SonTurkHaber.com
close
up
Menu

ANA KADRODA! MasterChef ana kadroya kim girdi? MasterChef kadroya giren 5. isim kim oldu? 15 Temmuz Salı MasterChef kim kazandı?

ABD, Zengezur’a niye talip oldu

Çifte koltuk, ballı maaşlar Sözcü Gazetesi

Bahçeli’den ’15 Temmuz’ paylaşımı: ‘İhanete karşı milletin kıyamıdır’

15 Temmuz un unutulmaz anları! İnsan bir kere ölür, adam gibi ölür

EuroLeague de 2026 Final Four un nerede düzenleneceği netleşiyor Fanatik Gazetesi Basketbol Haberleri Spor

45 gün içinde başvurmayan tapu sahipleri hakkını kaybedecek Sözcü Gazetesi

Çalışan ve emeklinin yoksulluğu iktidarın tercihi Sözcü Gazetesi

Bakan Tunç: 15 Temmuz da son darbeyi vuracaklarını zannettiler, başaramadılar

15 Temmuz öğretileri: Kulağınızdaki küpeleri çekmeyi unutmayın! Nedret Ersanel

Hedefi başka çıktı! Transferiyle öncü olacak! Orkun Kökçü den yaş algısı yorumu

BM Genel Sekreteri Guterres: Gazze de sadece ateşkes yeterli olmayacak

İlk kurşun Maraş’ta, son kurşun Ankara’da sıkıldı! Asırlık kahramanlık nöbeti

Son dakika... 15 Temmuz un yıl dönümünde tüm Türkiye de 253 şehidin anısına selalar okundu

“Doğu Akdeniz’de ne işimiz var?” diyenler darbeci çıktı

Bu çorbalara sofrada yer açın : En faydalı 3 ev çorbası

15 Temmuz şehitleri dualarla anılıyor! 90 bin camide aynı anda sela sesleri yükseldi

‘Nadir’ bürokrat Erdoğan’ı 4’e katladı Sözcü Gazetesi

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç tan canlı yayında atama açıklaması! Gelecek günlerde müjde verilecek

Şanlıurfa’daki çocuk ölümleri ile ilgili vahim tabloyu Mahmut Tanal açıkladı

Esas vazife Nurettin Topçu üzerine çalışmaları derinleştirmek Yeni Şafak Kitap Eki Haberleri

Esas vazife Nurettin Topçu üzerine çalışmaları derinleştirmek Yeni Şafak Kitap Eki Haberleri

Yenisafak sayfasından alınan bilgilere göre, SonTurkHaber.com açıklama yapıyor.

Dergâh Yayınları’nın 1000. kitabı olarak yayınlanan Nurettin Topçu’nun “Tarih Sırasına Göre Bütün Yazıları” yazarın kaleme aldığı metinleri tarih sırasına göre okuma imkânı sunuyor. Kİtabı hazırlayan isimlerden İsmail Kara, Topçu'nun düşünce dünyasını yorumluyor.

N. REHA OKUNDU

Bu sene Cumhuriyet devrinin önde gelen fikir adamlarından Nurettin Topçu’nun vefatının 50. yıl dönümü. 10 Temmuz 1975’te vefat eden Topçu’nun hikâyeleri dahil bütün yazıları kronolojik olarak 2 ciltte bir araya getirildi ve “Tarih Sırasına Göre Bütün Yazıları” adıyla Dergâh Yayınları’nın 1000. kitabı olarak yayınlandı. Bu vesileyle hem Topçu külliyatını yayına hazırlayan hem de yazar ve eserleri üzerine pek çok esere imza atan Prof. Dr. İsmail Kara ile konuştuk.

nSiz Nurettin Topçu üzerine pek çok çalışma yaptınız, eserlerini yayına hazırladınız. Çağdaş Türk düşüncesine yıllardır emek veren biri olarak Topçu’yu Türk düşünce hayatında nasıl bir yere konumlandırıyorsunuz?

