Siyaset ve polisiye buluşunca: Hariciye Konseri Yeni Şafak Kitap Eki Haberleri
SonTurkHaber.com, Yenisafak kaynağından alınan bilgilere dayanarak haber veriyor.
Güvenlik, diplomasi ve dış istihbarat temalı romanlar yazmak, yalnızca edebi bir yetenek değil, aynı zamanda jeopolitik bilgi birikimi, diplomatik süreçlere hâkimiyet ve teknik detayların doğru entegrasyonu gibi çok katmanlı bir uzmanlık gerektirir. Bu tür eserler, uluslararası ilişkilerin karmaşıklığını, devletler arası çatışmaları ve politik entrikaları gerçekçi bir şekilde yansıtmak zorunda olduğundan, yazarın hem yaratıcı hayal gücünü hem de kapsamlı araştırmalarını bir araya getirmesi şarttır. Gerçek dünyadaki olaylar, belgeler ve dinamikler, okuyucunun beklentilerine uygun bir şekilde kurguya entegre edilmelidir; aksi takdirde, hikâye inandırıcılığını yitirir. Bu zorluklar arasında, jeopolitik gerçekleri doğru aktarmak, karakterlerin psikolojik derinliğini sağlamak, teknik unsurları (örneğin, kriptolu yazışmalar veya istihbarat operasyonları) hatasız işlemek, politik hassasiyetleri yönetmek ve okuyucuyu hem entelektüel hem de duygusal olarak etkilemek öne çıkar. Ancak, bu engelleri aşan bir yazar, okuyucuları uzun süre etkileyecek, katmanlı bir eser ortaya koyabilir.
SİYASET BİLİMCİNİN KALEMİNDEN
Siyasal Bilimler Fakültesi’nde Karşılaştırmalı Siyaset Anabilim Dalı Başkanı olan Prof. Dr. Taşansu Türker’in “Hariciye Konseri” adlı romanı, tam da bu zorlukların ustalıkla üstesinden gelindiği bir örnek olarak karşımıza çıkıyor; Türker’in akademik birikimiyle beslenen bu eser, polisiye ve istihbarat türlerine diplomasi ve uluslararası siyasetin derinliklerini katarak yeni bir soluk getiriyor.
Türker, romanı on bölüme ayırarak yapılandırmış ve hikâyeyi 28 Kasım 1998’de Budapeşte’de sıkılan tek bir kurşunun, Aralık 2023’teki Birleşmiş Milletler (BM) Dışişleri Bakanları Zirvesi’ne uzanan etkileri etrafında örmüş; bu kurgu, zamanın mekânsal bağlamlarla nasıl iç içe geçtiğini, geçmiş olayların bugünün jeopolitik kaygılarını nasıl şekillendirdiğini ustalıkla sergiliyor.
Hikâye, Türk Hariciyesi’nin (Dışişleri Bakanlığı’nın) Balkanlar, Kafkasya ve Ortadoğu üçgenindeki tarihsel varlığını merkeze alarak, 1990’ların siyasi ikliminin günümüzün “kaygı çağı”nı nasıl belirlediğini aydınlatıyor; okuyucuyu, diplomatik kançılaryalardan (temsilcilik binaları) rezidanslara, New York’taki Türk Evi’nde düzenlenen bir konserden Macaristan Başbakanı’nın NATO delegasyonu kabulüne, rock barlardan üniversite amfilerine, otel lobilerinden sinagoglara kadar uzanan geniş bir coğrafyada gezdirerek, bu mekânların yalnızca dekor olmadığını, aynı zamanda diplomasi, sanat ve istihbaratın kesişim noktalarını temsil ettiğini gösteriyor.
