MUBI’nin Etiği ve Sanatın Sınavı Samed Karagöz
Yenisafak sayfasından elde edilen bilgilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuru yapıyor.
Geçenlerde sosyal medyada bir gönderi gördüm: “BREAKING: MUBI ilişkili yönetmenler, Aki Kaurismäki, Radu Jude, Joshua Oppenheimer, Cherien Dabis ve Miguel Gomes dahil, MUBI’yi İsrail’i desteklemekten vazgeçmeye çağırıyor.” Bu çağrı, Film Workers for Palestine adlı platform aracılığıyla yapılmıştı ve dikkat çekici bir içerikle sunulmuştu.
Ne mi oluyor? MUBI, Haziran 2025’te Silikon Vadisi menşeli Sequoia Capital’den 100 milyon dolar yatırım aldı. Problemin özü şu: Sequoia, İsrail savunma sanayine, özellikle Gazze’de gözetim teknolojileri üreten Kela gibi şirkete yatırım yapan bir şirket. Kısacası, sinema platformu MUBI’nin büyümesi, dolaylı olarak bir savaş-makinesine finans sağlamış oluyor. İşte itiraz tam da bu noktada yükseliyor.
Joshua Oppenheimer, Sarah Friedland, Radu Jude, Aki Kaurismäki ve daha onlarca isim, MUBI’ye hitaben şöyle diyor:
“…MUBI’nin finansal büyümesi artık Gazze’de yaşanan soykırımla açıkça bağlantılı… Biz de sinemanın gücüne inanıyoruz… fakat eserimizin nasıl üretildiğini, hangi değerlere hizmet ettiğini kontrol edebiliriz… Sequoia’yla ittifak, bizim etik taahhütlerimizle bağdaşmıyor.”
Yönetmenler, MUBI’nin en azından şu adımları atmasını talep ediyor:
Sequoia Capital’i “soykırımdan çıkar sağlamayı göze almış bir yatırımcı” olarak kamuoyunda kınamak,
Sequoia ortağı Andrew Reed’i MUBI yönetim kurulundan çıkarmak,
Gelecekteki yatırımlarda etik politikaları benimsemek ve Filistin akademik-kültürel boykot kampanyası PACBI’nin rehberine saygı göstermek.
MUBI, sosyal medyada yaptığı açıklamada, yatırımcı bireylerin görüşlerinin şirketin görüşlerini yansıtmadığını; bu ortaklığın bağımsız sinemayı küresel izleyicilerle buluşturmak amacıyla yapıldığını savundu. Açıklamada ayrıca: “Yatırımcıların bireysel inançları, MUBI’nin değerlerini temsil etmez,” denildi.
Bu tartışmanın temel kırılma noktası şu: Sanat bağımsız olabilir mi, yoksa fon bulan yatırımcının etik yörüngesine mi girer? Sanatseverler “MUBI iyi filmler sunuyor,” dese de sinema profesyonelleri “bu yükseliş hangi parayla mümkün oldu?” sorusunu sormaya devam ediyor.
MUBI evrensel bir sinema vitrini olduğunu ilan ederken, aslında mekânsal olarak uzak ama etik olarak yakın politik yatırımların içinde çırpınıyor. Sequoia’dan gelen kırmızı sıvı para, tıpkı bir film prodüksiyonunun kaynağı gibi aslında büyük resme de damgasını vuruyor.
Bu yatırım, sinema dünyasında bir sınav gibi: Bir yanda taşra büyüklüğünde ruhu olan bağımsız platform; diğer yanda İsrail askeri teknolojisine destek sağlayan para gücü. Yönetmenler, eserlerine güvenebilirler; ama MUBI gibi aracılar da bu güvene layık olmalı.
Yatırımcı görüşleri farklıysa bile, paranın akışı etik soruyla cevaplanmalı. Stand-up mı? Sanat mı? Yoksa bir fragman gibi umut vadeden ama içeriğinde aidiyeti sorgulatan bir platform mu MUBI? Yönetmenlerin şikâyeti bu: “Bizim eserimizden faydalanırken, bir devletin silah kodlarını güçlendiren yatırımcıyla ilişki kurmayın.”
Sonuç? Ya kamuoyunun baskısı altında Sequoia’yla yollar ayrılmalı ya da MUBI yönetimi ilkeli bir açıklamayla bu krizden çıkmalı. Aksi takdirde, özgür sinema adına kararan sayfalar dolusu etik beyaz sayfa gerçek olacak.



