SonTurkHaber.com
close
up
Menu

BBP Genel Başkanı Destici, Samsun da konuştu: Samsun Haberleri

Ara tatil takvimi üzerinden 10 Kasım iddialarına MEB den cevap: Açıkça çarpıtma Eğitim Haberleri

Ne altın ne döviz: Haftanın kazanan yatırımı sepet oldu

Kartalkaya daki otel yangınında 3 bakanlık bürokratı için soruşturma izni

Kule vinç otomobilin üstüne devrildi, kabinde mahsur kalan operatör yaralandı

Karayolunda taşıt hareketliliği üçe katlandı

İki yıl önce gizlice evlenmişlerdi… Ünlü çiftten bebek müjdesi geldi

Beşiktaş Shakhtar Donestk maçının saati belli oldu Futbol Haberleri

Fenerbahçe ve Beşiktaş derken Kerem Aktürkoğlu na dev talip

MEB, 2025 2026 eğitim öğretim yılı 1. dönem ara tatili tarihlerini açıkladı

İETT şoföründen örnek davranış: Otobüsü durdurup yanan Türk bayrağını elleriyle söndürdü VİDEO İZLE

İsrail de siren sesleri yükseldi VİDEO İZLE

Cezaevine geri gönderilmişti... Adli Tıp tan Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık ın sağlık durumuyla ilgili yeni gelişme kararı:

Netanyahu’nun kardeşinden pişkin açıklama! “Müslümanlar kafirlere zulmetti”

Lucas Felipe Calegari, Eyüpspor da!

Bir insanın en büyük eseri yaşamıdır

İsrail, orduda artan intihar vakalarından endişeli! Tel Aviv saklayamadı!

CHP li Tanrıkulu ndan Adli Tıp Kurumu na Murat Çalık tepkisi: Tutuklamayı inceleyen hâkim, raporlarına bakarak tahliye kararı verebilir; bunun adı zalimliktir!

Tabancayla öldürüp kaçtı, tuvalette yakalandı; olay kamerada Düzce Haberleri

Arap aşiretleri tırlarla gidiyor, İsrail dikkatle izliyor: Süveyda da çatışmaların boyutu değişti Sözcü Gazetesi

Nihat Genç ve evi taşlamak Süleyman Seyfi Öğün

Nihat Genç ve evi taşlamak Süleyman Seyfi Öğün

Yenisafak sayfasından alınan bilgilere göre, SonTurkHaber.com açıklama yapıyor.

Sırrı Süreyya’dan sonra Nihat Genç de bu dünyâdan ayrıldı. Sırrı Süreyya için yerli ama millî değildi diye yazmıştım. Nihat Genç için ise yerli ve ulusalcı demek uygun düşer. Bu ikilinin muhtemelen zaman zaman yolları kesişmiştir. Bilemiyorum. Pozisyonel olarak farklı yerlerde oldukları âşikâr. Buna rağmen, eğer bir araya geldilerse, eminim aralarında, fıkralar, Anadolu irfânından süzülen hikmetli sözler ve şiirlerden mürekkep çok sıcak bir sohbet dönmüştür. Yakınlaştıkları yer yerlilikleriydi.

Sırrı Süreyya’dan sonra Nihat Genç de bu dünyâdan ayrıldı. Sırrı Süreyya için

yerli ama

millî değildi

diye yazmıştım. Nihat Genç için ise

yerli ve ulusalcı

demek uygun düşer. Bu ikilinin muhtemelen zaman zaman yolları kesişmiştir. Bilemiyorum. Pozisyonel olarak farklı yerlerde oldukları âşikâr. Buna rağmen, eğer bir araya geldilerse, eminim aralarında, fıkralar, Anadolu irfânından süzülen hikmetli sözler ve şiirlerden mürekkep çok sıcak bir sohbet dönmüştür. Yakınlaştıkları yer yerlilikleriydi.

Mehmet Bekâroğlu’nun 1990’ların ortalarında kurduğu Doğu Konferansı’nın toplantılarında bir iki defâ karşılaşmış, uzun sohbet etmiştik. Daha doğrusu o konuşmuş, ben dinlemiştim. Daha sonra hiç karşılaşmadık. Fikirlerinin neredeyse büyük çoğunluğuna katılmadım. Ama erdemli hayâtına hep saygı duydum.

Ev taşlama

metaforunu zihin açıcı bulmuşumdur. Çünkü kültürel hayâtımızda bunu yapanların sayısının ihmâl edilmeyecek kadar çok olduğunu görebiliyorum. Onları okuyup işittikçe bundan husûsî bir zevk aldıklarını da hissedebiliyorum. Bir bakıma, içinden çıktıkları evi -buna baba ocağı da diyebiliriz-

taşlamak onlar için artık bir varlık sebebi hâline gelmiş

görünüyor. Ocaktan ve onu kuşatan muhitlerden kendilerine gelen ve çoğu da hayli kaba olan tepkiler onları daha da biliyor. Garip bir duygulanım içinde olduklarını zannediyorum. Sanki,

gizli gizli acıdan devşirilmiş bir haz

yaşıyorlar.

