Türkiye avantajını koruyabilmeli! ABD’nin yeni gümrük tarifeleri yürürlüğe girdi Mehmet Akif Soysal
SonTurkHaber.com, Yenisafak kaynağından alınan bilgilere dayanarak haber veriyor.
Trump yönetimi, arapsaçına dönen haliyle yeni kapsamlı tarifeleri 7 Ağustos 2025 itibarıyla yürürlüğe aldı. Buna göre ithalat vergileri yüzde 10–50 arasında ülkelere göre değişiyor. Gümrük vergisi tahsilatları aynı gün itibarıyla uygulanmaya başlandı.
Söz konusu tarifeler her ülke için farklılık arz etmekte. Buna göre; Brezilya yüzde 50, Kanada yüzde 35 ve Hindistan yüzde 25 oranlarında vergilerle karşı karşıya.
Ayrıca AB, Japonya, Güney Kore ve Birleşik Krallık bazı müzakereler sonrası daha düşük oranlara indi (AB, Japonya ve Güney Kore için yüzde 15; İngiltere için yüzde 10)
ABD ilk açıklanan haliyle %10 olan gümrük vergisini Türkiye için yüzde 15 olarak revize etti. Bu netice ilk açıklanan haline göre dezavantaj içermekte olsa da diğer ülkelerin durumu ile kıyaslayınca avantajımızın devam ettiği görülmektedir. Son durumu ana hatlarıyla derleyecek olursak aşağıdaki tablo meydana çıkmaktadır.
ABD Türkiye için gümrük vergisini neden değiştirdi?
ABD’nin Türkiye için açıkladığı %10’luk gümrük vergisini %15’e yükseltmesinin altında büyük meseleler aramak doğru değil.
Sene başında yazılarımızda belirttiğimiz gibi Türkiye, ABD merkezli bu yeni ticari düzenden avantajlı çıktı. Trump yönetiminin Türkiye’yi “beyaz liste” kapsamında değerlendirdiğini ve bu nedenle makul bir tarife politikası izlediği açıkça görülmektedir. Bunda ikili ilişkilerden ziyade ABD’nin Türkiye’ye ticari açık vermemesi temel etken. Elbette bunun üzerine hem devletler arası iyileşen ilişkiler hem de hükümetler arası uyumun da katkısı var.
Manzarayı okuma gayretimizce Türkiye’nin son halinde maruz kaldığı değişikliğin nedenlerinin şunlar olabileceği kanaatindeyim:
1. Standartlaşma ve “İkincil Grup” Tarifesi
* Trump’ın yeni tarife yapısında ülkeler
belirli gruplara
ayrıldı:
*
Yüksek riskli
/
hedef ülkeler
: %35–%50 (Çin, Hindistan, Brezilya)
*
Orta riskli ve müttefik
konumundakiler
: %15 (AB, Japonya, Türkiye, Güney Kore)
*
Özel anlaşmalı ülkeler:
%10 (İngiltere gibi istisnalar)
* Türkiye’nin %10’da kalması halinde bu şemada “orantısız bir ayrıcalık” gibi algılanabileceği, dolayısıyla
%15’e çıkarılarak “grup standardına” çekildiği
izlenimi var. Yani amaç bir çeşit eşitlik görüntüsü sağlamak istenmiş olabilir.
2. ABD Kamuoyu ve Koruma Baskısı
* Trump’ın korumacı tabanının beklentisi,
daha yüksek tarifeler
üzerinden “herkese aynı muamele” anlayışı. Türkiye’nin %10’da kalması, bu kamuoyu beklentisiyle çelişmiş olabilir.
* Özellikle Cumhuriyetçi çevrelerde “bazı ülkeler kayrılıyor” algısı oluşmaması için
oranlar eşitlenmiş duruyor.
3. Türkiye’nin AB Gümrük Birliği Bağlantısı
* Bir ihtimalde, Türkiye’nin AB ile Gümrük Birliği içinde olması, bazı mallarda dolaylı avantaj sağlıyordu. Bu durum, Trump yönetimince
“arka kapıdan AB’ye benzer muamele alıyor”
şeklinde değerlendirilmiş olabilir.
4. Pazarlık Marjı Bırakmak
* Trump, ticareti
bir pazarlık aracı
olarak kullanıyor. %15 gibi nispeten orta seviye bir oran, Türkiye ile ileride yapılacak pazarlıklarda “
indirim yapılabilecek
” bir zemin oluşturabilir.
* Bu, “
önce artır sonra müzakere
et
” stratejisinin bir örneği olabilir.
Tüm bu maddeleri değerlendirdiğimizde kanımca;
ABD ve Trump nezdinde müzakereleri yoğun şekilde yürütmemiz gereklidir.
Ana argümanımızın şu şekilde olması gereklidir; büyük bir cari açık verdiğiniz AB ile hiç cari açık vermediğiniz Türkiye’ye eşit gümrük vergisi koymanız adil değildir.
Zira bizim meselemizin AB’nin altında bir oran almak olması gereklidir ki AB’nin, ABD’ye ihraç için yatırım alanı olarak Türkiye’yi tercih etmesini sağlayalım. Bu isterse 2-3 puan olsun mutlaka önemli ve kıymetli bir kazanım olacaktır.



