Unutulmuş bir eser: Canvermezler Tekkesi Yeni Şafak Kitap Eki Haberleri
SonTurkHaber.com, Yenisafak kaynağından alınan verilere dayanarak açıklama yapıyor.
OĞUZHAN DÖNMEZ
Geçenlerde kitapçıda yeni çıkan eserlere bakarken Canvermezler Tekkesi isimli bir kitap gözüme ilişince yazarının Selim Nüzhet Gerçek olduğunu da farkederek hemen kitabı elime alarak karıştırmaya başladım. Can vermemek, hep genç ve canlı kalmak ilk etapta kulağa çok hoş gelip insanı heyecanlandırsa da bunun bir nimet mi külfet mi yoksa bir bela mı olduğu ve insanı ne kadar mutlu edeceği ilkin bilinmese de bu arzu ile hemen kavruluruz. Ömrü uzatma, daha fazla yaşama, sürekli genç kalma, yaşlanmama hatta ölümsüzlük insanların hep düşündüğü, peşinde koştuğu romanlara ve filmlere de konu olmasıyla hemen her zaman güncelliğini de koruyarak zihinleri meşgul etmeye devam edecektir.
UYARLAMA BİR ESER
Türk edebiyatının ilk örnekleri içinde farklı milletlerin edebiyatıyla etkileşime girmesiyle oluşan uyarlama eserlerin de varlığı herkesçe bilinir. “Ahmed Kamil” müstearını da kullanan Selim Nüzhet Gerçek, daha çok tiyatro, bibliyografya, matbaacılık ve gazetecilik tarihi eserleri ile tanınır. Fransız Yazar Claude Farrere’den uyarladığı “Can Vermezler Tekkesi” isimli romanı edebiyatımızda ilk gotik tarzındaki örneklerdendir. Selim Nüzhet, çok yönlü ve üretken bir yazardır. Selim Nüzhet’in çalışkan ve hayata aşık biri olması Türk Edebiyatı’nın önemli isimlerinden olan kardeşi Abdülhak Şinasi Hisar tarafından da övgüyle söz edilmiştir.
Roman ilk olarak 1921 yılında İleri Gazetesi’nde tefrika edilmiş daha sonra Kitaphane-i Sudi tarafından kitap olarak basılmıştır. Son yıllarda ise tekrardan farklı yayınevlerinden de kitap raflarında görmeye başladığımız kitabı en son Budak Kayabek’in günümüz Türkçesi’ne uyarlamasıyla Türkiye İş Bankası Yayınları’ndan 2025 yılında yayınlanarak okuyucularıyla buluşmuştur.
UZUN YAŞAMIN SIRRI
Kitabın konusuna gelince kayıkları batmış olan çalışanlarından bir mektup alan Ali Nail Bey, atına binerek Kilyos’a doğru giderken yolunu şaşırarak kaybolur ve geceyi ormanda bir evde geçirmesi ile orada bir insan ömründen çok daha fazla onlarca yıldır yaşayan üç ihtiyar gencin sırlarını öğrenivermesi ile kendini farklı ve bilinmeyen maceraların içinde buluverir ancak bu insanların uzun yaşamın sırrını gerçekleştirebilmek ve genç yaşama emellerine ulaşabilmek için sağlıklı ve zinde insanlara da ihtiyaçları olması ile gizemli olaylar ardarda geliverir. Yazarın dili, romanın sürükleyici ve merak uyandırıcı konusu ile birleşince sonrasında neler olacak düşüncesi ve içindeki aşk hikayesinin de etkisiyle elinizden bırakamadan bir çırpıda zaten çok da kalın olmayan kitap bitiverir. Edebiyat ne işe yarar, kişiye ne kazandırır, neler katar gibi görüşler birçok yazar ve okur tarafından düşünülüp dillendirilmiştir. Romanlar, hikayeler vb. benzeri eserler verdiği lezzetler ile birlikte kişiye empati duygusu kazandırıp diğer insanları daha iyi anlamayı sağlayarak öteki ile olan ilişkilerin gözden geçirilmesi, eskisine kıyasla daha duyarlı anlayışlı bir iletişim içinde olunması, istifade edilebildiği ölçüde muhtemeldir.
İNSAN NEDEN KORKAR?
İnsan korkularıyla yüzleşmekten hep kaçar hiç de kolay olmasa gerek bilinmez bir sürecin içinde yön bulmak ve ayakta durmak. Peki insan niçin korkar, nelerden korkar ve korkularının üzerinden nasıl gelir? Bunlar da belirsizdir aslında bilinçaltının o bilinmez koridorlarında gezinirsek ne ile karşılaşacağımızı bilemez ve öngöremeyiz. Sihirbazın şapkasının içi gibi ne çıkacağı belirsiz olsa da bazen hiç bilmediğimiz tahayyül bile edemeyeceğimiz güzellikler bazen ise çöp yığınlarına benzer çirkinliklere tesadüf ederiz. İnsan duyguları çelişkileri de içinde barındıran bir varlıktır. İnsanın duygu dünyası dipsiz bir kuyu gibi olsa da insan aynı zamanda korkularını merak edip üzerlerine giderek bilgilenme, anlama, anlamlandırmayı da ister.
Her sabah yeni bir güne doğsak ta aynı şeyleri yapar kısır bir döngü içinde hapisteymiş duygusunu yaşarız. İnsanların çoğunluğu genellikle rutinlerin ötesine geçemez ancak bu rutinden sıkılıp yeni şeyler bulmak keşfetmek ve öğrenmek isteyenler bu döngüyü kırıp dışarı çıkarak yeni dünyalara doğru yelken açabilirler. Bize bu kısır döngüyü kırmamızda yardımcı olabilecek her şey bizim için kutsal diyebileceğimiz bir ehemmiyete sahiptir. Çok uzun yaşamaktan, ölümsüzlükten daha da önemli olan nefes alıp vermenin ötesinde gerçekten yaşamış olmaktır. Bu ise kendi kısır döngümüzü kırmaktan geçiyor olsa gerek. Bu sarmalın dışına çıkabilen her insanın fenerleri ise kendi mizacına göre benzer veya farklıdır. İçinde bilmediğimiz sırları barındıran zamanı tutmak istesek bile elimizden kayıp gider ancak zamanın ruhuna nüfuz edebilmenin yolu belki de edebiyat, sanat, sinema, spor, vb. hemen herşeyden bir deneyim sahibi olarak bilincimizi artırarak istifade edebilmekten geçer bu da bizi zorlukları ve lezzetleri ile hazine değerinde bir yolculuğa çıkartabilir.


