Dünya zengin ve güçlüler için de güvenli bir yer değil Yaşar Süngü
Yenisafak sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com haber yayımlıyor.
Yoksul kapısını kilitlemeden uyur.
Zengin onlarca kilitli kapının arkasında zor uyur.
Yoksulun kaybetmekten endişe duyacağı şeyler on taneyi geçmez ama zenginin kaybetmekten korktuğu yüzlerce şey vardır.
Zenginlerin ve yoksulların güvenlik endişesi aynı mıdır?
Değildir.
Zenginleştikçe endişe artar.
Yani endişeler de zenginleşir ve çeşitlenir.
Fakirin endişeleri de fakirdir.
Kaybedeceğin şeyler ne kadar az ise endişelerin de o kadar az olur.
Kaybetmekten korktuğun şeyler ne kadar fazla ise endişelerin de o kadar fazla olur.
Yani güvenlik endişesi konusunda zamana ve güce göre değişmeyen ilahi bir adil dağıtım vardır.
**
İnsanlık tarihi boyunca güvenlik kaygısı hep vardı.
Teknolojideki gelişmelerle birlikte zenginlik ve refahın artmasının insanların güvenlik endişelerini azaltması beklenirdi.
Ancak beklenti yanlıştı hatta tam tersiydi.
Neden?
Çünkü
teknolojik gelişim ve zenginlik korunacak olan şeylerin miktarını artırır.
Bu yüzden de güvenlik endişesi artar.
Duygularını endişelerini korkularını, öfkeni yönetebildiğin kadar insansın.
Boş bıraktığında hayvandan daha aşağı oluyorsun.
Kişisel duygularından kişisel endişelerinden kişisel korkularından daha üstün daha güçlü evrensel duyguların ve endişelerin olmalı.
**
Bilge kral
Aliya İzzetbegoviç
, Bosna’da savaş sırasında, uluslararası savaş muhabirleri randevularına gelmediğinde; sebebini sorar.
O gün Saraybosna yoğun bir saldırı altında olduğu için, muhabirler çıkamamışlardır.
‘Bunlar nasıl savaş muhabiri?’ sorusunu sormadan edemez.
‘O ki onlar bize gelmiyor, biz onlara gidelim’ der.
Korumasının ısrarına rağmen, makam arabasına binmez.
Başkanlık sarayından otele kadar birkaç kilometrelik bulvarda yürümeye başlar. Silah seslerinden gayri her şeyin sükût ettiği o yürüyüşe, sokağın bir kenarında saklanmaya çalışan bir kadının sesi katılır:
‘Aliya korkmuyor musun?’
Aliya o kadına verdiği şu cevapla tarihe geçer: “Korkuyorum! İnsanım ben. Fakat beni yürüten şeyler, korkularımdan büyük.”
Kişisel korkularımızdan büyük evrensel kurallarımız olmalı.
1,5 yıldır Gazze yok edilirken sesleri cılız çıkanların, bugün İran vurulduğunda, yüksek sesle
“İslam dünyası birleşmeli”
çağrısına ne demeli bilmiyorum.
**
İlk çağlardan beri 100 yıl öncesine kadar insanlar can güvenliği ve temel ihtiyaçları karşılama zorunluluğu yüzünden yerleştikleri yeri terk ederek yeni yurtlar arıyorlardı.
Barbarlık konusunda değişen bir şey olmadı.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği verilerine göre dünya çapında zorla yerinden edilen kişi sayısı 1993 yılında 24 milyon kişiymiş.
2024 yılına geldiğimizdeyse bu sayı tam 5 kat artarak 120 milyona ulaşmış.
En büyük sıçrama ülke içerisinde yer değiştirmek zorunda kalanlarda.
Ülkelerinde yer değiştirmek zorunda bırakılanlar 1993'te 4,2 milyonken, 2024'te 73,5 milyona yükselmiş.
Kendi ülkesinde mülteci gibi yaşamak zorunda olan milyonlarca insan var.
Son örnek Gazze.
Gazzeliler kendi ülkelerinde mülteci kamplarında yaşamaya zorlanırken bile bombalanan ve yok edilmeye çalışılan belki de dünyadaki tek millet.
**
Ünlü oyuncu Roberto Benigni’yi filmini izleyenler iyi bilir.
1997 yapımı
Hayat Güzeldir
filmindeki Yahudi baba rolüyle biliniyor.
Nazi kamplarında bile küçük oğlunu hayattan koparmamaya çalışan bir baba.
Roberto Benigni dün İsrail'in Filistinlilere uyguladığı soykırım ve buna sessiz kalan Batı'ya şöyle sesleniyor:
“Bu insanlar neden (Gazze'de) çocukları öldürmeye devam ediyor?
Bir çocuk incindiği zaman durmalılar!
Bu nasıl bir korkaklıktır!
İnsan ruhu için dayanılmaz bir şey.
Sadece İtalya'dan değil, dünyanın her yerinden yükselen çığlıkları duymuyorlar mı?”
Duyuyorlar ama kişisel korkuları daha büyük.
**
Dünya zenginler ve güçlüler için de güvenli bir yer değil artık.
Hele İsrail ve Siyonistler için hiç güvenli değil.
**
Asrı Saadet (571-632) yani insanlığın en mutlu ve bahtiyar olduğu dönemi
insanlık tarihi
için başlangıç yapın.
Ondan sonra hep geriledik.
En mutlu, en bahtiyar en adil dönemden 1400 sene gerideyiz.
En iyi dönemden en kötüye doğru bir süreç yaşanıyor.
Ve zaman ilerledikçe insanlık gerilemeye devam edecek gibi görünüyor.


