Lokman Hekim’in hikmetli öğütleri İslam Sanatları Haberleri
SonTurkHaber.com, Yenisafak kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.
Son ilahi mesaj olan Kur’an-ı Kerim’in ana konuları arasında itikat, ibadet, ukubat ve muamelatla birlikte eşsiz ahlaki erdemler de yer alır. Allah’ın son elçisi olan Hz. Muhammed de kendisinin güzel ahlakı tamamlamak için gönderildiğini beyan eder. Dolayısıyla İslam ahlakının asıl kaynağını Kur’an ve onun ışığında oluşan sünnet teşkil eder. Bu iki temel kaynak dinî ve dünyevi hayatın genel çerçevesini çizmiş, peşinden bu çerçeveyi esas alan amelî kurallarını belirlemiştir. Kur’an-ı Kerim bütün hâlinde incelendiğinde eksiksiz bir ahlak sistemi oluşturacak zenginlikte nazari prensipler ile bunların pratik uygulamalara işaret eden örneklerinin verildiği görülür. Kur’an’da ifadesini bulan ahlaki prensiplerin mesajları bilhassa Allah’ın örnek elçileri olan peygamberlerin söz ve davranışları üzerinden verilmiştir. Bu konuda ilk akla gelen ahlaki prensip takdimlerinden birisi de Hz. Lokman’ın oğluna nasihatlerinin yer aldığı Lokman suresinde bulunur.
PEYGAMBER DEĞİL HİKMET SAHİBİ BİR ZAT
Peki Lokman (as) kimdir? Lokman suresinde Yüce Rabbimiz: “Andolsun, biz Lokman’a 'Allah’a şükret' diye hikmet verdik” buyurmaktadır. Bir başka bir ayet-i kerimede “Allah kime hikmet verirse ona büyük bir hayır vermiştir” diye beyan edilir.
Soyu hakkındaki rivayetler, Lokman’ın (as), Eyüp Peygamber ile akraba olduğu yönündedir. İslâm âlimlerinin ekseriyeti, onun peygamber değil, hikmet sahibi bir zat olduğu kanaatindedirler. “Hikme”in bir anlamı da nazarî ilimleri elde ettikten sonra kazanılan ruhî olgunluk, söz ve davranışlarda isabet melekesidir. Zemahşerî’nin Keşşâf isimli tefsir kitabında, onun hikmetlerinden bir örnek olmak üzere şu olay nakledilmektedir: Bir gün Davud Peygamber, Lokman’dan (as), bir koyun kesip en iyi yerinden iki parça et getirmesini istemiş; Lokman da (as), ona kestiği hayvanın dilini ve yüreğini getirmiş. Birkaç gün geçince Davud aleyhisselâm, bu defa hayvanın en kötü yerinden iki parça et getirmesini istemiş; o, yine dilini ve yüreğini getirmiş. Hz. Davud’un, sebebini sorması üzerine Lokman (as) şöyle demiş: “Bu ikisi iyi olursa, bunlardan daha iyisi; kötü olursa, yine bunlardan daha kötüsü olmaz.”
Ayrıca çiçekleri, otları ve tüm bitkileri kullanarak özel ilaçlar meydana getirmiştir. Bu nedenle yaygın olarak Lokman Hekim olarak da bilinir. Tıp biliminin amblemi bilindiği üzere yılandır. Bu amblemin Lokman’dan (as) geldiği rivayet edilmektedir.
OĞLUNA ÖĞÜTLERİ
Lokman Suresi'nde Rabbimiz bizzat ismini anarak Lokman’ın (as) lisanıyla onun oğluna yaptığı hikmetli öğütleri ibret almamız için bizlere haber verir. Sevgili Peygamberimiz (sav) de bir hadisi şeriflerinde, ʺDin nasihattirʺ buyurur. Öyleyse Lokman’ın (as) oğluna verdiği öğütlerden kendimize düşen payı alalım.
ALLAH’A ORTAK KOŞMA!
Lokman’ın (as) oğluna yaptığı ilk nasihat, imanımızın vazgeçilmez ilk şartı “tevhid’dir.” O biricik evladına şöyle seslenir “Yavrum! Allah’a ortak koşma! Çünkü ortak koşmak elbette büyük bir zulümdür.”
“İnanıp da imanlarına herhangi bir haksızlık bulaştırmayanlar var ya, işte güven onlarındır ve onlar doğru yolu bulanlardır” mealindeki En’âm Suresi’nin 82. ayeti nazil olunca sahabeler, “Ey Allah’ın Resulü! Bizim hangimiz nefsine zulmetmez ki...?” dediklerinde, Peygamberimiz şöyle buyurmuştur, “Bu ayetteki zulüm sizin sandığınız gibi değildir. O zulüm, şirk demektir. Lokman’ın oğluna nasihat ederken, ‘Allah’a şirk koşma. Zira şirk en büyük zulümdür’ dediğini işitmediniz mi?”
