SonTurkHaber.com
close
up
Menu

Prof. Dr. Ragıp Kutay Karaca: Dünyanın sekizinci büyük ordusuyuz korkması gereken İsrail VİDEO İZLE

Yüzyılın ardından Gatsby: Yeşil ışığın gölgesinde Samed Karagöz

Yarın görüşmeye gidiyor! İşte Fatih Terim in yeni adresi

Balıkesir Valiliğinden Marmara Adası açıklarında parçalanmış halde bulunan tekneyle ilgili açıklama: Balıkesir Haberleri

Trabzonspor sessiz sedasız transferi bitirdi: 22 lik yıldız yola çıktı

Serdal Adalı: Transfer gelsin, siz Beşiktaş ı o zaman görün

Sahte diploma skandalı büyüyor! Ünlü psikolog, halı yıkamacı çıktı

Yıldırım düşmesi sonucu 216 hayvanını kaybeden üreticilerin zararı karşılanacak Tunceli Haberleri

Özel Kutuplaşmayacağız, kucaklaşacağız diye çağırdı: Tuzla ya on binler aktı

Cilt bakımında yeni trend: Kırmızı ışık terapisi hakkında bilmeniz gereken kritik noktalar! Kırmızı ışık terapisi nedir ne işe yarar?

Otomobil şarampole devrildi: Sürücü hayatını kaybetti

Alanyaspor, 5 futbolcunun sözleşmesini uzattı!

Fiyatı 2 kat arttı, pazarcılar isyan etti: Artık düğünlerde takacağız

İki çocuk gölette can verdi! Bataklığa battılar

İstanbul a 2 gün sürecek yağış geliyor

Muayeneden geçmeyen otomobilini yaktı Diyarbakır Haberleri

Mirası reddeden ölüm aylığını alabilir mi? Çalışırken vefat eden borçlu kişiden kalan emekli ikramiyesi veya kıdem tazminatı ödenir mi? Sosyal Güvenlik Haberleri

Konya da grup içerisinde kanlı kavga: Üç yaralı Konya Haberleri

3 milyon TL nin 32 günlük faiz getirisi belli oldu!

Afyonkarahisar’da gölet faciası: 11 yaşındaki iki çocuk boğularak öldü! Aileleri sinir krizi geçirdi

Kurban ibadeti günümüz insanı için ne ifade eder? Mahmut Ay

Kurban ibadeti günümüz insanı için ne ifade eder? Mahmut Ay

SonTurkHaber.com, Yenisafak kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.

Yaşadığı çağın ve mekânın, insanın algı biçimleri ve yaşam tarzı üzerindeki etkisi yadsınamaz bir gerçeklik. Bu etki, dinî ritüelleri ve uygulamaları algılama, anlamlandırma ve yaşama konusunda da kendisini çok bariz bir şekilde hissettiriyor. Kurban ibadetini düşünelim mesela. Çok eskilere gitmeye gerek yok. Çocukluk çağımı yaşadığım seksenli yıllara gidelim. Doğduğum ve büyüdüğüm semt olan Fatih Camii civarında, seksenli (hatta doksanlı) yıllardaki Kurban Bayramı günlerini size kısaca resmedeyim.

