SonTurkHaber.com
close
up
Efendimiz’den (sav) mutluluk formülü Mahmut Ay

Efendimiz’den (sav) mutluluk formülü Mahmut Ay

SonTurkHaber.com, Yenisafak kaynağından alınan verilere dayanarak duyuru yapıyor.

İnsanın en temel isteği ve amacı mutlu olmaktır. Aslında onun tüm yapıp ettikleri, gayretleri ve telaşlarının nihai gayesi mutluluğu temin etmektir. Bunun için farklı yollar ve yöntemler geliştirmiştir insanoğlu. Kimi mutluluğu dinde arar kimi de dinsizlikte, kimi kapitalizmde kimi ise sosyalizmde. Biri parada, diğeri makamda, ötekisi şöhrette, berikisi de ahlaklı bir yaşamda arar onu. Aranan şey aynıdır aslında ama ona götüreceğine inanılan yollar muhteliftir. Peygamberlerin, bilgelerin ve filozofların

İnsanın en temel isteği ve amacı mutlu olmaktır. Aslında onun tüm yapıp ettikleri, gayretleri ve telaşlarının nihai gayesi mutluluğu temin etmektir. Bunun için farklı yollar ve yöntemler geliştirmiştir insanoğlu. Kimi mutluluğu dinde arar kimi de dinsizlikte, kimi kapitalizmde kimi ise sosyalizmde. Biri parada, diğeri makamda, ötekisi şöhrette, berikisi de ahlaklı bir yaşamda arar onu. Aranan şey aynıdır aslında ama ona götüreceğine inanılan yollar muhteliftir.

Peygamberlerin, bilgelerin ve filozofların da üzerinde durdukları en önemli konu aslında insanın mutluluğa nasıl ulaşacağıdır. Hak Teâlâ’nın gönderdiği son kutlu elçi olduğuna inandığımız Muhammed Mustafa Efendimiz’in de (sav) insanı mutluluğa götüren yollar üzerine derin manalar içeren hikmetli sözleri vardır. “Bana, az sözle çok mana ifade etme özelliği verildi.” (Müslim) buyuran Efendimiz (sav) az sözle derin manalar ihtiva eden mübarek sözlerinden birinde şöyle buyurmuşlardır: “(Yaratıcısına ve O’nun elçisine) teslim olan, kendine yetecek kadar rızık verilen ve Allah’ın verdiğine kanaat eden kimse mutlu olur” (Müslim). Efendimiz (sav) bu kutlu sözünde mutlu olmak için yeterli olacağını ifade ettiği üç hususu anlamaya çalışalım.

1. Yaratıcı’ya ve O’nun elçisine iman edip teslim olmak:

Hadis-i şerifin aslında “esleme” fiili geçmektedir. Sözlük anlamı “teslim olmak” olan bu fiil aynı zamanda “İslam’a girmek” anlamına da gelir. “İslam” kelimesi “teslim olmak” demektir. Fahr-i kâinat Efendimiz (sav) kendisine gönderilen son kutlu mesaja inanmayı “Allah’a ve Resûlü’ne teslim olmak” anlamında “İslam” olarak adlandırmıştır. Esasen Kur’ân-ı Kerîm’de de “O, sizi önceden olduğu gibi şimdi de Müslim (Müslüman) olarak isimlendirmiştir.” (Hac 22/78) buyurularak Hak Teâlâ’nın gönderdiği “inanç sitemi ve hayat nizamı”nın tüm peygamberlerce -tabi ki kendi dillerindeki karşılığıyla- “İslam (teslim olmak)” şeklinde adlandırıldığı bildirilmiştir. Merhum Aliya İzzetbegoviç, “Doğu Batı Arasında İslam” isimli kitabının sonlarında “teslimiyet”in önemini anlattıktan sonra kitabı şu cümleyle hitama erdirir: “Ey teslimiyet! Senin adın İslamiyet’ir.”