Önemli bir yer olduğu şüphe götürmez. Fakat Türkiye’de gerçek bir ilim ve fikir hayatı olmadığı için hem sıçramalar yapan büyük mütefekkirler gerektiği ölçüde ve seviyede fark edilemiyor hem de devamlılıklar sağlanamıyor yani tenkit ve bir yukarıya çıkarma mekanizmaları işletilemiyor. Halbuki bildiğimiz bir şey var; ilmî ve fikrî hayat, -buna sanat hayatını da katabiliriz- gittikçe genişleyen takipçiler sayesinde sürdürülüp geliştirilebilir. Takip fikri olmak şartıyla buradan başka istikametlere doğru akan kollar da çıkabilir, tenkit ve yeniden değerlendirmeler üzerinden farklı yollara ve çözümlere de varılabilir.

Nurettin Topçu hoca Fransa’daki tahsil hayatı ve doktorasından itibaren hem Avrupa’daki hem de Türkiye’deki ana felsefî ve ahlâkî sistemlerden ayrılarak yeni bir yol açıyor. İsyan Ahlâkı yeni bir kavramsallaştırma. Yaygın ve etkili felsefî-ahlâkî akımlar olarak bireycilik ve anarşizmin de cemaat ve cemiyetçiliğin yani sosyolojizmin de karşısında konumlanıyor. Çünkü bireycilik-anarşizm insanı kendisinin, cemiyetçilik-cemaatçılık ise toplumun, kalabalığın esiri kılıyor. Halbuki insan olabilmek için beşerin insanüstü seviyeye yönelmesi, onunla münasebete geçmesi gerekir.

Daha da önemlisi Katolik ve mistik filozof Maurice Blondel’in “aksiyon” felsefesinden etkilenmekle beraber onu yeniden yorumlayarak bir taraftan İslâmla, vahdet-i vücutla irtibatlandırarak, diğer taraftan Türk kültüründen iç kaynaklarını bularak aşıyor, yerlileştiriyor. Aşmak ve yerlileştirmek çok mühim; çünkü etkilenmekle taklidi, mal taşır gibi fikir taşıyıcılığını birbirinden ayırıyor aynı zamanda. 1930’lu, 1940’lı yılların Türkiye’sinde bunu yapan ve başaran başka bir felsefeci ve ahlâkçı yok. Bugün var mı? diye de sormak lazım.

Buradan onun ömrü boyunca ciddiyetle emek vereceği ve mücadelesini yapacağı ana yönelişlerini şöyle özetleyebiliriz sanırım: İlk olarak Türkiye’yi merkeze almak –“kendimizin dışında nereye koştuysak gurbette kaldık” cümlesi çok kıymetli–, ikinci olarak buradan İslâm ve Türk ilim ve fikir hayatına tenkitçi bir bakışaçısıyla uzanmak, tarihi şuurlu olarak ve muhasebesini yaparak tesahüp etmek, üçüncüsü Batı Avrupa’daki ilmî, fikrî ve estetik gelişmeleri, sıçramaları, daha baştan hayranı yahut karşıtı olmadan anlamak, takip, tahlil ve tenkit etmek, hiçbir aşağılık hissine kapılmadan bizimle nasıl bir alakalarının olabileceği üzerine düşünmek.

MÜCADELE TARZI

nBuradan soruyu genişletelim: Onu devrinin diğer aydınlarından, özellikle milliyetçi-muhafazakâr-mütedeyyin aydınlardan ayıran hususiyetleri nelerdi?

