Ağustos enflasyonu ve Eylül PPK’sı Levent Yılmaz
SonTurkHaber.com, Yenisafak kaynağından alınan verilere dayanarak duyuru yapıyor.
TÜİK’in hesaplamalarına göre TÜFE Ağustos ayında aylık %2,04 ve yıllık %32,95 arttı. Böylelikle yıllık enflasyon gerilemeye devam etti. Ancak aylık enflasyonun beklentilerin üzerinde gelmesi konusu önemli bir hal aldı. Zira Merkez Bankası Para Politikası Kurulu 11 Eylül’de faiz kararını açıklayacak ve Başkan Karahan faiz kararlarının aylık enflasyon gelişmelerine bakılarak verileceğini her fırsatta ifade ediyor. Bu kısma yeninden döneceğim. Onun öncesinde enflasyon gelişmelerine kısa bir göz atalım.
Ağustos ayında da aylık bazda en yüksek artışın %8,12 ile konut grubunda olduğunu görüyoruz. Yazılarımı sürekli takip edenlerin de bildiği üzere başta kiralar olmak üzere konut grubunun enflasyonun düşüşünü yavaşlatacağını sizlere defaten ifade etmiştim. Bunun en büyük nedeni ise konut kira artışlarının yıllık enflasyona göre değil 12 aylık ortalama enflasyona göre yapılıyor olması.
Diğer yandan aylık enflasyona en yüksek ikinci etki gıda ve alkolsüz içecekler grubundan gelmiş durumda. Bunun nedeni de yaşanan zira don hadisesi nedeni ile gıda fiyatlarında bu aylarda beklediğimiz olumlu katkının yerini yüksek fiyatlara bırakmış olması. Maalesef zirai don hadisesi yaş sebze ve meyve fiyatlarını tahmin edilenden çok daha fazla etkilemiş görünüyor. Çünkü gıda ve alkolsüz içecekler grubundaki aylık enflasyon %7,97 ile aylık enflasyonun neredeyse 4 katı büyüklüğünde.
Ağustos ayında yüksek artış gösteren bir diğer grup ise ulaştırma. Ulaştırma grubundaki aylık artış %4,10. Özetle tüketicilerin gelirlerini en fazla harcadığı gruplarda ciddi artışlar var. Zaten TÜFE sepetinin %55’i yani yarısından fazlası bu gruplardan oluşuyor. Hal böyle olunca da vatandaşın karşı karşıya kaldığı fiyat artışları manşet enflasyonun üzerinde görünüyor.
Gelelim faiz kararına. Aylık enflasyonun beklenti üzerinde gelmesinin ardından faiz indirim oranı beklentilerini güncelleyen finansal kurumlar oldu. Örneğin Morgan Stanley TCMB’den 300 baz puanlık faiz indirimi beklentisini Eylül ayı için 200 baz puan olarak revize etti. Benzeri şekilde JP Morgan da Eylül ayı indirim beklentisini 300 baz puandan 200 baz puana indirdi. Farklı kurumlar da benzeri güncellemeler yaptılar. Dolayısıyla piyasa beklentisi görece daha düşük bir faiz indirimi fiyatlamaya başlamış oldu. Peki buna gerçekten gerek var mı?
Açıkçası ben Merkez Bankası’nın reel faiz verme konusunda oldukça bonkör olduğunu ve faiz indirimlerine başlama konusunda bir süre geç kaldığını değerlendiriyorum. Elbette 19 Mart sürecinin yaşattığı gecikmeyi görmezden gelmeyeceğim ancak beklenen enflasyona bakarak yaptığımız reel faiz hesabına göre faiz indirimi için ciddi bir alan olduğu aşikar. Zaten kurdaki dalgalanmaların da rezerv yönetimi ile yönetilmesi konusunda da artık kimsenin itirazı kalmamış görünüyor. Kredi büyüme kısıtları da kanıksandığına göre neredeyse %0,1 puanlık beklenti üstü bir enflasyon için piyasayı 100 baz puan daha az faiz indirimine yönlendirmenin oldukça aceleci ve gerçek dışı olduğunu değerlendiriyorum.


