Endülüs’ün yaşayan şaheseri Elhamra Yeni Şafak Kitap Eki Haberleri
SonTurkHaber.com, Yenisafak kaynağından alınan verilere dayanarak duyuru yapıyor.
Dünya çapında şöhrete ve bütün İslâm eserleri arasında son derece imtiyazlı bir yere sahip olan Elhamra Sarayı, Endülüs mimarisinin muazzam güzellikteki taş oymacılığının sütunların, kemerlerin, revakları ve duvarlarıyla İslâm sanatına ışık tutuyor. İç avluları, bahçeleri, salonları, karmaşık geometrik desenler ve çeşitli motiflerle işlenmiş Endülüs medeniyetinin zarafet timsali abidevi eseri Elhamra İslam sanatının en güzel örneklerinden biri olarak kabul ediliyor.
Orta çağ İslâm sanatı ve kültürünün görkemli yapılarından Elhamra Sarayı’nın tarihe tanıklık eden hikâyesi İngiliz yazar Robert Irwin’in (1946-2024) kaleminden tarih ve sanat ile iç içe benzersiz bir yolculuğa davet ediyor. Enes Ergöktaş’ın Türkçe’ye kazandırdığı, Ketebe Yayınları’ndan okurla buluşan “Bir Dünya Harikası Elhamra” yüzyıllar içinde hem tarihi önemi hem de mimari zarafeti ile insanı kendine hayran bırakan Elhamra Sarayı’nın ve Müslüman İspanya›nın mirasına dair gerçek bir bakış açısı sunmayı başarıyor.
İslamın en büyük anıtı
Yalnızca birkaç sarayı değil kışla, cami, medrese, mesire alanı, hamam ve su arkları gibi farklı mekânları da ihtiva eden bir saray-şehir niteliğe sahip Elhamra Sarayı, tamamlandığı günden beri İslam’ın Avrupa’daki geçmişini temsil eden en büyük anıt olma özelliğini koruyor. Hemen her unsuruyla bir masal sarayını andıran bu yapılar topluluğunun yüzyıllara uzanan geçmişi, sanatı ve kültürel mirasa etkileri Elhamra Sarayı’nın avlusu ve iç görünümüne dair belge niteliğindeki fotoğraflar eşliğinde eserde okura sunuluyor.
Elhamra Sarayı 13. yüzyılın ortalarında Nasrîler (Benî Ahmer) Devleti’nin baş kenti Gırnata’da merkezî bir konumunda bulunan Sebîke Tepesi üzerine inşa edilmiştir. 1232 yılında Muhammed Bin Ahmer’in isteğiyle temelleri atılan Elhamra kale-saray formunda bir kompleksten oluşmaktadır. Nasrililerin bölgedeki hâkimiyet sürdüğü iki asır içinde yeni yapıların eklenmesiyle Elhamra muhteşem bir saraya dönüşmüştür. Elçiler Salonu, Meşver, Sultanlar Salonu, İki Kız Kardeş Salonu, Aslanlı Avlu ve Mersinli Avlu Elhamra’nın mimari ve tezyînî olarak en gösterişli yapılarıdır. İnşasında kullanılan kil harcın kızıla çalan renginden dolayı “Kızıl” anlamına gelen El-Hamrâ sıfatıyla tanımlanan Elhamra, Orta Çağ’dan günümüze ulaşan tek Müslüman saray olmasıyla büyük önem taşıyor.
1492’de Aragon Kralı II. Ferdinand ve Kastilya Kraliçesi I. Isabel’in muhasara ettiği Endülüs’ün son kalesi Gırnata’nın düşüşüyle İber Yarımadası’nda yedi asır devam eden İslâm hâkimiyeti sona erdi. Ferdinand ve İsabel’in kraliyet sarayı olarak muhafaza ettikleri Elhamra’nın bazı bölümleri ise zaman içinde değişikliğe uğradı. Rönesans etkilerinin görüldüğü çeşitli eklemeler ve geçirdiği restorasyonlara rağmen Elhamra, İslâm mimarisinin en önemli hazinelerinden biri olarak zamana karşı direnmeyi sürdürdü.
Elhamra tarih boyunca pek çok yangın, deprem, yıkım, işgal ve talanın tahribata uğramış olmakla birlikte dimdik ayakta kalmayı başarmıştır. 1526’da Kastilya kralı V. Carlos kendi adını taşıyan sarayın yapımı için ElHamra’nın bir kısmını yıktırtmıştır. 1809’da Napolyon kuvvetleri Granada’yı işgal ettiklerinde Elhamra’yı karargâh olarak kullanmıştır.
TURİST AKINI
On dokuzuncu yüzyılda oryantalist bir bakışla Avrupalı turistlerin uğrak yerlerinden biri haline gelen Elhamra Sarayı duvarlarına isimlerini kazımaları, yanlarında karo, taş ve sıva parçaları götürmeleri sonucu zarar görmüştür. Elhamra’ya ait karo parçaları, yazıt, mermer sütun, vazo, lamba vb çeşitli tarihi eserler Madrid’deki Museo Arqueológico Nacional’de, Berlin’deki Museum für Islamische Kunst’ta, Londra’daki Victoria ve Albert Museum ile British Museum’da, Palermo ve St. Petersburg’daki müzelere götürülmüş ve günümüzde buralarda sergilenmektedir.
Robert Irwin, kitabında Elhamra Sarayı’nın inşasının ardındaki siyasi ve sosyal atmosferle birlikte tarihî şahsiyetlerin ve sanatçıların bu inşaya katkılarını ortaya koyuyor. Aynı zamanda Elhamra’nın edebiyat, mimari, resim, müzik gibi çeşitli alanlarda Batı ve Arap dünyasının sanatlarına etkisini de konu ediniyor. Arap şair ve aydınlarından Ahmet Şevki, Nizar Kabbani, Mahmud Derviş’in dizilerinde Elhamra dair izlere dikkat çekiyor. Alfred de Vigny, Victor Hugo, François-René de Chateaubriand, Washington Irving, Federico García Lorca, Jorge Luis Borges gibi Batılı yazar ve şairlerin anlatımlarında John Frederick Lewis, Henri Regnault, James Cavanagh Murphy, Jean-Léon Gérôme’in çizimlerinde Elhamra’nın yansımalarını ve oryantalist etkileri gözler önüne seriyor. Elhamra’yı perilerin, masalların ve çeşitli fantezilerin diyarı olarak gören Oryantalist bakış açısını eleştirerek onu gerçekçi bir biçimde değerlendirmeye çalışan Irwin, bununla birlikte Elhamra’nın tüm bu hikâyelerden azade olamayacağının da vurguluyor.
UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer alan ve her yıl dünyanın çeşitli ülkelerinden milyonlarca ziyaretçiyi ağırlayan Endülüs’ün incisi Elhamra Sarayı’nı nasıl gezilmelidir? sorusunun cevabını kitapta ayrıntılı olarak paylaşan yazar aynı zamanda ziyaret için çeşitli tavsiyelerde bulunuyor. Ayrıca Irwin, Endülüs Sanatı ve Elhamra Sarayı’na dair ileri okuma yapmak isteyenler için belli başlı kaynak eserleri de ele alıyor.
Arap ve İslam kültürü üzerine çok sayıda esere imza atmış Robert Irwin’in uzman rehberliği, “İspanya’nın en iyi korunmuş gizi” olarak nitelendirdiği Elhamra’yı tarihin, sanatın ve mimarlığın ışığında gezip görmek isteyenler için mükemmel bir fırsat sunuyor.