Mutlu olmak için Allah’a ve Resûlü’ne teslimiyet neden önemlidir? İnsanoğlu için hayat bir muammadır. “Varlık nedir, yokluk nedir, nereden geldik, nereye gidiyoruz?” sorularına akıl, tamamen tatmin edici cevaplar vermekten acizdir. Zira akıl, varlık âleminin bir cüzüdür (parçasıdır). Cüz (parça), külle (bütüne) dair kuşatıcı bir izah getiremez. İnsan, beşerî imkânlarıyla varlık âleminin mahiyetine dair tatmin edici açıklama getirmekten aciz kalınca acizlik içindeki aklın imdadına vahiy; yani Yaratıcı’dan gelen özel bilgiler yetişir. İlâhî bilgiler manzumesi olan vahye ve onun kendisinde tecelli ettiği elçiye teslim olup inandığı zaman metafizik alandaki cevapsız soruları cevap bulur, anlamsız gelen varlık âlemi anlamını bulur. Zira Allah demek, anlam demektir. Hz. Mevlânâ’nın Mesnevî’deki ifadesiyle “el-ma’nâ huva Allah (Anlam, Allah’tır)”. Allah’ını bulan, “anlam”ını bulur. İbn Atâullah’ın ifadesiyle “O’nu kaybeden neyi bulabilir? O’nu bulan neyi kaybeder?”

Mutlu insan, makro anlamlar bulan insandır. Makro anlam bulamayanlar ise en azından mikro anlamlar peşine düşer ve kendince yaşamak ve hayata tutunabilmek için küçük küçük anlamlar edinirler. Viktor Frankl, “İnsanın Anlam Arayışı” kitabında Nazi kamplarında hayatta kalabilenlerin tamamının yaşamaya dair bir anlam bulan insanlar olduğunu söyler. Nitekim intihar edenlerin tamamı, hayata dair tüm anlamlarını yitirmiş insanlardır. Demek ki bir anlama sahip olmak ya da anlam arayışı içinde olmak insanı hayat bağlar, motive eder, kaygılarını azaltır ve mutlu kılar. En büyük anlam ise bir Yaratıcı’ya inanmaktır. Buna bir de aklın kolay bir şekilde kabul edeceği, kutlu bir elçi tarafından getirilen vahye inanmak eklenirse insana bir muamma gibi görünen bu varlık âlemi anlam dolu bir âleme dönüşür; bu da insanı mutlu ve umutlu kılar.

2. Kendine yetecek kadar rızık sahibi olmak:

İnsanın mutlu olabilmesi için yiyecek ve barınma gibi temel ihtiyaçlarını karşılayabilecek kadar rızık sahibi olması gerekir. Bu, tüm insanlar için geçerli olan evrensel bir gerçekliktir. Temel ihtiyaçlarını karşılayamayan insan kendini güvende hissedemez, canlılığını devam ettirebilmek için en temel gayreti temel ihtiyaçlarını gidermeye yönelir. Bu da zamanla onu ahlâkî bir düşüşe ve bozulmaya iter. Nitekim Efendimiz (sav) “Aşırı fakirlik, neredeyse insanı küfre götürecek (kadar tehlikelidir).” buyurarak bu gerçekliğe işaret etmiştir. Bir gün “Allah’ım! Küfre ve fakirliğe düşmekten sana sığınırım.” şeklinde niyazda bulunmuş; bunu duyan bir sahâbînin “Ya Resûlallah! Bu ikisi, birbirine denk midir?” sorusuna “Evet” cevabını vermiştir (Ebû Davud). Bir başka kutlu sözünde de hayırlı bir eşi, geniş bir evi ve rahat bir bineği, mutluluk sebepleri olarak zikretmiştir. (Ahmed b. Hanbel ve İbn Hibbân). Dolayısıyla mutlu olmak isteyen insan, elinden geldiğince helal yollardan temel ihtiyaçlarını gidermenin vesilelerini aramalıdır.

