Filenin sultanları ve Küresel Sumud Yaşar Süngü
SonTurkHaber.com, Yenisafak kaynağından alınan verilere dayanarak haber yayımlıyor.
Eylül ayı romantiklerin aşk ayı, çocuklu ailelerin okulların açılması nedeniyle masraf ayı, ev hanımları için de kışa hazırlık ayı.
Birçok ailede filenin sultanları eylül ayı başında pazarlarda marketlerde en çok sivri domatesin fiyatını takip eder.
Domatesin en ucuz olduğu dönemlerdeyiz.
**
Eskiden semt pazarlarına iplikten yapılmış filelerle gidilirdi.
Pazarcılarda naylon poşet yoktu.
Poşet yerine gazete kağıdının hamurla yapıştırılmış hali olan kese kağıtları vardı.
Pazar ürünleri bu kese kağıtlara konularak fileye yerleştirilirdi.
Meyve ve sebzeler kese kağıdının içinde olduğu için gözükmezdi.
Kimse kimsenin pazardan ne aldığını bilemezdi.
Dolayısıyla kimsenin filesinde kimsenin gözü kalmazdı.
Bu anlayışla aynı zamanda zengin fakir ayrımı da gizlenmiş olurdu.
“Zembil, içindekini sen bil” denir ve alınan ürünlere göz değmesin, birinin canı istemesin anlayışı ile pazar yapılırdı.
Şimdi bakkal ve marketlerde kese kâğıdı yok ama kapitalizmin hazır konservelerine, soslarına direnerek ev yapımı domates suyu, biber salçası yapan, sos yapan, turşu yapan konserve üreten kadınlar büyük şehirlerde bile hâlâ var çok şükür.
**
Remziye hanımın bahçesi şehir dışında kasabada olduğu için biraz daha büyük.
Onun bahçesinde domatesleri, sivri biberleri, dolmalık biberleri yeşillikleri, nanesi, maydanozu bol.
Her yıl karı koca 1,5 dönümlük bütün bahçeyi ekiyor, ne çıktıysa dağıtıyor.
Misafirliğe gelmek isteyenlere “Naylon poşet getirin. Ben de yok” diyor.
Ayşe hanım kilosu 16 liradan bulduğu domateslerle 40 kavanoz domates suyunu kışlık dolaba dizmiş.
Mihriban hanım 30 kavanoz domates, 10 kavanoz menemen hazırlamış.
Emine ve İlknur hanımlar Ajvar sosu için fiyatların biraz daha düşmesini bekliyorlar.
Eşleri fiyatları takipteymiş.
Köz patlıcan, köz biber, domates, sarımsak ve soğan gibi temel malzemelerle hazırlanan bir sos Ajvar sosu.
Salçaya ve kırmızı ezmeye benziyor, tadı da enfes oluyor.
Ajvar sosu, Balkan ülkelerine ait. Özellikle de Makedonya kökenli olduğu biliniyor.
Hatice hanım bahçesindeki ağacından topladığı incirlerden yaptığı reçelleri eşine dostuna göndermeye başlamış.
Bu sene de erikleri ziyan etmemiş.
Dağıttıklarının dışında topladıklarıyla da kavanoz kavanoz erik marmelatı hazırlamış.
Nuray hanım bu yıl sos, salça ve domates sularını Fatma ve Özge gelinleri ile birlikte hazırlamış.
Bunlar filenin sultanları.
Şirketler bu hanımları sevmezler.
Neden?
Satın alma yerine evde yapılabilecek ürünleri evde yapmayı tercih ettikleri için.
Şirketlerin en büyük rakipleridir bu hanımlar.
**
Küresel kapitalizm israftan beslenir.
Filenin sultanları israfı sevmez.
Ürettiklerini israf etmeyerek hediyelik ürünlere ve gıdaya dönüştürür.
Küresel kapitalizmin büyüsüne kolaycılığına kapılmaz, ev yapımı ürünlerin her türlü zahmetine katlanarak direnir.
**
Yeni Şafak İnternet Yayın Yönetmeni Ersin Çelik Gazze’ye yola çıkacak olan Küresel Sumud filosu için İtalya’da.
Filo günlükleri diye köşe yazılarında birkaç günden beri oradaki izlenimlerini aktarıyor.
Çok dokunaklı insani hikayeler aktarıyor.
Yazıları takip edin ve paylaşın.
Gazze ile ilgili İsrail ve ABD’ye yönelik bütün sokak tepkilerini, boykot eylemlerini sosyal medyada paylaşalım ki Batı’nın ve devletlerin iki yüzlü ahlaksızlığını kayıtlara geçirelim.
Gazze’nin kahraman gazetecileri sayesinde bugün dünyada kartopu gibi büyüyen inanılmaz bir İsrail nefreti oluştu.
Bu nefret bugün Küresel Sumud Filosu’nu doğurdu.
Bu filonun arkasında milyonların olduğunu soykırımcı ve destekçilerine göstermek lazım.
**
Kapitalist ekonomik sistemin ipleri, çocuk katillerine destek veren küresel şirketlerin elinde.
Artık sosyal medya sayesinde deşifre oldular.
Bundan geri dönüş yok.
Trump’ın Gazze gündemini örtmek için bazı ülkelere savaş ilan etmesi de ne İsrail’i ne de ABD’yi kurtarmayacak.