Bugün için de mühim bir mesele bu. Muhafazakâr-mütedeyyin çevrelerin giderek daha fazla ahlâkî sefaletlere duçar olmalarına bakarak Topçu Hoca’nın ahlâk meselesini birinci sıraya çıkarmasının altını tekrar ve ısrarla çizmek lazım. Dindarlığın şekille şemaille alakalı kısmı elbette var ama aslolan iç dünyanın imarı ve ahlâktır. Ahlâk ilk bakışta davranış ve hareketle alakalı gözükür ama arkasında bir bilgi, anlayış ve kavrayış, bunlara eşlik edecek bir irade ve azim olması lazım. Bugünkü duruma bakarak daha iyi anlayabiliriz ki muhafazakâr kesim ahlâk meselesini çok önemsemedi veya onu imanın ve ibadetin otomatik olarak garantiye alacağı bir alan olarak gördü.Hoca mücadele tarzı itibariyle de böyle sayılır. Onun Akif üzerinden yaptığı “büyük adam” tiplemesini kendi aradığı ve olduğu şahsiyet olarak da okuyup anlayabiliriz: Büyük adam eseriyle hayatını birleştiren, bütün ömründe aynı kanaatin, aynı imanın sahibi olan adamdır. Devirlere, cemiyete, muhitine uymaz, muhiti kendine uydurur; uyduramazsa çarpışır. Konformizme karşı isyan… Mutlak itaate ulaşarak alt itaat kademelerini bağlayıcı olmaktan çıkarmak, hürriyeti elde etmek. İkinci vasıf münzevi olmaktır. Kalabalığın içinde fakat yalnız yaşamayı göze almak diyebiliriz buna. Üçüncüsü devlet ve ikbal mevkilerinden uzak durmak. Hizmet, hürmet ve merhameti, mesuliyeti öne çıkarmak. Çok kere takip veya terk edilmeyi, sefaleti, ızdırabı göze almak…

Buradan bütünlük meselesine geçebiliriz. Muhafazakâr-mütedeyyin kesimin bugün de derinliğine farkında olmadıkları en mühim problemlerinden biri bütünlükten yoksunluktur. Bölük pörçük bir düşünce yapısı ve yaşama tarzı… Parçalı tarih, bölünmüş bir din ve ahlâk telakkisi… Meselâ kültür-medeniyet ayırımına kolaylıkla bel bağlar, bilimle dinin rahatlıkla uzlaşabileceğine yakın durur, zenginleşme ve sanayileşme ile dindarlığın, zühdün, takvanın problemsiz olarak yanyana bulunabileceğini düşünür vs. Topçu Hoca’nın II. Dünya Savaşı sonrasında, hususen Demokrat Parti iktidarı sırasında milliyetçi-muhafazakâr-mütedeyyin kesimlerin komünizm korkutması ve Rusya tehdidi ile Amerika ve kapitalizm çizgisine kolaylıkla sevk edilmesine, sanayileşme edebiyatına karşı duran tek kişi olması önemli. Sırf bu sebeple izleri bugünlere kadar gelecek şekilde tasfiye edilmeye, kenara itilmeye çalışıyor. Dünya sistemiyle, Ankara ile uzlaşmayanların işi her zaman zordur. Bunu bilmek ve buna göre hazırlanmak lazım. Şöyle bir cümle kuruyorum; “Hoca Türk olduğu için Avrupa’da, kurucu ve yaşatıcı unsur olarak İslâmı öne çıkardığı için Türkiye’de paranteze alındı”.

ESERLERİNE VE FİKİRLERİNE ARTAN BİR İLGİ VAR

nSizin hazırladığınız bibliyografyaya bir göz attığımızda Nurettin Topçu’nun çok üretken bir aydın olduğunu söyleyebiliriz sanırım. Topçu yaşadığı dönemde ve vefatının üzerinden 50 yıl geçtiği günümüzde yeterince anlaşıldı mı?