Lokman’ın (as) bu nasihati ile işaret ediyor ki bir kişiyi ve toplumu inşa etmenin birinci adımı onu şirkten kurtarmaktır. Şirk ise kısaca Allah’a zatında, sıfat ve fiillerinde başkalarını ortak koşmaktır.
ANNE VE BABANA İYİ DAVRAN!
Lokman’ın (as) ikinci nasihati, anne ve babaya iyi davranmaktır. “Biz insana, ana-babasına iyi davranmasını tavsiye etmişizdir. Çünkü anası onu nice sıkıntılara katlanarak taşımıştır. Sütten ayrılması da iki yıl içinde olur. (İşte bunun için) önce bana, sonra da ana-babana şükret diye tavsiyede bulunmuşuzdur. Dönüş ancak banadır.”
“Çocuğun sütten kesilmesi iki yıl içinde olur” şeklinde çevrilen ifade, emzirmenin normal süresi iki yıl kadar olmakla birlikte bunun mutlaka tamamlanması gerekmediğine, ana-baba isterlerse çocuğun iki yıl dolmadan da sütten kesebileceğine işaret eder. Allah’a minnettarlıkla ana babaya minnettarlığın birlikte emredilmesinin sebebi, Allah’ın insanı var edip onu nimetleriyle rızıklandırması, ana babanın da insanın hem dünyaya gelmesine vesile olması hem de hayatının en zayıf dönemlerinde, çocukluğunda, hastalığında ona kol kanat germesi, yetiştirip büyütmesi, beslemesi ve eğitmesidir. Ayette annenin fedakârlığına özel bir vurgu yapıldığı görülmekte, dolaylı olarak onun daha çok ilgi ve sevgi beklediğine işaret edilmektedir.
İYİLİK DE KÖTÜLÜK DE ZAYİ OLMAZ
Lokman’ın (as) oğluna yaptığı üçüncü nasihat, zerre miktarı bir iyiliğin bile Allah katında asla zayi olmayacağıdır. Konu ile ilgili ayet-i kerimede şöyle buyrulur: “Yavrum! Şüphesiz yapılan iş bir hardal tanesi ağırlığında olsa ve bir kayanın içinde yahut göklerde ya da yerin içinde bile olsa, Allah onu çıkarır getirir. Çünkü Allah en gizli şeyleri bilendir, (her şeyden) hakkıyla haberdar olandır.”
NAMAZI DOSDOĞRU KIL
Lokman’ın (as) dördüncü nasihati inancımızda iman esaslarından sonra en büyük vazifemiz olan ve Rasûlullah (sav) efendimizin ifadesi ile dinin direği olan namazdır. Lokman (as) evladına: “Yavrum! Namazı dosdoğru kıl” nasihati ile hem namazın kılınmasını hatırlatmış hem de dosdoğru ifadesi ile namazın nasıl kılınması gerektiğini beyan etmiştir.
İYİLİĞİ EMRET, KÖTÜLÜKTEN VAZGEÇİR
Beşinci nasihat ise her Müslümanda bulunması gereken en önemli ilkelerden “emr-i bi’l maruf nehy-i ani’l münker’dir.” Yani insanlara belli bir usul dairesinde iyiliği emretmek ve insanları kötülükten nehyetmektir. “Yavrucuğum! Namazı kıl, iyiliği emret, kötülükten vazgeçirmeye çalış…”
İNSANI AYAKTA TUTAN SABIRDIR
Lokman (as)’ın oğluna yaptığı altıncı nasihat. Her şeyin Allah’ın izni dairesinde meydana geldiği hakikatini insana hatırlatan ve musibetler karşısında insanı ayakta tutan sabırdır. “…Başına gelenlere sabret. Doğrusu bunlar, azmedilmeye değer işlerdir.”
ALLAH KİBİRLİYİ SEVMEZ
Lokman’ın (as) değindiği bir diğer husus ise insanın manevi hayatını tahrip eden kibirden uzak durmak, yürüyüş ve seslerimizde orta bir yol tutmaktır. Konu ile ilgili ayeti kerimelerde şöyle buyrulur: “Küçümseyerek surat asıp insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme! Çünkü Allah büyüklük taslayıp böbürleneni sevmez.”
SESİNİ KIS!
Lokman’ın (as) sekizinci nasihati ise “Yürüyüşünde tabii ol. Sesini alçalt. Çünkü seslerin en çirkini herhalde eşeklerin sesidir!” şeklindedir. Üstteki ayette ve bu ayette kaçınılması gereken olumsuz davranışlardan örnekler verilir. Bu örneklerin, özellikle kendini beğenmişlerin, başka insanları aşağılayıcı tutumlarından seçilmiş olması ve bunların Allah sevgisinden mahrum kalacakları uyarısında bulunulması, Kur’an’ın insan onuruna verdiği değeri yansıtması bakımından özellikle dikkat çekicidir.


