Erdemliler İttifakı’ndan çıkmasını umduğum sonuç: Siyonizm ne pahasına olursa olsun yok edilmelidir! İsmail Kılıçarslan
SonTurkHaber.com, Yenisafak kaynağından alınan verilere dayanarak bilgi yayımlıyor.
Takip ediyorsunuzdur. Eyüp Sultan Camii’nde kıldıkları cuma namazını müteakip Müslüman Alimler Birliği Yassıada’ya geçti. Burada bir hafta boyunca her gün Gazze için toplanacaklar ve çok yönlü toplantılarla bazı kararlar alarak bunu dünya kamuoyu ile paylaşacaklar.
Âlimlerin Türkiye’ye gelip Gazze için toplanacaklarını öğrendiğim günden bu yana aklımda bir marka isimlendirmesi var: Erdemliler İttifakı. Sadece dünyanın Gazze’ye duyarlı Müslümanlarına ya da İslam ülkelerine değil, dünyada Gazze duyarlılığına sahip tüm halklara ve ülkelere doğru bir ittifak çağrısından söz ediyorum.
Gönlümden geçen bu Erdemliler İttifakı isminin ilhamını cahiliye döneminde, aralarında Efendimiz (s.a.v)’in de yer aldığı Hılfü’l-Fudul’dan aldım. Temel amacını “Mekke’de haksızlığa uğrayanları koruyup kollayarak adaleti temin etmek” olarak belirleyen bu topluluk, din, kabile, aşiret gibi her türlü farklılığı bir kenara bırakarak çalışmaya ant içmişti.
Bugün gelinen noktada Gazze’de görüyoruz ki dünya halklarının hemen tamamı Gazze için adalet talep ediyorlar. Her ne kadar ülkeler, kendilerinden bekleneni yapmak için harekete geçmedilerse de dünya halkları büyük bir dikkat ve öfkeyle Gazze için adalet istiyor.
Müslüman Âlimler Birliği’nin Türkiye buluşması bu öfkeyi ve dikkati hesaba katarak Müslümanları da kapsayan ama bütün insanlığa doğru bir ittifak çağrısı yapsa ne güzel olur.
Bu, burada bir dursun.
Sorumuz şu: Gazze için adalet nedir?
Bu sorunun cevabının açıklığı tartışma götürmez: Gazze için adalet, Siyonizm’in yok edilmesi, her bir Siyonist’in tek tek öldürülmesidir. Siyonist olmadığı halde Siyonistlere yardım ve yataklık eden kim varsa onları da asgarisinden tecride tabii tutmaktır.
Esasen Siyonizm’in yok edilip Siyonistlerin öldürülmesi sadece Gazze’ye adalet ile ilgili bir husus da değildir. Gazze’yi, Filistin’i, Lübnan’ı, Irak’ı, Mısır’ı, Yemen’i, Suriye’yi, İran’ı ve Türkiye’yi “babasının malı” sayan Siyonist aptallık biçimi, hedefine ulaşmak için dünyanın sürdürülebilirliğini tehdit etmekten hiç çekinmeyecek. Dolayısıyla Siyonizm’i yok etmek insanlık için bir ölüm kalım meselesi haline gelmiştir.
“Yok etmek” derken mecaz falan yapıyor değilim. Her bir Siyonist’i tek tek ve hiç acımadan yok edeceğimiz bir ittifak kuramazsak bu yaşlı ve yorgun dünyamız sonuna gelecek görünüyor. Bu da zaten Siyonist aptallık biçiminin istediği şeyin ta kendisi. Tanrıyı kıyamete zorlamak Siyonistler için hedeflerin en önemlisi. Dolayısıyla ortada İsrail açısından stratejik bir savaş falan yok. Doğrudan doğruya bir inanç savaşı bu. O yüzden bebekleri, çocukları öldürmekten kaçınmıyorlar. Bebek ve çocuk öldürmenin sevap olduğunu bile düşünüyorlar. Çünkü malumuzdur Tanrıyı kıyamete zorlamak için her melaneti “akla sığdıran” bir teoloji güncel Yahudi teolojisi.
O halde yeni soru şu: Siyonizm’i yok etmek için ajandamız ne olmalı?
Şimdilik İslam ülkelerinden de, dünyadaki diğer ülkelerden de umut yok. Bunun farkındalığı ile çıkmak lazım yola.
Ben bu süreci, 1897’de Basel’de yapılan Siyonist Kongresi’ne benzer şekilde yürütmek gerektiğini düşünüyorum. Orada Siyonistler nasıl uzun erimli ve sürdürülebilir bir plan üzerinde anlaştıysa Erdemliler İttifakı da Siyonizm’i ve Siyonistleri dünya üzerinden silecek uzun erimli ve sürdürülebilir bir plan yapmalı.
Bu planın dâhilinde ekonomik savaştan askerliğini İsrail’de yapmış çifte vatandaş Siyonistlerin vatandaşlıktan çıkarılıp İsrail’e sürülmesine, silah teknolojisinin geliştirilmesinden boykota, asker yetiştirmekten propaganda savaşlarına kadar her şey maddeleştirilmeli ve uygulamaya konulmalı.
Belki Müslüman Âlimler Birliği’nden bu ittifak çağrısı bu sefer çıkmaz ama umulur ki bahsettiğim ajandayı kurmanın ilk adımı Yassıada’da atılır. Biz de çocuklarımıza “dünyanın başında Siyonizm diye bir bela vardı. Bir grup erdemli insan, bu Siyonizm’i ortadan kaldırmak üzerine anlaştılar. Şimdi dünya üzerinde nefes alıp veren tek bir Siyonist yoksa bunu o bir grup insana da borçluyuz” diye anlatabiliriz.
Zaten bunu böylece anlatamazsak ne çocuklarımız kalacak ne de dünya.