Anlaşılma meselesi ve bunun seviyesi kendi kendine olacak, oluşacak bir şey değil, bağımlı yani başka şeylere bağlı bir mesele. Üniversiteler dahil Türk eğitim sisteminin zayıf ve yetersiz, dahası Türkiye ile irtibatlarının çelimsiz olduğu bir vasatta üst ve farklı düşünceler, eğitim aşamasında olan kişilere, kademeli de olsa topluma kolay kolay intikal etmez, etmiyor. Ayrıca dünyadaki ve memleketimizdeki basın yayın organlarının, ortamlarının her renginin sıkı veya gevşek kontrol altında olduğunu da hesaba katmak lazım. Böyle bir ortamda hissiyatı yüksek, sloganlaştırılmış ve kabul edilmesi kolay fikirler veya kutuplaştırıcı söylemler yayılır. Yani kökleri bilinmeyen, üzerinde düşünülmeyen, sorgulanmayan kabuller… Kolay yönetilebilir bir kalabalık…

İnsanların çoğu hissiyat-hamaset kademesinden yukarıya yani düzenli ve mukayeseli bilgi seviyesine, düşünmenin ve muhakeme kapasitelerinin derinleşeceği felsefe ve hikmet kademelerine yükselme ihtiyacı duymaz, bunu bilmez, dert edinmez. Eğitim sistemimiz de bunu vermiyor. Hoca’nın maarif meseleleriyle çok yakından ilgilenmesinin sebeplerinden biri de bu.

Nurettin Topçu da bu çelimsiz durumdan payına düşeni alan mütefekkirlerimizden biridir. Biraz önce temas ettik; sürdürücü ve devamlılığı sağlayıcı birimler de pek işlemiyor. Genç talebelerinden biri “hocam sizi anlamıyorlar” diye şikâyetlenince Topçu’nun tebessüm ederek latife yollu “Mevlâna’sını anlamayan bir cemiyet bizi anlamamış da çok mu?” dediğini duymuştum.

Son yıllarda Hoca’nın eserlerine ve fikirlerine karşı giderek artan bir ilgi var. Hem de arkasında hiçbir siyasî ve sivil destek olmadan… Zaman içinde bunun anlama ve onun ele aldığı meseleler üzerinde yeniden düşünme mekanizmalarını harekete geçireceği ümit edilir. Kendimize dönmek…

nTopçu yazı hayatına 1926’da, daha 17 yaşında iken bir roman yazarak başlamış. Sonraki yazı serüvenini düşündüğünüzde Topçu’nun edebiyatla olan irtibatını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Evet, bu da mühim bir mesele. Bir iki broşür ve Felsefe grubu ders kitapları dışta tutulursa ilk bastırdığı kitap da hikâyelerinden meydana gelen Taşralı’dır. Yıl 1959. 60 darbesine kadar Hareket başta olmak üzere dergilerde yayınlanan fikrî metinlerini kitaplaştırmaya yanaşmıyor. Abdülaziz Bekkine Efendi hakkında yazdığı “vefeyatname”yi de bir hikâye gibi kaleme alıyor ve Taşralı’ya koyuyor. Demem o ki ilk yazı-kitap tecrübesinin romanla, Reha ile başlaması istisnai bir durum veya bir gençlik hevesi değil, edebiyata, sanata verdiği ehemmiyetle alakalı gözüküyor. Fransa’da lisans eğitimi sırasında sanat ve sanat tarihi dersleri de alıyor, ayrıca tezinde “Estetik İman” başlıklı bir kısım var. Felsefe doktorasını tamamlayıp memlekete döndükten sonra da ilk ele alıp yeniden yazdığı metin yine Reha olacaktır. Ben bu ısrarının aynı zamanda Anadolu romantizmi fikriyle de alakalı olduğunu düşünüyorum.

KRONOLOJİK OKUMANIN AVANTAJLARI

nNurettin Topçu’nun vefatının 50. yılı dolayısıyla ve Dergâh Yayınları’nın 1000. kitabı olarak Nurettin Topçu’nun Tarih Sırasına Göre Bütün Yazıları’nı iki büyük cilt halinde yayınladınız. Bu kitap nasıl bir ihtiyaçtan doğdu?

