Filistin’de bir eşraf ailesi Hüseynîlerin hikâyesi Yeni Şafak Kitap Eki Haberleri
Yenisafak sayfasından alınan verilere göre, SonTurkHaber.com bilgi veriyor.
Tarih boyunca hem dini ve hem de jeopolitik konumu itibariyle ayrı bir önem taşıyan Filistin hemen her devirde dünyanın alâkasını üzerinde toplamıştır. 1517’de Kudüs’ün fethedilmesiyle Osmanlı hâkimiyetine giren Filistin, bu tarihten itibaren 1917 yılına kadar geçen 400 yıllık zaman diliminde en uzun istikrar dönemini Osmanlı yönetiminde yaşamıştır. Osmanlılar Mekke ve Medine’den sonra üçüncü kutsal şehir olarak kabul ettikleri Kudüs’ü de içine alan Filistin toprakların barış ve huzur içinde idaresine her zaman özen göstermiştir.
Osmanlı İmparatorluğu’nun Filistin’deki dört asır süren hâkimiyeti boyunca, bölgede bazı eşraf aileleri öne çıkmıştı. Kudüs merkez olmak üzere Filistin’de nüfuz sahibi eşraf ailelerin başında da Hüseynî ailesi gelmektedir. Hz. Peygamber’in torunu Hz. Hüseyin’e nispet eden ve mensupları 15’inci yüzyıldan itibaren Kudüs’ün ilmî ve siyasî bürokrasisinde üst düzey görevlerde bulunan Hüseynîler bölge halkının takdirini kazanmış ve elde ettikleri ayrıcalıklı konumunu muhafaza edebilmek adına siyasi, sosyal ve dini politikalar yürütmüşlerdir. Bilhassa Osmanlı idaresiyle kurdukları yakın ilişkiler sebebiyle ön taşıyan Hüseynîlerin mazisine yakından bakıldığında sadece bir ailenin serencamıyla karşılaşılmaz, aynı zamanda Kudüs’ün ve Filistin’in son üç asırlık çalkantılı tarihi de tezahür eder.
İsrailli tarihçi ve aktivist Ilan Pappé’nin Bir Filistin Hanedanının Yükselişi ve Düşüşü Hüseynîler (1700-1948) isimli eseri pek çok mensubu siyasî ve dinî açıdan üst düzey makamlarda görev almış Kudüs’ün önde gelen ailelerinden Hüseynîler ekseninde on sekizinci yüzyıldan bu yana Filistin tarihini ve siyasetini anlamak için bir başucu kaynağı olmasıyla dikkat çekiyor. Pappé, özellikle Batılı okur kitlesine hitap etmek üzerine hazırladığı söz konusu kitabı, “ülkenin tarihine dair hegemonik İsrailli-Yahudi algılarına” meydan okumak amacıyla İbranice kaleme aldı. 2010 yılında İngilizceye çevrilen eser, tarihsel perspektifte Filistin mücadelesini ve Hüseynîlerin mirasının izini sürüyor.
TARİHTE ROL OYNAYAN BİR AİLE
Ilan Pappé, kitabında Kudüs ve Filistin siyasetinde Hüseynî ailesinin oynadığı rolü tarihsel veriler ışığında ortaya koyuyor. Çoğu ilk kez kullanılan geniş ve zengin bir malzemeyi ustalıkla bir araya getirerek, modern Filistin toplumunun oluşumunda merkezî figür olan Hüseynîlerin öyküsünü anlatıyor.
18. yüzyılın başından 1948’e kadarki uzun tarihî aralıkta Hüseynîler, Filistin’in ve bölgenin dinî, siyasi ve toplumsal hayatına damga vuran büyük ailelerinden biriydi. Kudüs merkezli bu Arap hanedanının tanınmış isimleri arasında Kudüs belediye başkanları, Filistin ulusal hareketinin öncüleri, Osmanlı döneminin büyük müftüleri ve İngiliz mandasına karşı Arap direnişinin simge liderleri vardı. Hüseynîler, etkili bir yerel güç olmanın ötesinde Filistin’in kaderini şekillendiren küresel dengelerin de bir parçasıydı.
