Akla açılan kapılar Yaşar Süngü
SonTurkHaber.com, Yenisafak kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.
"Zeki olmak bazen seni geride tutabilir
Çünkü düşünce şeklin seni harekete geçmekten alıkoyabilir. Karar almak yerine sürekli analiz yapar, ilerlemek yerine mükemmeli beklersin. Bu da yerinde saymana neden olur.
Sadece çok bilmek, başarıyı garanti etmez. Öğrendiklerini uygulamıyorsan, bilgi sadece raf süsü olur. Konfor alanında en iyisi olmak da büyümeni engeller.
Çoğu zeki insan yardım istemeyi zayıflık olarak görür.
Oysa doğru kişilerden destek almak, yolu kısaltır. Sürekli yeni şeyler denemek yerine, belli bir süre tek bir hedefe odaklanmak gerekir.
Zeka, mantıklı bahaneler üretme konusunda da oldukça başarılıdır. Ancak en büyük risk hata yapmak değil, aynı yerde kalmaktır.
Potansiyelin bilgiyle değil, cesaretle açığa çıkar."
**
"Soldaki plastik bardağın içi boş.
Sağdaki plastik bardağın içinde su var.
Çakmaktan çıkan alev içi boş olan plastik bardağı hızla yakıyor.
Ama içinde su olan plastik bardağı ise yakamıyor.
Çünkü su kaynasa bile plastik+kağıt elyafın hemen yanmasına izin vermiyor.
Buradan çıkaracağımız ders:
Eğer "boş"sanız; yani bilgisiz ve ilgisiz.
Hayat sizi harcar...
Eğer içiniz dolu ise; bilimle, kültürle, sanatla, keşiflerle...
Hiçbir şey, ateş bile sizi yolunuzdan alıkoyamaz.
Biz böyle şeylere (hikayelere) kıssadan hisse, mesel ya da Batı'dan aldığımız kelimeyle alegori diyoruz."
**
Bir gün insanlardan kaçan yalnız yaşamayı tercih eden yaşlı bir adama sorarlar.
-Sürekli yalnız olmaktan bıkmıyor musun?
Yaşlı adam cevap verir:
-Yapacak çok işim var;
iki şahin eğitmem gerekiyor ve iki kartal, iki tavşan sakinleştirmek ve yılanı eğitmek, eşeği motive etmek ve aslanı evcilleştirmek.
-Ama senin etrafında hiç hayvan göremiyoruz, neredeler?
-Onlar içimizde yaşarlar.
-İki Şahin gördükleri her şeye saldırıyorlar. Onlara iyi-kötü, faydalı-zararlı şeyleri ayırt etmeyi öğretmeliyim. Çünkü onlar benim
GÖZLERİM
.
-İki kartal" dokundukları her şeyi mahvediyor, yaralıyor, parçalıyorlar. Onlara hizmet etmeyi ve zarar vermeden yardım etmeyi öğretmeliyim. Çünkü onlar benim
ELLERİM
.
-Tavşanlar her zaman korkarlar, kaçarlar ve saklanırlar. Onları sakinleştirip, zor durumlarla başa çıkmayı öğretmeliyim, beladan kaçmayı değil. Çünkü onlar benim
AYAKLARIM
.
-En zor kısmı yılanı izlemek.
Sıkı bir kafeste, güvenli bir şekilde kilitli olsa da her zaman saldırmaya, sokmaya, yakın olan herkesi zehirlemeye hazır. Bu yüzden onu takip edip, disiplinli olmalıyım. Çünkü bu benim
DİLİM
.
-Eşek herkesin bildiği gibi çok inatçı, sonsuza kadar yorgun ve işini yapmak istemiyor. Bu yüzden ona şükretmeyi ve akışta olmayı öğretmeliyim. Çünkü bu benim
VÜCUDUM
.
-Ve sonunda kral olmak ve herkese emretmek isteyen bir aslanı evcilleştirmek istiyorum. Gururlu, kibirli ve dünyanın kendi etrafında dönmesini istiyor. O aslanı terbiye etmeliyim. Çünkü bu benim
EGOM
.
-Gördüğünüz gibi yapacak çok işim var benim.
Soru sorulan yaşlı adam, Lev Nikolevic
TOLSTOY'dur
."
**
"21. yüzyıl: Zihinsel aşırı yüklenme çağı!
Her gün binlerce bilgi, ses, görüntü ve mesajla karşı karşıyayız.
Sürekli uyarılmak, dikkatimizi bölüyor.
Her şeye yetişmeye çalışmak, iç huzurumuzu yok ediyor.
Görmek, duymak, anlamak, hissetmek...
Tüm duyularımız sınırda yaşıyor.
Dikkat süremiz azalıyor.
Anlam derinliği kayboluyor.
Hızla tükeniyoruz.
- Dur.
- Azalt.
- Basitleştir.
Çünkü bazen "daha az", zihnin ve ruhun tam da ihtiyacı olan şeydir."
**
Not; yukarıdaki yazılar
Linkedin
ağındaki paylaşımlardan derlenmiştir.
**
İsrail'de yayınlanan bir gazetede siyonist bir yazar şöyle dertleniyor;
“Ciddi bir tsunami ile karşı karşıyayız, daha da kötüye gidecek.
Dünya artık bizim tarafımızda değil.
(Sonunda anladılar)
Bize karşı tavır alan ülkelerden bazıları dostumuz saydıklarımız.”
Gazze’de işlenen insanlık suçlarına karşı dünyanın daha fazla tahammülü kalmadı.
Suskun kalan Avrupa devletlerinden İsrail’e yaptırım tehditleri artıyor.
Bunlar en iyi günleriniz.
Daha beter olacaksınız.
Kaçacak yer arayacağınızı biliyoruz.
Gargad ağacı bile saklayamayacak sizi.


