Fransız Ekberî Denis’in Peygamber araştırması Yeni Şafak Kitap Eki Haberleri
SonTurkHaber.com, Yenisafak kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.
İbrahim Demirci
Denis Gril’in Le Serviteur de Dieu / La figure de Muhammad en spiritualité musulmane adlı çalışması, Allah’ın Kulu / İslam Maneviyatında Hz. Muhammed adıyla Güllü Yıldız tarafından dilimize kazandırıldı. Vakıfbank Kültür Yayınları’nın Mart 2025’te okura sunduğu kitap 431 sayfa.
Yazarın kısa önsözünden öğrendiğimize göre, bu kitabın oluşmasını Francesco Chiabotti’ye borçluyuz. Kitapta yer alan makaleleri o derleyip düzenlemiş, bazı atıfları güncellemiş. Çalışmasının “Peygamber’in Varlığı: Modern ve Çağdaş İslam Ümmetinin Aynasında Hz. Muhammed” başlıklı ortak araştırma projesiyle de bağlantılı olduğunu belirten yazar, şöyle diyor: “Bu proje esas olarak Müslümanların yüzyıllar boyunca peygamberleri ile kurdukları çok yönlü bağı tespit etmeyi amaçlamaktadır. Bu bağ her şeyden önce taklit, hürmet ve muhabbet üzerine kuruludur. Başlangıçta böyle bir amaç gütmeksizin, İslam’ın kurucu metinlerinde tasvir edilen bu Peygamber anlayışını kavramaya çalıştık. Aslında bu anlayış, müslüman maneviyatının en önemli esaslarından biridir. Dolayısıyla bu makalelerde, tarihçilerin kaynaklara eleştirel bir yaklaşımla tarif ve tasvir etmeye çalıştıkları Hz. Muhammed’i bulamazsınız. Kur’ân, sünnet, siyer-i nebi ve ilk nesillere dair okumamız, manevi mürşidlerin uyguladığı şekliyle geleneğin anlaşılması niteliğindedir. Ancak bu yaklaşım tarihsellik dışı değildir. Aksine, Peygamber’in insani ve asli hakikatini merkeze alan ve oldukça yakın zamanlara kadar giderek daha açık hale gelen bir öğreti ve uygulamanın aşamalarını takip etmeye çalışmaktadır. / Daha önce “Peygamber’in Varlığı” araştırma projesi kapsamında yazılmış ama yayımlanmamış olan “Kur’an’da Peygamber” başlıklı ilk makale dışında, burada yeniden basılan metinlerin yayını, yaklaşık yirmi yıllık bir zaman dilimine yayılır. (…) Bu haliyle ve tüm kusurlarına rağmen, bu derlemenin, maneviyata [tasavvuf] meraklı veya sadece çoğunlukla gizlenen ve bazen Müslümanlar tarafından bile bilinmeyen bir geleneğin hakikatini anlamakla ilgilenen farklı bir okur kitlesinin ilgisini çekeceğini umuyoruz.” (s. 9-10)
İBN ARABİ REHBERLİĞİNDE
“Müslümanlar tarafından bile bilinmeyen bir gelenek” ifadesi bana yıllar önce haftalık el-Mecelle dergisinde gördüğüm bir dizi yazıyı hatırlattı. Dünyaca tanınan ve Türkçeye de Zeyn’in Düğünü ve Kuzeye Göç Mevsimi adlı iki romanı çevrilmiş olan Sudanlı yazar Tayyib Salih (1929-2009) “Oksford’da Ekberîler Arasında” başlıklı yazı dizisinde Sudanlı ressam Dr. Raşid Diyab aracılığıyla tanıştığı, Madrid Üniversitesinin genç profesörlerinden Pablo Beneito ile Paris’te görüştüklerinde yaşadığı şaşkınlığı anlatır: Paplo, fasih bir Arapça konuşmaktadır, Tayyib Salih’e Muhyiddin ibn Arabî’nin iki kitabını hediye eder. Müslümandır. O da İbn Arabî gibi Mursiye’de doğmuştur. İslam’a nasıl bağlandığını sorduğunda Pablo, kendisine İbn Arabî’nin “hassaten” kılavuzluk ettiğini söyler. Japonya’dan Amerika’ya pek çok ülkede çok sayıda bilgin ve araştırmacının İbn Arabî Cemiyeti’nde toplandığını, yılda bir kez Ekberîler’in Oxford’da buluştuklarını haber verir. “Önümüzdeki hafta oraya gelirsen epeyce Ekberî bulursun” deyince Tayyib Salih, “Kim bu Ekberîler?” diye sorar. Cevap: “Şeyhu’l-ekber İbn Arabî’nin ve müridlerinin öğrencileri!”