3.Allah’ın verdiğine kanaat etmek:

Günümüz insanları olarak hepimiz vahşi kapitalizmin az ya da çok etkisi altındayız. Haz ve hız çağında maddeyi çılgınca tüketme arzusu, zavallı modern insanı manen tüketiyor. Tüketim hırsı, çağımızın en büyük hastalığı ve ahlâkî problemi durumunda. Yapılan tüm araştırmalar, tüketim arzusunun, insanın mutluluğunu değil mutsuzluğunu artırdığını ortaya koyuyor. Hâlbuki tarih boyunca tüm peygamberler ve bilgeler, insanın mutluluğu için elindekine kanaat etmesinin önemine vurgu yapmıştır.

Elbette kanaat, daha iyisini elde etmeye talip olmaktan men etmemeli insanı. Şartlar uygun olduğunda kendisini zorlamadan, insanî ve ahlâkî bir yaşama engel olmadan dünya nimetlerini elde etmek için çalışmakta din ve ahlâk açısından bir beis yoktur. Ancak tüm enerjisini daha çok dünyalık elde edip onu tüketme uğrunda heba eden, bol bol tüketme arzusuyla yanıp tutuşan insan aslında kendisini insan yapan özelliklerini tükettiğinin farkında değildir. Tükettikçe tükenir insan. Bunun kaçınılmaz sonucu, mutsuzluktur. Mutlu olmak için en temel şartlardan birisi, eldekine kanaat edip beklentiyi küçük tutmaktır. Beklentiyi küçük tutmak, insanı daha az çalışmaya ya da tembelliğe sevk etmek değildir. İnsan, her konuda elinden geleni yapmalı ama beklentiyi küçük tutmalıdır. Zira beklenti küçük olursa, elde edilen her nimet fazladan “bonus” gibi gelecek ve beklenmedik bir nimet gibi algılanıp insanı şükretmeye götürecektir. Beklenti büyük olduğunda ise elde edilen nimetler beklentiyi karşılayamayacak ve insan bir türlü tatmin olamayacaktır.

Allah’a teslim olan, O’nun “Rezzâk” sıfatına da teslim olup verdiği rızka kanaat ederek şükretmesini bilir. Hakikatte “Rezzâk” olanın Allah olduğundan gafil olan kişi ise doyumsuz bir şekilde dünyalık peşine düşer ve hiçbir zaman doyamaz. Zira imansız ve kanaatsiz insanın elde ettiği dünya nimetleri ancak açlığını artırır. Arifler, dünya nimetlerini tuzlu suya benzetirler. Ondan içtikçe, kanmak şöyle dursun susuzluk iyice artar. Aşırı dünya sevgisinin ve tamahkârlığın insanın başına ne büyük belalar açtığını en güzel şekilde anlatan öykülerden biri Tolstoy’un “İnsana Ne Kadar Toprak Gerekir?” hikâyesidir. Hikâyenin kahramanı Pahom, küçük toprağı olan fakir biridir. Ne kadar çok toprağa sahip olursa o kadar mutlu olacağını düşünür. Yavaş yavaş topraklarını genişletir. Bir gün Pahom, Başkurtlar adlı bir halktan şöyle bir teklif alır: “Sadece bin ruble karşılığında, tüm gün boyunca yürüyüp kat edebileceğin kadar toprağı satın alabilirsin. Ama bir şartımız var: Akşama kadar başladığın yere geri dönemezsen tüm hakkını kaybedersin.” Pahom, bu teklife bayılır. “Bir gün boyunca yürüyerek kocaman araziyi kat edebilirim; sonunda çok geniş bir toprağım olur.” diye düşünür. Gün doğar doğmaz hızlı adımlarla yürümeye başlar. Çok arazi sahibi olmak için çok yürümek gerektiği düşünür. Ancak zamanla işi abarttığını anlar, akşama kadar başlangıç noktasına dönmekte zorlanacağını düşünür ve hemen geri döner; yolu uzun olduğu için koşmaya başlar. Koşar da koşar. Güneş batmak üzereyken son bir hamleyle temposunu iyice artırır. Nihayet başladığı noktaya varır. Ancak varır varmaz da yere yığılır. Kalbi bu tempoya dayanamamıştır. Oracıkta ölmüştür. Artık ona gereken “yalnızca bir mezar yeri kadar toprak”tır.

