Her gün 3 defa yediği besin sayesinde 117 yaşını gördü: Türkler yüzüne bakmıyor Sözcü Gazetesi
Sozcu sayfasından alınan verilere göre, SonTurkHaber.com bilgi veriyor.
Geçen yıl 117 yaşında hayata gözlerini kapatan dünyanın en yaşlı insanı, bilim insanları tarafından incelendi. Bilim, Akdeniz diyetiyle bunun mümkün olduğunu ortaya çıkardı. Sadece Akdeniz diyeti de değil yoğurt da bu diyette önemli bir detay.
Dünyanın en yaşlı insanı olan Maria Branyas Morera'nın DNA'sını ve fizyolojisini inceleyen bilim insanları, Akdeniz diyetine dikkat çekti. Günlük olarak düzenli bir şekilde probiyotik yoğurt tüketmenin de önemli olduğunu belirten bilim insanları bunun sağlıklı yaşlanmada önemli bir rol oynadığını ifade etti.
ABD'de doğum İspanya'da hayatını kaybeden 117 yaşındaki Branyas, uzun ömrünün sırrının şans ve iyi genetiğe bağlı olduğunu söylüyordu. Ölmeden önce bilim insanları tarafından incelemeye alınan Branyas, bu yaklaşımın doğru olduğunu kanıtladı. Fakat bunun yanı sıra günde 3 kez yoğur yemenin de kritik bir rol oynadığını eklediler.
Branyas'ın tercih ettiği süt ürünü probiyotik olan ve iltihapla savaşan Lactobacillus delbrueckii bulgaricus ve Streptococcus thermophilus gibi sağlıklı bakterileri yüksek miktarda içeren La Fageda adlı yerel bir Katalan markasıydı.
BİLİM İNSANLARI ARAŞTIRMAYA BAŞLADIBilim insanlarının ayrıca Branyas'ın biyolojik yaşının gerçek yaşından 23 yaş küçük olduğunu da tespit etti. Çalışmada yer alan Josep Carreras Lösemi Araştırma Enstitüsü'nde doktora öğrencisi olan Eloy Santos, The Telegraph'a yaptığı açıklamada, "Yoğurt tüketiminin yanı sıra, yüksek miktarda lif de tüketiyordu (her sabah tükettiği sekiz farklı tahıl içeren smoothie buna iyi bir örnekti), bu da bağırsaktaki yararlı popülasyonlar için prebiyotik görevi görerek onların gelişmesini sağlıyordu" dedi.

Akdeniz diyetinde hem prebiyotik hem de probiyotik tüketiminin bağırsaklarda son derece popülasyonlara neden olduğunu belirten Eloy Santos, bağırsaklarda son derece yararlı bir popülasyon olan Bifidobacterium'un büyük çoğunluğunun bulunmasına katkıda bulunmuş olduğunu aktardı.
"Bu, bize bunun onun sağlıklı metabolizmasına ve sonuç olarak epigenetik yaşının dramatik bir şekilde azalmasına katkıda bulunmuş olabileceği yönünde spekülasyon yapmamızı sağlıyor." diyen Eloy Santos, "Bu nedenle beslenme, sağlıklı alışkanlıkların sağlıklı yaşlanmayı ve uzun ömürlülüğü nasıl şekillendirebileceğinin iyi bir örneğidir." diye konuştu.
İki dünya savaşı, İspanya İç Savaşı ve İspanyol gribi ile Covid-19 pandemilerini yaşayan 117 yaşındaki kadın 2020 yılında Covid'e yakalandı. Yaşadığı olaydan sonra dünyanın en yaşlı hastası olarak manşetlere çıktı. Fakat dikkat çekici bir şekilde hiçbir semptomu yoktu.
Tıp dünyanın hayrete düşüren bu olay sonrasında yaşlı kadının genleri, proteinleri, metabolit yapısı ve mikrobiyomu analiz edildi. Branyas'ın hayatının büyük bir bölümünde aklı başındaydı ve kayda değer tek sağlık sorunları eklem ağrısı ve işitme kaybıydı.
Çalışmada yer alan Dr. Manel Esteller, Branyas'a dair şunları söyledi:
"Her gün üç çeşit yoğurt yiyordu ve bunların çoğu şekersiz, doğal yoğurtlardı. Bu yoğurtlar oldukça iyi bakteri içeriğine sahip. Aynı zamanda, eğer bu bakteriye sahipseniz size avantaj sağlayan genlere sahipti, çünkü bu bakterileri yiyen herkes onları bağırsakta çalışır durumda tutamaz - ama iyi bir kombinasyona sahipti. Ailesinin yanında, aynı kasabada ve bir huzurevinde kaldığı 10 yıla yakın bir süre boyunca her gün üç yoğurt yediğini biliyoruz. Çok iyi organize edilmiş bir kahvaltısı, öğle ve akşam yemeği vardı ve bunların hepsine yoğurt da dahildi. Bu süre zarfında bundan emin olabiliriz ve bundan hoşlandığını biliyoruz. Örneğin, yüksek yağlı veya çok şekerli yiyeceklere karşı bir düşkünlüğü yoktu, hiç alkol tüketmezdi. Ama yoğurt gerçekten sevdiği bir şeydi. Yoğurtların sağlıklı ve uzun yaşama faydalarına dair daha önce çok az kanıt vardı, dolayısıyla bu tamamen yeni bir şey."
NE YİYORDU?Üç haftalık yiyecek tüketim günlüğü, sebze, meyve, kuruyemiş, tohum, zeytinyağı, biraz kümes hayvanı ve yumurta bakımından zengin, ancak işlenmiş gıdalar ve kırmızı et bakımından çok az içeren Akdeniz diyetinin mükemmel bir örnek çalışması olduğunu ortaya koydu.