Yaşadığı çağın ve mekânın, insanın algı biçimleri ve yaşam tarzı üzerindeki etkisi yadsınamaz bir gerçeklik. Bu etki, dinî ritüelleri ve uygulamaları algılama, anlamlandırma ve yaşama konusunda da kendisini çok bariz bir şekilde hissettiriyor. Kurban ibadetini düşünelim mesela. Çok eskilere gitmeye gerek yok. Çocukluk çağımı yaşadığım seksenli yıllara gidelim. Doğduğum ve büyüdüğüm semt olan Fatih Camii civarında, seksenli (hatta doksanlı) yıllardaki Kurban Bayramı günlerini size kısaca resmedeyim. O zamanlar, başta mezbahanelerin bol olduğu Sütlüce’de olmak üzere çeşitli semtlerde kurban pazarları kurulurdu. Bu kurban pazarları, meskûn mahallere oldukça yakın hatta bazıları onlarla iç içe olurdu. Sokakları, gittikçe yoğunlaşan bir şekilde hayvan ve tezek kokusu sarardı. Büyük Kur’an kurslarında ve bazı otoparklarda kurban kesim alanları bulunurdu. Bayramdan bir hafta öncesinden hazırlıklar yapılır, kurbanlık hayvanlar yavaş yavaş bu alanlara getirilip bağlanırdı. Kurban kesme imkânı olan her aile, kurbanının kesilme anına mutlaka şahitlik ederdi. Hatta mümkünse çoluk-çocuk, kadın-erkek, yaşlı-genç herkes gelirdi kesim alanına. Kurbanlar kesilmeden önce, sahipleri tarafından son kez okşanır; kurbanların sırat köprüsünden kendilerini geçirmeleri için dualar edilirdi içten. Kesim esnasında topluca getirilen tekbirler sayesinde, manevi bir şölen yaşanırdı adeta. Ufak tefek tatsızlıklar da olurdu. Bazen sıra kavgaları yaşanır, bazen de et paylaşımı yapılırken tartışmalar çıkardı. Kurban etleri çuvallara konulup evlere getirildiğinde, mahallenin fukarası etrafını sarar ve et isterdi. Kesilen kurbanların işkembe ve sakatatları çöplere bırakılır ve yoğun koku sebebiyle üç-beş gün boyunca o çöplerin yakınından geçilemezdi. Pek kimse de yadırgamazdı bu durumu. Belki de o kokulardan mistik bir haz alanlar bile oluyordu.

Otuz-kırk yıl öncesinden aktardığım bu yaşanmışlıklar, olumlu ve olumsuz yanlarıyla artık mazi oldu. Resmettiğim tablo, yıllar içinde değişmeye başladı. Sokak aralarında kurbanlık hayvan pazarları ve kesim yerleri görülmüyor artık. Bayram yaklaşmasına rağmen ne hayvan ne tezek kokusu geliyor yaşadığınız yerlere. İnsanların çoğu, online vekalet ve talimatlarla bağış göndermek suretiyle kurbanını uzaklarda kestiriyor. Kurbanın kesilişini canlı izlemenin yerini, dünyanın bir ucundaki Afrika ülkesinde adına kesilen kurbanların videolarını izlemek aldı. Kurban Bayramı’nın ilk günkü telaşında, kurban kesmenin yerini ise ziyaretler ve gezmeler aldı. Ezcümle, kurban bayramlarını ve kurban ibadetini yaşama biçimimiz epey değişti.

Peki, ne oldu da böyle bir dönüşüm yaşandı? Cevabı son derece yalın ve net. Şehir hayatı, önceki kültürü kaldıramadı. Bundan otuz kırk yıl evvel şehir hayatında (mesela İstanbul’da) yaşayanların büyük çoğunluğu köylerde doğmuş ve büyümüş insanlardı. Onların çocuklukları toprakla, tarımla ve hayvanlarla iç içe geçmişti. Şehirlere göç ettiklerinde de köy hayatını ve kültürünü beraberlerinde getirdiler. Şimdi ise o büyüklerimizin çoğu ebedi âleme göçtü. Artık şehirlerde doğmuş büyümüş insanlar için hayvanların boğazlanmalarını seyretmek, tezek ve işkembe kokularına maruz kalmak pek cazibeli değil. Hatta çoğu kimsenin kaldırabileceği bir şey değil artık. Durum böyle olunca, kurbanlıklar artık şehir merkezlerinde ve sokak aralarında değil, meskûn mahallerin uzağında satılıyor ve kesiliyor. Hatta hiç zahmete katlanmak istemeyen çoğunluk, online ödemeyle bir vakfa bağış yaparak ifa ediyor bu ibadeti.

