Ekonomi büyüyor, tarım ve gıda fiyatları dikkat çekici Mehmet Akif Soysal
SonTurkHaber.com, Yenisafak kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.
Bu hafta iki önemli veri açıklandı bunlardan ilki enflasyon diğeri ise büyüme verileridir.
Her iki verinin farklı yönlerde artı ve eksileri olan bir karnesi meydana çıkmıştır.
Ana hatlarıyla büyüme karnesine bakacak olursak;
* Yıllık reel büyüme (zincirlenmiş hacim endeksi): %4,8
* Mevsim & takvim etkilerinden arındırılmış çeyreklik büyüme: %1,6.
* Takvim etkisinden arındırılmış yıllık büyüme: %4,6.
* Cari fiyatlarla GSYH (II.Çeyrek değeri): 14,58 trilyon TL (yıllık nominal +%43,7) ≈ 377,6 milyar $.
* Büyümenin kesintisiz sürmesi: Seri 20. çeyreğe ulaştı.
Üretim (sektörel) kırılım
* Sanayi: %6,1
* Hizmetler (inşaat dâhil): %5,2
* İnşaat: %10,9
* Tarım: -%3,5
Şeklinde oluşmuştur.
Bu verilere ek olarak yatırım tarafını irdelemekte fayda var.
Yatırım kalemi (gayrisafi sabit sermaye oluşumu) 2025-II. çeyrek büyüme verilerinde oldukça dikkat çekici. TÜİK göre:
1. Genel yatırım büyümesi
* Yıllık artış: %8,8
Bu, 2024’ün ortalarından itibaren yatırımların yeniden ivmelendiğini gösteriyor. Büyümenin ana motorlarından biri iç talep iken, yatırımlar da ek güç katmış.
2. Alt kırılımlar
* İnşaat yatırımları: %11,6
Deprem bölgesi konut, kentsel dönüşüm ve kamu altyapı projelerinin etkisiyle güçlü artış kaydedilmiş.
* Makine ve teçhizat yatırımları: %9,3
Sanayi üretim kapasitesini genişletmeye yönelik yatırımların sürdüğünü, reel sektörün üretim iştahının canlı olduğunu gösteriyor.
3. Büyümeye katkısı
* Yatırım harcamaları toplam büyümeye yaklaşık +1,6 puan katkı yaptı.
* Özellikle inşaat tarafı bu katkının önemli kısmını sağladı; makine-teçhizat da sanayideki %6,1’lik büyüme ile uyumlu şekilde pozitif katkı sundu.
Yatırımlar makro ekonomi perspektifinde bize ne anlatıyor?
Bu durum, makro ekonomideki tüm zorluklara rağmen Türkiye ekonomisinin kısa vadede iç talep + inşaatla, orta vadede ise sanayi kapasite artışıyla büyüdüğünü ortaya koyuyor. Yüksek faize rağmen çarkların halen sağlıklı döndüğünü veriler bize ifade ediyor.
* Zorluklara ve belirsizliklere rağmen reel sektör, kapasite artırıcı yatırım yapıyor. Bu, büyümenin sürdürülebilirliği için olumlu bir sinyal.
* Yatırımın içeriği kıymetli. Yatırım artışının sadece inşaatla değil, aynı zamanda makine-teçhizatla destekleniyor olması, büyümenin daha üretken bir yapıya doğru kayabileceğini işaret ediyor.
* Riskimiz var ama yönetilebilir. Ancak ithalatın yıllık %8,8 artmış olması, makine-teçhizat yatırımlarının önemli kısmının ithalata dayalı olduğunu düşündürüyor. İrdelemek lazım. Bu da cari açık üzerinde baskı yaratabilir.
Şimdi açıklanan enflasyon rakamlarını inceleyelim.
Manşet yıllık enflasyon temmuz ayındaki %33,52 seviyesinden %32,95’e geriledi.
Aylık artış ise %2,06 → %2,04 ile beklenenden (yüzde ikinin altı çok iyi haber olurdu) kısmen daha yüksek ama yatay. Bu, dezenflasyonun yavaş ve dalgalı bir patikada ilerlediğini gösteriyor.
Geçen hafta bahsettiğimiz gibi hane halkında beklentilerin halen kırılmadığı aşikâr. Muhakkak ki siyasi konjonktür de bu kırılmayı geciktiriyor.
Çekirdek göstergeler (B ve C) aylıkta %1,7–2,1 bandında; enerji ve işlenmemiş gıda etkilerinden arındırınca da ana eğilimde yapışkanlığın halen sürdüğü gözükmekte.
Enflasyonda ana mesele;
Gelen verilere göre, Gıda ve konut kalemleri aylık/yıllık enflasyonu yukarı çeken başlıca unsurlar; üretici enflasyonu yıllıkta %25,16 ile tüketicinin altında kalsa da aylık %2,48 ile maliyet baskılarının sürdüğüne işaret ediyor. Ancak geleceğe dönük pozitif alanda kalmaya devam ediyor.
İki veriyi birleştirince manzara nasıl? Tarım ve Gıda ilişkisi anlamlı.
Tarımda küçülme ve Gıda enflasyonu çok ilişkili ve anlamlı duruyor.
1. Büyüme verisi (2025-II. Çeyrek) – Tarımda küçülmeyi ifade ediyor.
* Tarım sektörü yılın ikinci çeyreğinde -%3,5 küçüldü.
* Yani tarımsal üretim geçen yılın aynı dönemine göre ne yazık ki daraldı.
* Ancak bu daralma, iklim koşulları yani kurak geçen 2024-25 yılı önemli etken ayrıca zirai don fazla kayıp verilmesine sebep oldu. Diğer taraftan girdi maliyetleri (mazot, gübre) ve yanı sıra düşük verimlilik gibi faktörler sektörde regülatör olarak devletin alması gereken yolun olduğunu işaret ediyor.
2. Enflasyon verisi (Ağustos 2025) – Gıda fiyatları yüksek artış
* Gıda & alkolsüz içecekler grubunda aylık %3,02, yıllık %33,28 artış oldu.
* Bu, manşet TÜFE’nin (%32,95) biraz üzerinde.
* Özellikle işlenmemiş gıda kalemlerinde (sebze, meyve, et, süt ürünleri) artışlar daha belirgin. Tarımsal üretim ile ilişkili bir durum olduğu açık.
3. İlişki – “Arz daralması + fiyat artışı”
Tarımda küçülme demek, arz tarafında üretim miktarının gerilediği anlamına geliyor.
Arz azalınca, özellikle mevsimsel ürünlerde fiyatlar daha hızlı artıyor.
Bu yüzden büyüme tarafında tarım negatif katkı yaparken, enflasyonda gıda fiyatları ortalamanın üzerinde yükselmiş görünüyor.
Yani aynı dönemde hem GSYH’ye negatif katkı, hem de TÜFE’ye pozitif baskı yaratmış.
Sonuç; Tarım küçülürken gıda fiyatları ortalamanın üzerinde arttı; bu da Türkiye’de tarımın “hem üretim hem de fiyat istikrarı” açısından kritik rolünü bir kez daha gösteriyor. Gıda arz güvenliği ekonominin istikrarı açısından önem arz ediyor. Bilhassa dezenflasyonist sürece girilen dönemlerde hane halkı beklentisini etkileyen ana faktör olması nedeniyle dikkat edilmesi gerekli. Üstüne üstlük önümüz kış, yazın gıda bolluğu artık olmayacak. Bu nedenle gıda arzının tüm halkaları için tedbirli olmak gerekli.