O’na ve O’nun kutlu elçisine teslim olup, verdiklerine kanaat edenlerden olabilmek niyazıyla…

En son güncellemeleri ve haberleri takip etmek için SonTurkHaber.com'ı izlemeye devam edin, biz durumu takip ediyor ve en güncel bilgileri sunuyoruz.
seeGörüntülenme:111
embedKaynak:https://www.yenisafak.com
archiveBu haber kaynaktan arşivlenmiştir 19 Eylül 2025 04:06 kaynağından arşivlendi
0 Yorum
Giriş yapın, yorum yapmak için...
Yayına ilk cevap veren siz olun...
topEn çok okunanlar
Şu anda en çok tartışılan olaylar

Nepal’de şiddetli yağışların yol açtığı afetlerde 51 kişi hayatını kaybetti Dünya Haberleri

07 Ekim 2025 11:25see248

Muş ta gökyüzü Filistin için balonlarla renklendi VİDEO İZLE

08 Ekim 2025 00:34see213

Ticaret Bakanlığı Dış Ticaret Beklenti Anketi ni yayımladı

07 Ekim 2025 10:35see208

Süper Lig ekibinin başkanı ve 3 oyuncusu vergi rekortmenleri arasına girdi

08 Ekim 2025 09:58see203

Denizli de balkonda düşen avukat, hayatını kaybetti

07 Ekim 2025 12:54see201

Resmi Gazete de yayımlandı! Gurbetçilere kötü haber

08 Ekim 2025 10:09see193

L’Étape Türkiye by Tour de France Bisiklet Yarışları’nın 2 km’lik üçüncü parkuru 11 Ekim de İstanbul da koşulacak

07 Ekim 2025 19:13see178

Prime Alışveriş Festivali başladı! İşte öne çıkan markalar

07 Ekim 2025 14:22see173

YARIN BAŞLIYOR! 260 bin personel denetleyecek! İşte uyulması gereken kurallar HABERLER Son dakika haberleri

09 Ekim 2025 01:58see169

Eski Trabzonsporlu Marcelinho hastanede tedavi görüyor

08 Ekim 2025 12:34see168

Brezilyalı yıldızdan üzen haber! Kanser teşhisi konuldu

08 Ekim 2025 18:29see158

QFlats ile gayrimenkulde sigorta destekli yeni dönem Sözcü Gazetesi

08 Ekim 2025 15:37see155

Trump: Pazar günü Mısır’a gidebilirim

08 Ekim 2025 23:20see155

Yaşamayı unutmayalım! Gökhan Özcan

09 Ekim 2025 04:06see154

‘Elektrik talebindeki artış nükleer enerjiyi yeniden gündemin ilk sırasına taşıdı’

08 Ekim 2025 13:13see148

İsrail ordusu, Özgürlük Filosu na saldırdı

08 Ekim 2025 06:14see144

KIZILELMA dan ilk atışta tam isabet

08 Ekim 2025 23:17see139

Telefonda FETÖ yalanıyla 10 milyon lira dolandırıldı

08 Ekim 2025 16:28see136

SON DAKİKA: Kremlin den ABD ye yaptırım göndermesi: Rusya nın içişlerinden müdahaleden başka bir şey değil! Dış Haberler

09 Ekim 2025 00:53see131

ABD duyurdu: El Kaide bağlantılı örgütün üst düzey yöneticisi Suriye de öldürüldü

08 Ekim 2025 00:04see128
newsSon haberler
Günün en taze ve güncel olayları