Pappé’nin kapsamlı araştırması, Hüseynî ailesinin köklerini, üç yüzyıllık serüvenini Napolyon’un Filistin işgalinden Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşüne, Birinci Dünya Savaşı’ndan Batı sömürgeciliğine, İngiliz mandasından İsrail’in kuruluşu ve siyonizmin yükselişine; yakın tarihin kritik olaylarına ışık tutacak şekilde gözler önüne seriyor. Modern öncesi ile modern ve siyonizm öncesi ile siyonizm gibi ayrımlarla bölünen bölge tarihini bir süreklilik içinde ele alıyor.
Yazar, Hüseynîlerin taşralı bir Osmanlı elitinden ulusal bir hareketin liderliğine evrilen tarihine odaklanırken aile biyografisinin Filistin toplumunun Siyonist yerleşim veya İngiliz işgali başlamadan önce nasıl var olduğunu ve geliştiğini ortaya koyuyor. Kudüs müftüsü Hacı Emin el-Hüseynî başta olmak üzere Hüseynîlerin on sekizinci yüzyılında başlayan ve Nekbe ile sona eren dönemde Filistin tarihindeki etkisini okura sunuyor.
Kitabın önemli bir bölümü, kaçınılmaz olarak, İkinci Dünya Savaşı’ndaki Alman yanlısı, İtalyan yanlısı ve Yahudi karşıtı tutumu nedeniyle oldukça tartışmalı bir figür olan Hacı Emin el-Hüseynî’nin Kudüs’ten Beyrut’a uzanan hayatı ve üstlendiği siyasi rolü inceliyor. Kahire’deki El-Ezher’de eğitim gördüğü gençlik yıllarından Hacı Emin’in sürgünde son bulunan yaşamını konu edinirken İngiliz mandası ve Siyonist işgale karşı örgütlediği direnişten Mussolini ve Hitler ile görüşmesine, Arap liderlerle kurduğu yakın münasebetlerden Filistin mücadelesinde gösterdiği diplomatik çabaya odaklanıyor.
FİLİSTİN MÜCADELESİNDEKİ ETKİSİ
Hüseynîlerin, Filistin mücadelesinde üstlendiği rolünü dair derinlikli bir bakış açısı sunan kitapta Hacı Emin el-Hüseyni’nin yanı sıra aileye mensup diğer önemli isimlerin hikayesini de ele alıyor. Bunlar arasında 1879 ila 1897 yılları
arasında Kudüs Belediye Başkanlığı yapan Salim el-Hüseynî, Osmanlı parlamentosunda (1908-1912) Kudüs’ü temsil eden Said el-Hüseynİ, 1918’de Kudüs Belediye Başkanlığı’na atanan ancak 1920’de Filistin ayaklanmalarına katıldığı için İngilizler tarafından görevden alınan Musa Kazım el-Hüseynî, 1937’de Arap Yüksek Komitesi üyesi ve 1948’de Mısır destekli Tüm Filistin Hükümeti’nde Dışişleri Bakanı Cemal el-Hüseynî, edebiyatçı ve düşünür kimliğiyle tanınan İshak Musa el-Hüseynî ön plana çıkıyor.
Filistin’in hikâyesini, bölgenin önde gelen bir ailesinin tarihi üzerinden anlatarak, Filistin’in geçmişi hakkındaki yaygın doğru bilinen yanlışları düzeltmek ve bazı geleneksel mitolojilere meydan okumak istediğini belirten yazar Filistin’in hiçbir zaman vatansız bir halkın yerleşmesini bekleyen boş bir toprak parçası olmadığının altını çiziyor.
Hüseynîlerin Filistin ulusal hareketindeki öncü rolü göz önüne alındığında, 1908 civarındaki başlangıcından 1948’deki İngiliz mandasının sonuna kadarki tarihi süreci anlatan kitap Hüseynîlerin Filistin mücadelesindeki etkisi, Siyonizmi algılama ve ona tepki verme biçimlerini, Siyonizm’e karşı mücadeledeki başarı ve başarısızlıkları ortaya koymasıyla büyük önem taşıyor.


