“Hiç sevmiyorlar Gazze’yi” İsmail Kılıçarslan
SonTurkHaber.com, Yenisafak kaynağından alınan bilgilere dayanarak haber veriyor.
İşin orasına geliriz.
Önce Cüneyt Özdemir’in son derece doğru tespitiyle başlayayım. İsrail’in vahşetini ve bir bakıma dünyaya yaptığı ağalığı iyice kabullenen uluslararası toplumdan, uluslararası örgütlerden ve bence Gazze soykırımında sadece bayraklarından ibaret kalan ülkelerden herhangi bir beklentisi yok Sumud Filosu’nun. Bu kâğıttan kaplanların filoya güvence olmayacaklarının farkındalar. Dolayısıyla evet, Sumud’un sesini duyurmak için de, kendini güvende hissetmek için de medyadan başka sığınabileceği bir liman yok.
Sumud Filosu’na katılmak için yola çıkan dostların ifade ettikleri tek bir kaygıları vardı: Filo İsrail’e yaklaştıkça dünya gündeminin bir takım saçma sapan şeylerle işgal edilmesi tehlikesi.
Ben buna bu sefer pek ihtimal vermiyorum. Hem medyanın çeşitlenmesi hem de bu kez Sumud’un çok iyi çalışılmış bir planının olması bu gündem işgaline izin vermeyecektir. Ayrıca Batı’da da herkes nefesini tutmuş durumda filoyu bekliyor.
Ama bize düşen, Sumud’u bir an olsun gündemden düşürmemektir. Her gayreti göstererek Sumud’un yolculuğuna eşlik etmek birinci vazifemiz olmalıdır.
“İşin orasına geliriz” dediğim yer ise şurasıdır.
Gazze, politikalar, politikacılar, ülkeler üstü bir meseledir. Tam anlamıyla bir insan oluş ve insan kalış meselesidir. Gazze üzerinden politika üretilmez, çıkar sağlanmaz.
Türkiye için söyleyecek olursam ister AK Partili olsun ister CHP’li, ister DEM’li olsun ister MHP’li herkesin tek bir ödevi vardır. O ödev, Gazze konusunda kayıtsız şartsız Gazze’den yana olmaktır.
İşin burasında böylesine leş bir mevzuyu açmak istemez, sadece Sumud Filosu’ndan söz etmek isterdim ama bir bakıma mecburen konuşmak, anlatmak zorundayım.
“İster” diyerek saydığım siyasi partilerin arasına bir partiyi bilerek almadım. Çünkü onlar, yukarıda sıraladığım genel ilkelerden münezzehler. Tam kendilerinden beklenildiği gibi Sumud Filosu’nda yapıp ettikleri de akıl alır gibi değil.
Anlatılanlara göre bu arkadaşların filo katılımcılarının her komite toplantısında tek ve değişmez bir gündemleri oluyormuş: “Türkiye Filo’ya katılım için limanlarını gemilere açmadı. Komite olarak Türkiye’yi protesto edelim.”
Sumud Komitesi de her seferinde bu arkadaşlara diyormuş ki “Yahu biz bilerek, isteyerek, sonuçları hesap ederek bir karar aldık. Bu karara göre Filo’yu oluşturan gemiler için Türkiye’den limanlarını açması yönünde bir talepte bulunmadık.”
Burada “kayıt dışı” bir bilgi de vereyim. Uluslararası bağlantıları çok güçlü bir insani yardım gönüllüsü arkadaşıma ulaşan Sumud Filosu yetkilisi “Gazze, bazı Türk arkadaşların gündeminde pek yok. Hiç sevmiyorlar Gazze’yi. Varsa yoksa Türkiye’nin bizim tarafımızdan protesto edilmesi için uğraşıyorlar” demiş. Arkadaşım büyük bir şaşkınlıkla “Böyle bir şey olabilir mi yahu?” diyerek paylaştı kendisine gelen mesajı.
Bakınız çok açık ifade edeyim. Memleketi şu esnada Tayyip Erdoğan değil de -Allah yazdıysa bozsun- Ahmet Necdet Sezer yönetiyor olsaydı ve bu arkadaşlar İran lehine, Türkiye aleyhine olacak şekilde bu yaptıklarını yapıyor olsalardı tepkim zerre değişmezdi. Odağı Gazze olmayan, Gazze üzerinden ülkesine ateş etmeye çalışan herkes gözümde “bit yavrusu”dur.
Çünkü bu arkadaşlar açısından artık mesele saklanamaz şekilde İran’dan para alıp Türkiye’ye ateş etmek şeklinde cereyan etmektedir. Ve bunun Gazze’yle, Filistin’le, Sumud Filosu ile tek bir bağlantısı yoktur. O hesap başka hesaptır.
Öyle “kahpe donlu” tipler ki bunlar IHH’nın yaptığı Gazze Mitingi’ne kulp takmaya bile çalıştılar. İnanılmaz bir “operasyon çocukluğu” sergilediler.
Bitirmeden önce tekrar hatırlayalım: Önümüzde günlerde Sumud Filosu’nun gündemde tutmak için elimizden gelen her gayreti gösterelim inşallah.
Dua ile bitireyim öyleyse: Kimin derdi Gazze ise Allah onu cennetine koysun. Kimin derdi de Gazze üzerinden ülkesine ateş etmekse o ateş onu bulsun.