TARİHTE HZ. MUHAMMED ÜZERİNE BİR ÇALIŞMA
Makaleleri derleyip kitaplaşmasını sağlayan Francesco Chiabotti, “Giriş” bölümünü de kaleme almış ve burada “İslam’da maneviyatın tarihini yazmak”, “Tarihte Hz. Muhammed” ve “Bu kitabın muhtevası” alt başlıklarıyla okuyucuyu asıl metne hazırlamıştır. “Tarihte Hz. Muhammed” bölümü şöyle başlar: “Hz. Muhammed’in adı ilk defa ölümünden elli dokuz yıl sonra, 691 yılında, İslam tarihinin en eski mimari yapısı olan ve Emevî Halifesi Abdülmelik (685-705) tarafından yaptırılan Kudüs’teki Kubbetü’s-Sahra üzerinde yer almıştır. Anıtsal mozaik kitabeler, Moria Dağı’nın bir çıkıntısı olan muallak taşını çevreleyen iç sekizgen kemerin her iki yanını süslemektedir. Bu kitabeler Kur’an ayetlerinden ve Kur’an dışı ifadelerden alınmıştır; Hz. Muhammed’in peygamberliğini teyit eder ve her an gerçekleşmesi beklenen kıyamet gününü duyururlar. Kitabelerin ahengini takip eden mümin, Peygambere salat ve selam getirmeye davet edilir ve metin, Kıyamet günü Hz. Muhammed’e müminlere şefaat etme yetkisi vermesi için Allah’a yakarış ile devam eder. Kubbetü’s-Sahra’ya doğu kapısından giren ziyaretçiler girişin üzerinde yer alan (ancak şimdi Harem-i Şerif’teki müzeye taşınmış olan) bronz bir levhadaki kitabeyi de okuyabiliyordu. Bu kitabenin metnini transkribe eden İsviçreli gezgin ve epigraf Max van Berchem (ö. 1921) zamanında bu levha hala okunabiliyordu: Bu kitabe Allah’a yöneltilen bir lütuf talebidir ve her türlü kelami yaklaşımdan önce bu erkek ve kadınların kurtuluşa erme yolunda Peygambere atfettikleri merkezî önemi ifade eder:
“Ey Rabbimiz, rahmetinle, en güzel isimlerinle, yüce cemalinle, muazzam kudretinle, göklerin ve yerin kendisiyle ayakta durduğu rahmetinle, şeytandan korunduğumuz, yeniden diriliş günüde azabından kurtulduğumuz yüceler yücesi kelamınla, hudutsuz nimetlerinle, engin lütfunla, merhametin ve mutlak kudretinle, affınla ve iyiliğinle senden niyaz ediyoruz: Kulun ve Peygamberin Muhammed’e rahmet eyle ve ümmeti için şefaatini kabul eyle! Allah ona lütfunu, kurtuluşunu ve rahmetini bahşetsin!”
Bu duanın güçlü vurgusu dikkat çekicidir. Tarihini tespit edebildiğimiz en eski “Peygambere salat” (es-salât ale’n-nebî) metnidir.” (s. 13-14)
“Kitabın muhtevası” bölümünde Chiabotti, makaleleri özetlemekle yetinmez, değerlendirmeler de yapar.
Denis’in kitabı on bir bölümden oluşmaktadır. 1. “Kur’an’da Peygamber”, 2. “İslam’da nübüvvet ve cazibe”, 3. “Peygamberin manevi tecrübesi”, 4. “Peygamber ve ailesi”, 5. “İslam’da manevi mürşidin nebevi emsali”, 6. “Sanki başlarının üzerinde kuşlar varmış gibi” / hürmet ve muhabbet arasında ashabın peygambere karşı tavrı”, 7. “Abdullah b. Mes’ûd / Peygamberin nalınlarını taşıyan kişi”, 8. “Peygamberin bedeni”, 9. “Peygamberin doğumunu anmak Mevlidü’n-Nebî”, 10. “İbnü’l-Arabî’nin eserlerinde hadis veya nübüvvetin kesintisiz silsilesi”, 11. “Muhammed B. Ca’fer el-Kettânî’nin Cilâü’l-Kulûb’una göre Muhammedî hakikat ve Kettâniye’de İbnü’l-Arabî’nin mirası”.
René Guénon’un eserlerinden etkilenerek Müslüman olmuş bir ailenin çocuğu olan Denis Gril, Gelenekçi bir anlayışı benimsemiştir. Ona göre bu anlayış, “fırtınanın ortasında sağlam bir kaya”dır (s. 412).