Kurban, Kur’ân-ı Kerîm’de ve hadis-i şeriflerde zikredilen bir ibadet. Kelime anlamı ise “yakınlaşmak”. Peki, bugün şehir hayatında doğmuş büyümüş bir gencin zihin ve gönül dünyasında, Allah’a yakınlaşmak için bir canlıyı kesmek ne ifade eder? Böyle bir insan, bir canlıyı boğazlamak suretiyle Allah’a yakınlaşma duygusunu ve amacını ne kadar hissedebilir? Geçmiştekiler için bir hayvanı, Allah için kurban etmek ve etini mümkün mertebe yoksullarla paylaşmak son derece anlamlı bir ibadettir. Zira tarım toplumunda yaşayan bir insan için hayvan, önemli bir geçim kaynağıdır; değerli bir maldır. Bu sebepledir ki köylerde ve kurban pazarlarında kurbanlık hayvana “mal” denir. Ayrıca hayvanlarla yıllarca birlikte yaşadıkları için aralarında duygusal bir bağ da oluşabilir. O açıdan, geçmiş dönemlerde bir hayvanı Allah için kurban etmek, anlamlı bir fedakârlıktır. Günümüzde şehir hayatında yaşayan insanlar için böyle bir durum söz konusu olmadığı için onların bir hayvanın kurban edilmesindeki manayı doğal olarak tam idrak etmeleri mümkün değildir. Onlar için kurban, parasından fedakârlık etmek ve belirli bir miktar parayı kurban etmektir; artık bir nevi sadakaya dönüşmüştür.

Sosyolojik gerçeklikleri göz ardı ederek dinimizin yaşamasını sağlayamayız. Dinimizdeki ibadet ve uygulamaları, ruhunu ve esasını bozmadan yaşadığımız çağın şartlarına uygun bir şekilde tatbik etmeliyiz. Dinimizi anlatırken de buna riayet etmeliyiz. Sözgelimi, bugün şehirlerde yaşayan insanlar için kurbanlık hayvanların canlı olarak kesilişini görmek, yukarıda bahsedilen gerekçeler nedeniyle çok faydalı olmayacaktır. Hatta pek çok insan için dehşet verici görüntüler olarak algılanabilecek ve belki de dini külliyen sorgulatacak bir duruma sebebiyet verebilecektir. Hâl böyleyken, eski kitaplarımızdaki bilgileri tekrarlayarak “Kurbanlarınız kesilirken başında durup onları izleyin. Allah yolunda bir canı nasıl kurban ettiğinizi hissedin. Çoluğunuzu ve çocuğunuzu da yanınızda götürün ve onlara da izlettirin.” şeklindeki tavsiyelerin pek bir anlamının kalmadığını fark etmek gerekiyor. Fakat maalesef kurbanla ilgili hutbeler ve vaazlarda eski söylemler devam ediyor. Böyle olunca da yeni nesil ile din dili arasında bir kopukluk oluşuyor.

Günümüzde kurban ibadeti anlatılırken, “teslimiyet” ve “fedakârlık” kavramları üzerinde odaklanmak gerektiğini düşünüyorum. Eskiler, iç içe yaşadıkları ve sahip oldukları hayvanlarından fedakârlık etmişler. Günümüzde şehirlerde yaşayan insanlar da paralarından fedakârlık yaparak bir nevi paralarını kurban etmiş oluyorlar. Evet, ideal olan, kişinin kendi kurbanının kesilişini görmesi ve “Allah için kurban oluş” sırrını anlamaya çalışmasıdır. Ancak günümüz şartlarında bunu yaşamaya pek imkânımız yok. Bu sebeple kendimizi suçlamaya da gerek yok. Zira yaşadığımız dönemin şartlarının bir sonucu olarak ortaya çıkan bir gerçekliktir bu.

Tüm ibadetlerde olduğu gibi kurban ibadetinde de zahiri uygulamakla birlikte asıl gayesine odaklanmak lazım. Kurban ibadetinin maksadını ve sırrını en iyi anlayan ve anlatanların, tasavvuf adabını özümsemiş ârifler olduğunu düşünüyorum. Onlar kurban ibadetini, fıkıh kitaplarında işlendiği şekliyle kabul edip uygulamakla birlikte sembolik anlamına da odaklanmakta ve asıl meselenin, kişinin kendi nefsini kurban etmesi/benliğinden fedakârlık etmesi olduğunu ifade etmektedir. Hucvirî’nin naklettiği şu menkıbe, sûfîlerin kurbana bakışlarını gayet güzel aksettirmektedir: Hacdan gelen birine Cüneyd-i Bağdâdî Hazretleri çeşitli sorular sorar. Onlardan biri de şudur: “Kurban kesme mahallinde kurban kesince nefsinin arzularını da kurban ettin mi?” “Hayır” cevabını alınca şöyle der: “O hâlde kurban kesmemişsin.” (Hucvirî, Keşfu’l-Mahcûb, çev. Süleyman Uludağ, s. 472). Nefsin arzularını kurban etmenin nihâî amacı, aslında tümüyle canı yani benliği/varlığı kurban etmektir. Fuzulî’nin “Yılda bir kurban keserler halk-ı âlem îd için/Dem bedem saat besaat ben senin kurbanınem” şeklinde terennüm ettiği bu manevî tecrübeyi Yunus Emre şöyle ifade eder: “İsmâilem Hak yoluna cânım kurban eyledim/Çün bu can kurban sana ben koç kurban neylerim.”