Doğum hâdisesi, beşerin emniyetli ana rahminden dışarıya çıkmasını ifâde eder. Otoriteler bunun son derecede travmatik olduğunu ifâde ederler. Esâsen ev ve onun müştemilâtı olan muhitler, bu travmayı bertaraf etmek için vardır. Başta hudutsuz şefkâtleri ve hamiyetleriyle anneler olmak üzere büyükler, rahmin dışına çıkan çocukları kuşatırlar. Aslen bu,

rahmin dışarıda sun’i olarak yeniden inşâ edilmesinden başka bir şey değildir.

Çocukluk devirlerinin bir sıcaklık hissi ile hatırlanmasının sebebi de bu olsa gerektir. Ama unutmamak gerekir ki, bu rahim sun’idir. Dahası, anne ile bebeğin doğrudan bağı üzerine inşâ edilen

orijinal rahimden hem daha hacimli hem de çok daha kalabalıktır.

Bu kadarla da bitmiyor; bu sun’i rahim, orijinali gibi şahsa mahsus değildir. Doğacak yeni nesiller için rahmin selâmetinin muhafaza edilmesi icap eder. Bu sebepten, sun’i rahim çift boyut kazanır. Bir taraftan bireyleri hâricî tehlikelerden müdâfaa etmekte, diğer taraftan ise bireylerin bu sun’i rahmin devamlılığını temin etmek maksadıyla ona mutlak sadâkat göstermesi telkin edilmektedir. Bireylere “Seni koruyanı sen de korumakla mükellefsin” denilir. Gelenekler, örf ve âdetler bunu sağlar. (Meraklısı için bir not: Durkheim’in sosyolojinin hakikî mânâda bânisi olmasının da sebebi de budur. Çünkü Durkheim toplumun sâdece bireylerin toplanması fiilinin basit bir yansıması olmadığını, onu aşan bir varlık sâhasına işâret ettiğini keşfetmişti).

Bâzıları, adına topluluk veyâ modern zamanlarda toplum denilen kozalarda yaşanan hayatların son derecede boğucu olduğunu, bireyselleşmelerin önünü kapadığını iddia eder. Evet, bu bir bakıma doğrudur da. Hacmi büyük ve kalabalık bu rahim yer yer baskılayıcı ve örseleyicidir. Büyük bir ekseriyeti meydana getiren kimileri bunu gönüllü olarak kabûl eder. Ekalliyet olan bâzıları ise oradan çıkmak için fırsat kollar, gün sayar.

Aslında rahim içinde kalarak da bireyselleş-mek pekâlâ mümkündür.

Bu tarz bireyselleşme

gelenekli bireyselleşmedir.

Ama bu bireyselleşme mâcerasını özgürlükle ilişkilendirmek mümkün değildir. Rahim içinde örselenen kimileri de bunu boğucu bulurlar ve evi terk etmek isterler. Peşinde oldukları

özgürlükçü

bireyselleşmelerdir

. Evet, ortada büyük riskler vardır. Ama bu riskleri hevesle kabûl ederler.

Enderûndan birûna çıkanların evleriyle kurdukları ilişkiler çok çeşitlidir. Bu biraz da

rahmin dışına hangi sâiklerle

çıktıklarına bağlıdır. Mecbûriyetten veyâ gönüllü olarak dışarı çıkıp; çalışmalar, gezmeler, görmeler, okumalar vb tecrübeler üzerinden yaşadıkları marjinal kültürlenmeler onları ne kadar başkalaştırsa da yürekleri hep evlerinde kalır.

Nostalji, sıla-i rahim pratikleri

bu gibilerin hissiyatlarını temsil eder. Artık evlerine dışarıdan bakmaktadırlar. Bir daha asla eskisi gibi evlerinde yaşayamayacaklardır. Ama bu mesâfeli bakış onların evlerine olan bağlılıklarını katmerlendiren bir tesir doğurur.

Eğer o insan rahmin dışına,

hınç yüklü bir bagajla, meydan okuyucu sâiklerle

çıktıysa veyâ bu duygu çeşitli hesaplaşmalarla bir aşamada içine yerleşirse tablo değişir. Bir büyüğüm bana, “Taşradan büyük şehirlere gelmek üzere yola çıkan gençlerin bavullarında çamaşır veyâ giysiye bakma. İçinde hınç var mı diye bak” demişti. Hıncın serencâmı tuhaftır.

Doğrudan eve duyulan hınç ile gidilecek yere duyulan hınç aslında yapı

şıktır. İlki sizi doğrudan rahimden koparır. Diğeri ise dolaylıdır ve diyalektik bir istikamet tâkip eder. Hınç evvelâ hasede, sonra gıptaya; nihâyet yeni eve taşınmaya evrilir. Birey artık yeni habitusundadır. Netice ise aynıdır. İçinden çıkılacak ev illâki taşlanacaktır.