Bir yazar ve mütefekkir ana kavramları ve meseleleri etrafında tematik olarak da okunabilir, kronolojik olarak da. Tarih sırasına göre okumanın önemli avantajları var. Bunlardan biri yazarın, mütefekkirin, sanatkârın eserleri ve fikirlerindeki değişmeleri ve gelişmeleri, sıçramaları, bunların muhtemel sebeplerini takip etme imkânı vermesi. İkincisi ve belki daha da önemlisi yazıların arayışlarının, fikirlerinin eşzamanlı olarak hangi felsefî-dinî-siyasî-kültürel tartışmalara, tenkitlere, müzakerelere, arayışlara paralel bir şekilde vücut bulduğunu tesbit etmek yahut yoklamak. Böylece sadece bir yazarı değil bir dönemi de takip etme imkânınız olacak veya bir düşünce adamını daha derinden kavramak için metinlerinin dönemlerine, dönemsel kaynaklarına ve irtibatlarına dikkat kesilmek ihtiyacınız karşılanacaktır. Bu kronolojik okuma size yazarın dönemsel yönleri kadar orijinal, istisnai taraflarını da gösterecektir.

nO zaman şunu sormak isterim: Topçu’nun yazdıklarını kronolojik bir şekilde okumaya tâbi tuttuğunuzda sizi şaşırtan bir husus oldu mu?

Erken tarihlerden itibaren Topçu Hoca’nın biyografisi ve bibliyografyasıyla yakından ve birlikte uğraştığım için benim için şaşırtıcı diyebileceğim keşifler bu aralarda oldu. Fakat meselâ Hoca’nın demokrasi tenkitlerinin zamanlamasının, dindar insanların din anlayışlarının ve dinî yaşantılarının yer yer sert sayılabilecek ifadelerle yeniden ele alınması tarihlerinin, Anadolu sosyalizmini gündeme getirme döneminin tesbiti… her okuyucu için önemli olmalıdır diye düşünüyorum. Muhafazakâr-mütedeyyin kesimi neredeyse bütünüyle kuşatan sanayileşme-kalkınma edebiyatına, fabrika bacaları ile minarelerin yanyana ve problemsiz olarak yükseltilmesine, dinin siyasete alet edilmesine karşı duruşları da böyledir.

Düşünce, fikir esas itibariyle kavramsal olduğu için bir tarafıyla zamanüstüdür denebilir ama zamanla sınırlı bir pratikle, kronoloji ile irtibatlandığında daha imkânlı olarak kavranabilir.

MEKTUPLARI HAZIRLANIYOR

nNurettin Topçu için Türkiye’de külliyatı yayınlanan yazarlar açısından şanslı diyebiliriz sanırım. Ezel Erverdi’nin ve sizin gayretlerinizle bütün metinleri kitaplaştı. Peki hala kenarda köşede kalmış ya da kitaplaşmamış bir metni var mı ya da erişemediğiniz, bir yerlerden çıkacağını ümit ettiğiniz bir mektup, konuşma metni vs.?

Bu sene neşir dairesini tamamlıyoruz diyebilirim. Bugünlerde Vaaz ve Dua adıyla bir konuşma metnini yazılı haliyle karşılaştırmalı olarak yayınladık. Küçük fakat Topçu fikriyatı açısından mühim bir metin. Bütün Yazıları ile birlikte yeni satışa sunuldu. Şu sıralar vakit buldukça mektupları üzerine çalışıyorum. Notlandırılmış ve bazı mektupların, kartpostalların görsellerini de ihtiva eden güzel bir neşir olacak diye umuyorum. Önümüzdeki yıllarda Dergâh Yayınları’na intikal etmiş Topçu Hoca’ya ait belgeleri, fotoğraflar başta olmak üzere görselleri, notları, yazı ve kitap müsveddelerini, bizim derleyip topladıklarımızı, sahaflardan ve müzayedelerden aldıklarımızı dijital ortama aktarıp, tasnif ve tavsif edip ilgililerin hizmetine sunmak gibi bir vazifemiz de olacak.

