Benzin kokusunun güzel gelmesinin sırrı... Meğer o koku beynimizi böyle kandırıyormuş... Sözcü Gazetesi
SonTurkHaber.com, Sozcu kaynağından alınan bilgilere dayanarak haber veriyor.
Bir benzin istasyonundan geçerken o keskin kokuyu içinize çekip gizli bir zevk aldığınız oldu mu? Yalnız değilsiniz. Peki, sağlığa bu kadar zararlı olan bu koku, neden birçok insana bu kadar çekici geliyor?
Bilim, bu tuhaf zevkin ardında yatan iki temel neden olduğunu söylüyor: Biri çocukluk anılarımızda, diğeri ise beynimizin kimyasında gizli.
Pek çoğumuzun "suçlu zevkler" listesinde yer alan benzin kokusuna olan bu tuhaf ilgi, aslında karmaşık biyolojik ve psikolojik süreçlere dayanıyor. Bu gizemi anlamak için önce kokunun kaynağına inmek gerekiyor: Benzen.
Benzinin içindeki yüzlerce bileşenden biri olan benzen, son derece güçlü ve kolayca buharlaşan bir moleküldür. İnsan burnu, havadaki milyonlarca parçacık arasından tek bir benzen molekülünü bile ayırt edebilir. Kokuyu bu kadar keskin ve anında almamızın sebebi budur. Ancak uzmanlar net bir uyarıda bulunuyor: Benzen solumak, sağlığa ciddi zararlar verebilecek tehlikeli bir eylemdir.
Peki madem bu kadar tehlikeli, neden hoşumuza gidiyor? Bilim dünyası bu soruya iki güçlü teoriyle yanıt arıyor.
Teori 1: Proust fenomeni ve anıların güçlü bağıKoku duyumuz, diğer duyularımızdan farklı çalışır. Gözümüzün gördüğü, kulağımızın duyduğu her sinyal beynin "santral" olarak bilinen talamusundan geçerken, koku doğrudan hafıza ve duygu merkezlerimize (hipokampüs ve amigdala) ulaşan özel bir hatta sahiptir. Bu nedenle kokular, anıları tetiklemede eşsiz bir güce sahiptir.
Tıpkı taze biçilmiş çimen kokusunun çocukluğunuzun yaz tatillerini veya bir parfümün ilk aşkınızı hatırlatması gibi, benzin kokusu da bilinçaltınızdaki pozitif bir anıyla eşleşmiş olabilir. Belki de babanızla garajda geçirilen mutlu bir an, bir tekne gezisi veya çocukluğunuzdaki bir yolculuk, bu tehlikeli kokuyu sizin için "huzurlu" veya "mutlu" bir anıya dönüştürmüştür.
Teori 2: Beyindeki ödül yolu ve benzenin uyuşturucu etkisiİkinci teori ise çok daha fiziksel bir açıklamaya dayanıyor. Benzen ve diğer hidrokarbonlar solunduğunda, merkezi sinir sistemini anlık olarak baskılayarak hafif bir öfori, yani keyifli bir uyuşukluk hissi yaratır. Bu süreç, beynin ödül mekanizmasını harekete geçirir ve mutluluk hormonu olarak bilinen dopaminin salgılanmasını tetikler. Kısacası, benzen vücutta geçici bir uyuşturucu etkisi yaratır ve bu da kokusuna karşı biyolojik bir çekim veya hafif bir bağımlılık geliştirmemize neden olabilir.
Gizem henüz tam olarak çözülmediBu iki teori de benzin kokusuna olan gizemli çekiciliğimizi açıklamakta oldukça ikna edici görünüyor ve muhtemelen ikisi de birbiriyle ilişkili. Ancak bilim insanları, bu konuda kesin bir sonuca varmak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulduğunu belirtiyor.
Yine de bir dahaki sefere benzin kokusu hoşunuza gittiğinde, bunun ya tatlı bir anıdan ya da beyninizin size oynadığı küçük bir kimya oyunundan kaynaklandığını bileceksiniz.