Gelişmeleri kaçırmamak için SonTurkHaber.com'dan en güncel haberleri takip edin.
seeGörüntülenme:42
embedKaynak:https://www.yenisafak.com
archiveBu haber kaynaktan arşivlenmiştir 06 Haziran 2025 04:02 kaynağından arşivlendi
0 Yorum
Giriş yapın, yorum yapmak için...
Yayına ilk cevap veren siz olun...
topEn çok okunanlar
Şu anda en çok tartışılan olaylar

Prof. Dr. Ragıp Kutay Karaca: Dünyanın sekizinci büyük ordusuyuz korkması gereken İsrail VİDEO İZLE

05 Ağustos 2025 12:46see168

Yüzyılın ardından Gatsby: Yeşil ışığın gölgesinde Samed Karagöz

06 Ağustos 2025 04:09see163

Yarın görüşmeye gidiyor! İşte Fatih Terim in yeni adresi

05 Ağustos 2025 09:01see141

Balıkesir Valiliğinden Marmara Adası açıklarında parçalanmış halde bulunan tekneyle ilgili açıklama: Balıkesir Haberleri

06 Ağustos 2025 01:52see117

Trabzonspor sessiz sedasız transferi bitirdi: 22 lik yıldız yola çıktı

05 Ağustos 2025 19:19see113

Serdal Adalı: Transfer gelsin, siz Beşiktaş ı o zaman görün

05 Ağustos 2025 07:38see113

Sahte diploma skandalı büyüyor! Ünlü psikolog, halı yıkamacı çıktı

05 Ağustos 2025 11:11see112

Yıldırım düşmesi sonucu 216 hayvanını kaybeden üreticilerin zararı karşılanacak Tunceli Haberleri

05 Ağustos 2025 17:07see110

Özel Kutuplaşmayacağız, kucaklaşacağız diye çağırdı: Tuzla ya on binler aktı

06 Ağustos 2025 20:12see110

Cilt bakımında yeni trend: Kırmızı ışık terapisi hakkında bilmeniz gereken kritik noktalar! Kırmızı ışık terapisi nedir ne işe yarar?

06 Ağustos 2025 02:52see110

Otomobil şarampole devrildi: Sürücü hayatını kaybetti

06 Ağustos 2025 00:52see109

Alanyaspor, 5 futbolcunun sözleşmesini uzattı!

05 Ağustos 2025 13:45see109

Fiyatı 2 kat arttı, pazarcılar isyan etti: Artık düğünlerde takacağız

05 Ağustos 2025 11:12see109

İki çocuk gölette can verdi! Bataklığa battılar

05 Ağustos 2025 12:03see109

İstanbul a 2 gün sürecek yağış geliyor

05 Ağustos 2025 08:39see109

Muayeneden geçmeyen otomobilini yaktı Diyarbakır Haberleri

05 Ağustos 2025 19:47see109

Mirası reddeden ölüm aylığını alabilir mi? Çalışırken vefat eden borçlu kişiden kalan emekli ikramiyesi veya kıdem tazminatı ödenir mi? Sosyal Güvenlik Haberleri

05 Ağustos 2025 07:15see108

Konya da grup içerisinde kanlı kavga: Üç yaralı Konya Haberleri

05 Ağustos 2025 00:44see108

3 milyon TL nin 32 günlük faiz getirisi belli oldu!

05 Ağustos 2025 07:31see108

Afyonkarahisar’da gölet faciası: 11 yaşındaki iki çocuk boğularak öldü! Aileleri sinir krizi geçirdi

05 Ağustos 2025 08:32see107
newsSon haberler
Günün en taze ve güncel olayları