saint Gilloise yı güle oynaya yendi

01 Ekim 2025 21:44see113

Sumud Filosu na baskına Türkiye den peş peşe tepkiler: Hukuksuz ve barbar saldırı kabul edilemez Gündem Haberleri

01 Ekim 2025 23:53see113

190 dan fazla faydası var: Şifa deposu ama kıymetini bilen yok Sözcü Gazetesi

01 Ekim 2025 14:05see112

Küresel piyasalar karışık seyrediyor

01 Ekim 2025 09:42see111

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: Türkiye Yüzyılı nın hak ettiği yeni bir anayasayı ülkemize kazandırmamız gerekir

01 Ekim 2025 21:40see111

Bireysel başvurular UYAP Avukat Portalı üzerinden de alınacak

01 Ekim 2025 12:19see111

Galatasaray maçında sakatlanmıştı: Sahalara dönüş tarihi duyuruldu

01 Ekim 2025 18:50see111

TBMM Başkanı Kurtulmuş: Gönlümüz arzu ederdi ki CHP toplantılara katılsın

01 Ekim 2025 22:22see111

FIFA Başkanı’nı duygulandırdı

01 Ekim 2025 08:22see110

MHP li Yıldız dan Demirtaş açıklaması: Bazı şeyler yapmak gerekir

01 Ekim 2025 19:33see110

Kalp krizini önlemek için 3 altın anahtar

01 Ekim 2025 07:10see110

Giyim üssü S.O.S veriyor Sözcü Gazetesi

02 Ekim 2025 05:32see110

Kira şampiyonları açıklandı: Zirvede bakın hangi şehir var!

02 Ekim 2025 12:16see110

Cumhurbaşkanı Higgins ten tüm dünyaya İsrail mesajı! Harekete geçmeliyiz

02 Ekim 2025 02:05see110
newsSon haberler
Günün en taze ve güncel olayları