Süreç

eleştirel düşüncenin serencâmı

olarak vaftiz edilir. Belki de başlangıçta niyet evi taşlamak olmayabilir de. Ama her eleştiri evin camlarına isâbet eder. Ev taşlamak işi evvelâ nohut büyüklüğünde taşlarla başlar. Bu küçük çaplı taşlama bile evdekileri çileden çıkarmaya yeter. Çok defâ kaba, hoyrat tepkiler verilir kendisine. Bu tepkiler, rahmin dışına çıkanları kendilerinden daha da emin kılar. Bu defâ ellerine daha iri taşlar alırlar. Buna mukâbil gelen tepkilerde ağırlaşır. Çok yıpratıcı süreçlerdir bunlar. Evdekilerin sukutuhayâli, kızgınlıkları, evden gidenin ise yer yer hezeyan boyutlarına varan şikâyetleri el ele gider. Kan dâvasının şehirli versiyonudur bu. Uzar gider…

Bu yazıda bir yargı aramayın. Sâdece bir tespit yazısıdır. Esâsen Nihat Genç için yazıldı. Fikirlerine katılmayabilirsiniz. Ama şunu inkâr mümkün değildir: Onun sesi evin içinden geldi. Evine ihânet etmedi. Attığı taşların hiçbiri evin camlarını hedeflemedi. Eve hiç yabancı olmayan, eve âit yollardan birisinin; sekrin, şathiyenin sesiydi bu. Yaşadığı sürece veryansın etti. Ama hiçbir yeri yakmadı. En azından kendi nam ve hesâbıma buna şâhitlik ederim…

Önemli haberleri ve güncellemeleri kaçırmamak için SonTurkHaber.com'ı takip edin.
seeGörüntülenme:70
embedKaynak:https://www.yenisafak.com
archiveBu haber kaynaktan arşivlenmiştir 07 Temmuz 2025 04:04 kaynağından arşivlendi
0 Yorum
Giriş yapın, yorum yapmak için...
Yayına ilk cevap veren siz olun...
topEn çok okunanlar
Şu anda en çok tartışılan olaylar

BBP Genel Başkanı Destici, Samsun da konuştu: Samsun Haberleri

18 Temmuz 2025 19:12see173

Ara tatil takvimi üzerinden 10 Kasım iddialarına MEB den cevap: Açıkça çarpıtma Eğitim Haberleri

18 Temmuz 2025 19:53see165

Ne altın ne döviz: Haftanın kazanan yatırımı sepet oldu

18 Temmuz 2025 19:25see160

Kartalkaya daki otel yangınında 3 bakanlık bürokratı için soruşturma izni

18 Temmuz 2025 16:47see146

Kule vinç otomobilin üstüne devrildi, kabinde mahsur kalan operatör yaralandı

18 Temmuz 2025 17:55see139

Karayolunda taşıt hareketliliği üçe katlandı

18 Temmuz 2025 17:53see133

İki yıl önce gizlice evlenmişlerdi… Ünlü çiftten bebek müjdesi geldi

18 Temmuz 2025 15:49see126

Beşiktaş Shakhtar Donestk maçının saati belli oldu Futbol Haberleri

18 Temmuz 2025 16:26see118

Fenerbahçe ve Beşiktaş derken Kerem Aktürkoğlu na dev talip

18 Temmuz 2025 19:53see118

MEB, 2025 2026 eğitim öğretim yılı 1. dönem ara tatili tarihlerini açıkladı

18 Temmuz 2025 19:27see118

İETT şoföründen örnek davranış: Otobüsü durdurup yanan Türk bayrağını elleriyle söndürdü VİDEO İZLE

18 Temmuz 2025 17:13see117

İsrail de siren sesleri yükseldi VİDEO İZLE

18 Temmuz 2025 23:17see117

Cezaevine geri gönderilmişti... Adli Tıp tan Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık ın sağlık durumuyla ilgili yeni gelişme kararı:

18 Temmuz 2025 19:22see117

Netanyahu’nun kardeşinden pişkin açıklama! “Müslümanlar kafirlere zulmetti”

18 Temmuz 2025 17:16see117

Lucas Felipe Calegari, Eyüpspor da!

18 Temmuz 2025 17:47see117

Bir insanın en büyük eseri yaşamıdır

18 Temmuz 2025 15:50see116

İsrail, orduda artan intihar vakalarından endişeli! Tel Aviv saklayamadı!

18 Temmuz 2025 15:23see113

CHP li Tanrıkulu ndan Adli Tıp Kurumu na Murat Çalık tepkisi: Tutuklamayı inceleyen hâkim, raporlarına bakarak tahliye kararı verebilir; bunun adı zalimliktir!

18 Temmuz 2025 20:24see113

Tabancayla öldürüp kaçtı, tuvalette yakalandı; olay kamerada Düzce Haberleri

19 Temmuz 2025 00:35see112

Arap aşiretleri tırlarla gidiyor, İsrail dikkatle izliyor: Süveyda da çatışmaların boyutu değişti Sözcü Gazetesi

18 Temmuz 2025 17:33see111
newsSon haberler
Günün en taze ve güncel olayları