Neler oluyor bize Yaşar Süngü
SonTurkHaber.com, Yenisafak kaynağından alınan bilgilere dayanarak haber veriyor.
Batıdan estirilen
bireysel özgürlük
rüzgarları geleneksel yapıyı silerken
Türkiye’de toplumun kültürel dengesi hızla değişiyor.
Gençlerde çocuk sahibi olma duygusu, kedi köpek besleme alışkanlığına dönüşmüş.
Tek çocuklu ailelerin sayısı arttıkça akraba ilişkileri de yok oluyor.
Çok yakın bir gelecekte toplumsal ilişkilerde amca, dayı, teyze, hala olmayacak.
İyice kalabalıklaşan şehirlerde milyonlarca yaşayan erkek kadın yalnız insan var.
Geçen ay vefat eden
İlhan Şeşen
şarkısında ne diyordu?
Neler oluyor bize, yine neler oluyor gülüm.
Neler oluyor sana bana neler oluyor.”
İşte tam onun dediği yerdeyiz.
**Türkiye toplumunun güncel yapısı ve dönüşümü eğitim, sağlık, demografi, ekonomi, göç, hane halkı, hukuk ve çalışma hayatı gibi başlıklar altında kapsamlı biçimde analiz edilmiş.
Son on yıldaki toplumsal dönüşüm
12 farklı alanda temel göstergeler
üzerinden ele alınırken Türkiye’nin uluslararası konumu ve 81 il arasındaki bölgesel farklar detaylı karşılaştırmalarla ortaya konmuş.
Toplumsal Düşünce ve Araştırmalar Merkezi (
TODAM
) tarafından hazırlanan “Toplumun Görünümü 2024” başlıklı rapor
Enes Koru ve Şüheda Nur Uzuntaş
tarafından hazırlanmış.
**
Türkiye’de toplumun büyük resmini görmek isteyenler için çalışmada yer alan temel bulgular şöyle;
* Nüfus artış hızı ‰1,1’e kadar geriledi; toplam doğurganlık hızı 1,51 ile yenilenme eşiği 2,1’in oldukça altında.
* 0-14 yaş oranı %20,9’a inerken 65 yaş ve üzeri yaş oranı %10,6’ya çıktı.
* Ortanca yaş 34 iken 40-44 yaş dilimi piramitte en geniş grup oldu.
* Doğurganlık oranı Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu’da daha keskin düşüş gösteriyor.
Haneler sürekli küçülüyor.
Ortalama hane halkı büyüklüğü 2010’da 3,68 kişiden 2024’te 3,11 kişiye gerileyerek 14 yıl boyunca kesintisiz daraldı; bu eğilim, yavaşlayan nüfus artışı, geç evlilik ve azalan çocuk sayısıyla ilişkilidir.
* Klasik aile formu çözülüyor.
“Anne-baba-çocuk” tipi çekirdek aile artık baskın değil; bu oran 2014’te %45 iken 2024’te %38’e geriledi.
Boşanma oranı artmaya devam ederken, tek ebeveynli, tek kişilik ve alternatif hane halkı formları yaygınlaşıyor.
* 2024 itibarıyla
her beş haneden biri tek kişiden oluşuyor.
Bu oran, özellikle genç yetişkinler ve yaşlı kadınlar arasında yalnız yaşam eğiliminin güçlendiğini gösteriyor.
* Bütçeden temel ihtiyaçlara ayrılan pay keyfi harcamalara yer bırakmıyor.
Konut ve kira giderleri hane halkı harcamalarının yaklaşık dörtte birini oluştururken ardından en yüksek pay gıda ve içecek harcamalarına ait.
* Ev sahipliği oranı düşmeye devam ediyor.
Kira artışları ve konut fiyatlarındaki yükselişle birlikte, barınma güvencesi zayıflıyor; bu da dar gelirli haneler için yeni bir kırılganlık alanı oluşturuyor.
* Çekirdek aile modeli zayıflıyor.
2014’te çekirdek ailelerin %67,8’i iki ebeveynli çocuklu ailelerden oluşurken, bu oran 2024’te %60,7’ye geriledi. Aynı dönemde tek ebeveynli ailelerin oranı %11,3’ten %17,2’ye yükseldi.
* Evlilik ve doğurganlık davranışları belirgin biçimde öteleniyor.
Kadınlarda ortalama ilk evlenme yaşı 25,8’e, erkeklerde 28,3’e yükseldi. Ortalama ilk doğum yaşının 29,2’ye çıkması ise annelik sürecinin giderek geciktiğini gösteriyor.
* Evlilikler azalıyor, boşanmalar artıyor.
2023’te kaba evlenme hızı binde 6,63, kaba boşanma hızı ise binde 2,01. Toplam evlenen çift sayısı 565 bin, boşanan çift sayısı ise 171 bin.
Her üç evliliğe karşı yaklaşık bir boşanma düşmesi, aile kurumunun sürdürülebilirliğine ilişkin yapısal kırılganlığa işaret ediyor.
* 2021 sonrası çocuklarda yoksulluk veya sosyal dışlanma riski azalma göstermiş olsa da 2024 itibarıyla bu oran hâlâ %38,9 düzeyinde.
Her on çocuktan yaklaşık dördü hâlâ maddi yoksunluk, düşük gelir veya işsizlik gibi çoklu kırılganlıklarla karşı karşıya.
* Her dört çocuktan biri çalışıyor.
15-17 yaş grubundaki çocukların işgücüne katılma oranı 19,6’ya yükseldi.
* Her dört yaşlıdan biri yoksulluk ve sosyal dışlanma riski altında.
* 15–24 yaş grubundaki gençlerin %22,9’u ne eğitimde ne istihdamda.
Daha ayrıntılı incelemek isteyenler bu adresten rapora ulaşabilir; https://ilke.org.tr/files/netstk/50/web/115/5131/dosyalar/tg2024_w.pdf
**
Geçen hafta
Gazze’ye
giden Kanadalı doktor dün bir televizyon kanalında şöyle diyordu; “Her şeyi kendi gözlerimizle gördük,
İsrail yalan söylüyor
. Cesur olun ve bu suçun bir soykırım olduğunu ilan edin”.
İsrail’in gözü dönmüş bir katil olduğunu bugün
susanların ve izleyenlerin
hepsi biliyor.
Susmanın
ve
izlemenin
kendilerini cinayetlere ortak ettiğini de biliyorlar.
Sadece itiraf edemiyorlar.


