Müslümanın gelecek (istikbal) endişesi Hayreddin Karaman
Yenisafak sayfasından alınan verilere göre, SonTurkHaber.com bilgi veriyor.
Sosyal medyada meşhur bir doktora soruyorlar:
-İnsanın mutlu ve sağlıklı yaşaması için size göre en önemli şeyler nelerdir?
Cevap veriyor:
-1.Neşeli olmak, 2. Sağlıklı beslenmek, 3. Yeterli ve kaliteli uyku, 4. Egzersiz.
Bu cevaba döneceğim.
Bir de hem Arapçadan şöyle çevrilmiş bir beyit var:
“Geçti mâzî çekme istikbâle ğam- Gün bugün sâat bu sâat dem bu dem”.
Allah Teâlâ’nın sözü (Kur’ân-ı Kerîm) ile Peygamberimize ait olup dini anlatmaya yönelik bulunan sözler (hadisler) dışında söz kime ait olursa olsun doğru da yanlış da olabilir. İşte bu sözlere eleştirel bakmak gerekir.
Doktorun sözüne bakalım:
Buna göre yaşayan bir kimse sağlıklı bir dünya hayatı yaşayabilir ama sonu ölüm değil mi? Ölüm ve sonrası hakkında bir imanı, bir düşüncesi, bir tedbiri olmayan kimse nasıl neşeli olabilir?
Müslümana göre bu tavsiyeyi şöyle düzenlemek lazım: İman, ibadet, sağlıklı ve helal beslenme, sünnete/fıtrata uygun uyku, ruh ve beden için yeterli, kendisi ve toplumu için faydalı hareket. Bir Müslümanda bunlar bulununca genellikle ömrü sağlıklı geçer, ebedî hayatla ilgili tedbiri ve Allah’ın af ve rahmetine güveni sayesinde de aşırıya kaçmayan bir neşe sahibi olur; fakat “kendine iyi bakarak” da mutlu ve neşeli olamaz, yakından uzağa bütün insanların durumunu düşünür, adalet, refah ve iyiliğin yayılmasına, kötülük, zulüm ve küfrün azalmasına elinden geldiğince katkıda bulunur, bunu yapabildiği kadar da mutlu ve neşeli olur.
Beyte gelelim:
Geçti mâzî…
Mâzi geçti de silindi mi, yoksa en küçük bir ayrıntı kaybolmadan kayda geçti mi, ahirette defter açılacak ve bu mâzîde olup bitenlerin hesabı sorulacak değil mi?
Elbet böyle olacak ve bu yüzden Müslüman geçmişi hatırlayacak, başta kul hakları olmak üzere hatalarını, günahlarını tevbe ve helalleşme ile telâfi etmeye çalışacaktır.
Çekme istikbâle ğam…
Hangi istikbal?
İnsanın dünyada kalan ve süresini bilemediği ömrü mü, ebedî hayat mı?
Hali berbâd edecek ölçüde meçhul geleceğe takılıp kalmak elbette zararlıdır, fakat hali müslümanca yaşama gayreti yanında hem dünya hayatındaki geleceği hem de daha önemli olarak ebedî hayattaki istikbali düşünmemek müslümanca, hatta insanca değildir; genel olarak insan dünya hayatında geleceği düşünür, tedbirler alır, Müslüman buna ek ve asıl hedef olarak ebedî hayatı dert edinir, bunun için ğam da çeker.
Gün bugün…
Günü müslümanca yaşamaya zarar verecek şekilde geçmiş ve geleceğe dalmak/takılmak elbette uygun değildir ama bu üçü arasında bir denge kurmak elbette mümkündür.


