İslam hukuk felsefesi ışığında Gazze Barış Planı Düşünce Günlüğü Haberleri
Yenisafak sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuruda bulunuyor.
Dr. Yunus Emre Aydınbaş / Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi
İnsanlık tarihi boyunca yaşanan büyük trajediler, hukuk sistemlerinin temel değerlerini ve önceliklerini sorgulama fırsatı sunmuştur. Gazze’de yaşanan insani dram da bu bağlamda, İslam hukuk felsefesinin en temel ilkelerini hatırlatmakta ve günümüz diplomasisine derin bir perspektif kazandırmaktadır. ABD Başkanı Trump’ın, Netanyahu ile görüşmesi sonrası ortaya çıkan 20 maddelik barış önerisi, İslam hukukunun makâsıdü’ş-şerîa (şeriatın amaçları) teorisi, Mecelle’nin külli kaideleri ve öncelikler fıkhı çerçevesinde değerlendirildiğinde hem fırsatlar hem de dikkat edilmesi gereken hususlar içermektedir.
İNSAN HAYATININ KUTSİYETİ
İslam hukuk sisteminde insan hayatının korunması, makâsıdü’ş-şerîa’da beş temel zaruriyyâtın başında gelmektedir. Bu ilke, soyut bir ahlaki prensibin ötesinde, tüm hukuki ve siyasi kararların değerlendirilmesinde esas alınması gereken somut bir ölçüt sunmaktadır. Kur’an-ı Kerim’deki “Bir canı kurtaran, bütün insanları kurtarmış gibi olur” (Mâide, 5:32) ayeti, bu konudaki İslami perspektifin evrensel boyutunu ortaya koymaktadır.
İmam Gazâlî'nin sisteminde zaruriyyât kategorisinin zirvesinde yer alan hayatın korunması ilkesi, Makâsıd İmamı Şâtıbî tarafından daha da sistemleştirilmiştir. Şâtıbî'ye göre hayat hakkının korunması için diğer tüm maslahatlar, kamu yararları dahi, gerektiğinde feda edilebilir. Bu perspektif, Gazze’deki insani krizin çözümünde en öncelikli hedefin, masum sivil halkın hayatlarının korunması olduğunu düşündürmektedir.
MECELLE’NİN KÜLLİ KAİDELERİ VE GÜNCEL DİPLOMASİ
Osmanlı hukuk geleneğinin zirvesi olan Mecelle’nin külli kaideleri, günümüz siyasi gelişmelerini değerlendirmede önemli bir rehberlik sunmaktadır. Özellikle Def’i mefasid celb-i menafiden evlâdır -Zararların önlenmesi, faydaların sağlanmasından önceliklidir- ilkesi, her türlü barış girişiminin öncelikle mevcut zararları durdurmaya odaklanması gerektiğini, sonrasında uzun vadeli çözümlerin aranması gerektiğini ifade eder.
Zaruretler memnu olan şeyleri mübah kılar kaidesi de bu bağlamda son derece önemlidir. Gazze’deki insani krizin zaruriyyât düzeyine ulaşmış olması, normalde tarafların kabul etmekte tereddüt edebileceği bazı diplomatik adımları meşru hale getirebilmektedir. Ancak bu ilke, Zaruretler kendi miktarlarınca takdir olunur kuralıyla sınırlandırılmıştır yani alınacak istisnai tedbirler, sadece mevcut zarureti giderecek ölçüde olmalıdır.
Ezmanın tagayyuru ile ahkâmın tagayyuru inkâr olunamaz -Zamanın değişmesiyle hükümlerin değişmesi inkâr edilemez- kaidesi ise değişen uluslararası konjonktürde ve güç dengelerinde yeni çözüm arayışlarının meşru olduğunu göstermektedir.
ÖNCELİKLER FIKHI AÇISINDAN GAZZE
Çağdaş İslam düşüncesinin önemli katkılarından biri olan öncelikler fıkhı -fıkh-ı evleviyyat-, Trump'ın barış önerisini değerlendirmede kritik bir çerçeve sunmaktadır Öncelikler fıkhı bir metodoloji olarak, zaruriyyâtın hâciyyâta, hâciyyâtın ise tahsîniyyâta öncelenmesi ilkesini esas almaktadır.
Bu perspektiften bakıldığında, önerinin güçlü yanları şunlardır: İlk olarak, anında ateşkes ve rehine takası öngörüsü, en acil zaruret olan can kaybının durdurulmasına odaklanmaktadır. İkincisi, “engelsiz insani yardım” vaadi, temel ihtiyaçların karşılanması hâciyyâtını desteklemektedir. Üçüncüsü, geniş uluslararası destek, çözümün sürdürülebilirliğini artırmaktadır.
Ancak bazı hususlar da dikkat çekmektedir. Hamas’ın tamamen silahsızlandırılması ve yönetimden dışlanması şartının, Filistin halkının öz belirlenim yani kendi kaderini kendi belirleme hakkıyla uyumlu olup olmadığı sorgulanabilir. Ayrıca, Filistin devleti meselesinin muğlak bırakılması, uzun vadeli adaletin tesisi açısından eksiklik teşkil etmektedir.
ÜÇ BOYUTLU YAKLAŞIM
Derhal Desteklenmesi Gereken Unsurlar: Can kaybının durdurulması ve insani yardımın sağlanması hususları şartsız desteklenmelidir. Mecelle’nin Âdem-i imkân özrî akl-i mükellef olur -imkânsızlık, sorumluluğu kaldırır- ilkesi gereği, mükemmel olmasa da insani krizi durduracak her adım değerlidir.
Geliştirilmesi Gereken Boyutlar: Filistin halkının gelecekteki siyasi statüsü konusunda daha net garantiler aranmalıdır. Adalet, her şeyin temelidir ilkesi gereği, sadece güvenlik değil, aynı zamanda uzun vadeli adalet perspektifi de gözetilmelidir.
Risk Yönetimi: Planın uygulanmasında ortaya çıkabilecek yeni çatışma dinamiklerini önlemek için İslam âleminin kolektif garantör rolü üstlenmesi yararlı olabilir.
İnsan hayatının korunması imperatifi, mükemmel olmayan çözümlerin bile, can kaybını durduracaksa desteklenmesini zorunlu kılar. Ancak bu destek, uzun vadeli adalet ve hakkaniyetin de gözetilmesi şartına bağlıdır. Bu bakış açısı belki katı tutumlardan daha fazla maslahat sağlayabilir.