İLİŞKİLER AĞINI ELE ALIYOR
Roman, akademisyenler, gazeteciler ve özellikle sanatçılar gibi farklı kesimlerden oluşan ilişkiler ağını derinlemesine ele alarak, devletlerin dış politikalarının bu aktörler aracılığıyla nasıl şekillendiğine dikkat çekiyor; örneğin, bir rock grubunun konseri veya özel bir beste, diplomatik bir aracın parçası haline gelebiliyor, etimoloji tebliğleri ise kültürel ve politik katmanları açığa çıkarıyor.
POLİSİYE ROMANIN ÖTESİNDE BİR ESER
Bu kurgu, salt bir istihbari polisiye, olmanın ötesinde, Türk Hariciyesi’nin tarihsel sorumluluklarını, diplomasinin inceliklerini ve istihbaratla kesişimlerini keşfetmemizi sağlıyor; başbakan konuşma metinlerinden Dışişleri Bakanlığı’nın gizli belgelerine, kriptolu yazışmalardan toplantı tutanaklarına kadar gerçekçi detaylarla uluslararası siyasetin perde arkasını aralıyor, okuyucuyu hem entelektüel bir beyin jimnastiğine hem de duygusal bir yolculuğa çıkarıyor.
Hariciye Konseri, kusursuz kurgusu ve sakin ama sürükleyici akışıyla, satır aralarında gizli bulmacalar barındıran, her okumada yeni keşifler sunan bir eser olarak tanımlanabilir. Bu roman diplomasinin inceliklerini müziğin duyarlılıklarıyla harmanlayarak, Türk Hariciyesi’nin uzlaşı ve uyum arayışını, yeri geldiğinde ise kararlı duruşunu gözler önüne seriyor.
Türker, romanında sosyolojiden müziğe, matematikten felsefeye uzanan geniş bir alan bilgisini çok katmanlı cümlelerle harmanladığı için, eser nitelikli okuyucuyu hedefliyor. Kitapta, kişiler üzerinden yansıtılan dünya sistemi ve geleceğiyle ilgili farklı görüşler, okuyucuyu derin düşüncelere sevk ediyor. Örneğin, “ABD’nin ruhu ve bedeni ayrışacak, bu kaçınılmaz ve deprem etkisi yaratır tüm dünyada” gibi geleceğe yönelik oldukça iddialı okumalar, jeopolitik öngörüleri romanın entelektüel dokusuna işliyor.
Romanın sonlarına doğru, hikâye giderek yoğunlaşan bir gerilimle BM Zirvesi’ne odaklanıyor; geçmişteki kurşunun yankıları, güncel diplomatik krizlerle birleşerek karakterlerin kişisel ve ulusal sorumluluklarını sorgulatıyor, diplomasi koridorlarında biriken sırların açığa çıkmasıyla birlikte, uzlaşı arayışının kırılganlığını ve istihbaratın gölge oyunlarını vurguluyor. Bu süreçte, müzik ve sanat unsurları metaforik bir köprü işlevi görerek, politik çatışmaları daha insani bir boyuta taşıyor, okuyucuya hem tarihsel bir ders, hem de geleceğe dair bir uyarı sunuyor.
Genel olarak, Hariciye Konseri, Taşansu Türker’in akademik uzmanlığını edebi bir ustalıkla birleştirdiği, Türk edebiyatında diplomasi temalı romanlara yeni bir standart getiren bir eser; Türk Hariciyesi’nin işleyişini, diplomasi koridorlarındaki incelikleri ve uluslararası siyasetin dinamiklerini merak edenler için roman, zengin bir kurguyla bu dünyayı tanıtıyor.
Bazı okuyucu ve eleştirmenler tarafından “hoş bir Türkçe ile yazılmış, konuyla mütenasip bir dil kullanan” bir roman olarak övülüyor, uluslararası ilişkiler meraklıları için vazgeçilmez bir kaynak olarak değerlendiriliyor.
O nedenle; Türk dış politikasına, diplomasiye, müzikle harmanlanmış entelektüel bir polisiyeye ilgi duyanlar ve derinlikli bir okuma deneyimi arayanlar için ideal bir roman.