Fakat esas vazife Nurettin Topçu hoca üzerine çalışmaları derinleştirmek ve müzakere kapılarını genişletmek, geliştirmek. Bu vadide daha yapılacak çok iş var.

En son güncellemeleri ve haberleri takip etmek için SonTurkHaber.com'ı izlemeye devam edin, biz durumu takip ediyor ve en güncel bilgileri sunuyoruz.
seeGörüntülenme:84
embedKaynak:https://www.yenisafak.com
archiveBu haber kaynaktan arşivlenmiştir 16 Temmuz 2025 08:16 kaynağından arşivlendi
0 Yorum
Giriş yapın, yorum yapmak için...
Yayına ilk cevap veren siz olun...
topEn çok okunanlar
Şu anda en çok tartışılan olaylar

ANA KADRODA! MasterChef ana kadroya kim girdi? MasterChef kadroya giren 5. isim kim oldu? 15 Temmuz Salı MasterChef kim kazandı?

16 Temmuz 2025 01:02see187

ABD, Zengezur’a niye talip oldu

16 Temmuz 2025 07:14see157

Çifte koltuk, ballı maaşlar Sözcü Gazetesi

16 Temmuz 2025 04:30see154

Bahçeli’den ’15 Temmuz’ paylaşımı: ‘İhanete karşı milletin kıyamıdır’

15 Temmuz 2025 00:51see147

15 Temmuz un unutulmaz anları! İnsan bir kere ölür, adam gibi ölür

15 Temmuz 2025 01:43see145

EuroLeague de 2026 Final Four un nerede düzenleneceği netleşiyor Fanatik Gazetesi Basketbol Haberleri Spor

15 Temmuz 2025 14:43see143

45 gün içinde başvurmayan tapu sahipleri hakkını kaybedecek Sözcü Gazetesi

15 Temmuz 2025 14:37see141

Çalışan ve emeklinin yoksulluğu iktidarın tercihi Sözcü Gazetesi

16 Temmuz 2025 05:01see137

Bakan Tunç: 15 Temmuz da son darbeyi vuracaklarını zannettiler, başaramadılar

15 Temmuz 2025 00:52see136

15 Temmuz öğretileri: Kulağınızdaki küpeleri çekmeyi unutmayın! Nedret Ersanel

15 Temmuz 2025 04:05see134

Hedefi başka çıktı! Transferiyle öncü olacak! Orkun Kökçü den yaş algısı yorumu

15 Temmuz 2025 14:26see134

BM Genel Sekreteri Guterres: Gazze de sadece ateşkes yeterli olmayacak

15 Temmuz 2025 16:23see134

İlk kurşun Maraş’ta, son kurşun Ankara’da sıkıldı! Asırlık kahramanlık nöbeti

15 Temmuz 2025 00:00see133

Son dakika... 15 Temmuz un yıl dönümünde tüm Türkiye de 253 şehidin anısına selalar okundu

16 Temmuz 2025 00:30see131

“Doğu Akdeniz’de ne işimiz var?” diyenler darbeci çıktı

15 Temmuz 2025 00:01see130

Bu çorbalara sofrada yer açın : En faydalı 3 ev çorbası

14 Temmuz 2025 19:44see130

15 Temmuz şehitleri dualarla anılıyor! 90 bin camide aynı anda sela sesleri yükseldi

16 Temmuz 2025 00:20see129

‘Nadir’ bürokrat Erdoğan’ı 4’e katladı Sözcü Gazetesi

16 Temmuz 2025 04:01see128

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç tan canlı yayında atama açıklaması! Gelecek günlerde müjde verilecek

15 Temmuz 2025 00:49see127

Şanlıurfa’daki çocuk ölümleri ile ilgili vahim tabloyu Mahmut Tanal açıkladı

15 Temmuz 2025 00:32see127
newsSon haberler
Günün en taze ve güncel olayları