SonTurkHaber.com
close
up
Menu

Yahudi işgalciler, Ramallah yakınlarındaki bir tepede İsrail bayrağını indirip ABD bayrağını astı. Olay, Trump’ın Kudüs ziyareti öncesinde gerçekleşti. VİDEO İZLE

Ankara su kesintisi: Ankara’da sular ne zaman gelecek? Ankara’da günlerdir akmayan su isyan ettirdi: İki küçük çocukla perişan olduk VİDEO İZLE

Tanımak neredeyse imkansız! Kobra Murat 20 yaşındaki halini paylaştı

Tarım ve Orman Bakanlığı 200 personel alımı ne zaman, başvuru şartları neler, kadro branş dağılımı nasıl olacak?

PENDİK BELEDİYE BAŞKANLIĞI

Filistinlilerin aylardır beklediği an! Gıda ve meyve yüklü tırlar Gazze Şeridi ne giriş yaptı

E3 ülkeleri Türkiye nin çabalarını takdir etti Dış Haberler

Binlerce Yemenli Cuma namazının ardından Gazze’ye destek için tek ses oldu VİDEO İZLE

Bursa da 6 gün planlı su kesintisi uygulanacak Bursa Haberleri

KOCAELİ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞINDAN

2 gün süre verildi... Derhal ülkeyi terk edin dediler Sözcü Gazetesi

Yer: Karabük! Yoldan karşıya geçen yayaya otomobil çarptı

EV SAHİBİ OLMAK İSTEYENLER DİKKAT! KİRA ÖDER GİBİ EV SAHİBİ OLMAK ÇOK KOLAY!

Max Kruse den Fenerbahçe sorusuna beklenmeyen cevap

Pes dedirten görüntü! Trafikte tartıştığı kadınların otomobilini yumrukladı

Özlem Çerçioğlu nun adli dosyaları ARENA da açıldı! İmar gaspı ile yüzlerce milyon kazandılar Sözcü Gazetesi

Norveç, İsrail i darmadağın etti! Maç boyu Filistin e destek...

Arda Güler ve Kenan Yıldız dan Hakan Çalhanoğlu sözleri: O bir efsane!

Tarladan şişeye uzanan sır: Türkiye nin yeni altını Sözcü Gazetesi

32 sene önce... Kızlar bana bakarken yere düşüyordu

Bir İstanbul Efendisi: Âsaf Halet Çelebi Dursun Gürlek

Bir İstanbul Efendisi: Âsaf Halet Çelebi Dursun Gürlek

SonTurkHaber.com, Yenisafak kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi yayımlıyor.

Geçen gün 17 Kasım 1976 tarihli “Büyük Gazete”nin sayfalarını çevirirken ilgimi çeken bir başlıkla karşılaştım. Başlık şöyleydi: “Tanıdıklarım – Âsaf Halet Çelebi Yahut Unutulan Adam” Merhume Münevver Ayaşlı’nın kaleme aldığı bu yazıyı hemen baştan sona okuma ihtiyacı duydum. Çünkü her ikisini ben de hem tanıyor hem seviyordum. Tam bir İstanbul beyefendisi olan merhum ve mağfur Âsaf Halet Çelebi’yi, yine tam bir İstanbul hanımefendisi diye bilinen, bir ünvanı da “Boğaziçi’nin Haminnesi” şeklinde

Geçen gün 17 Kasım 1976 tarihli “Büyük Gazete”nin sayfalarını çevirirken ilgimi çeken bir başlıkla karşılaştım. Başlık şöyleydi: “Tanıdıklarım – Âsaf Halet Çelebi Yahut Unutulan Adam” Merhume Münevver Ayaşlı’nın kaleme aldığı bu yazıyı hemen baştan sona okuma ihtiyacı duydum. Çünkü her ikisini ben de hem tanıyor hem seviyordum.

Tam bir İstanbul beyefendisi olan merhum ve mağfur Âsaf Halet Çelebi’yi, yine tam bir İstanbul hanımefendisi diye bilinen, bir ünvanı da “Boğaziçi’nin Haminnesi” şeklinde telaffuz edilen Hace Münevver Ayaşlı’nın tanıtımıyla tanımanız için bu yazıyı aşağıya alıyorum:

Şair, edip, mûsıkişinas, hattat, zarif ve her yönüyle tam bir İstanbul çelebisi bir insan vardı ki, çoktan unutuldu. Âsaf Hâlet Çelebi…

Âsaf Halet Çelebi’nin pederleri Halet Beyefendi hakikaten Cenab-ı Pir Hazreti Mevlânâ’nın soyundan mı geliyordu, bilmiyorum? Lakin Hazreti Mevlânâ’nın yolunda olduğu muhakkaktı. Oğlu Âsaf, Farsçasını ve Mesnevi’yi okuyabilmesini babasının rahle-i tedrisine medyundur. Nezaketini ve terbiyesini de keza babasına borçludur. Ben, Âsaf Halet Çelebi kadar terbiyeli ve nazik başka kimse görmedim. Hep elpençe divan durur, kimseye arkasını dönmez, daima arka arka giderdi. Kaç defa ayağı kapı eşiğine takılıp da düşecek diye korkmuşumdur. Bu terbiye ve nezaketi ben bir daha göremeyeceğim gibi, dünya da görmeyecektir. Yukarıda, Beylerbeyi’nin tepesinde harap mı harap, fakat o derece güzel, hem de hârikûlade güzel ve büyük bir köşkte oturuyordu. Bu köşk, Beylerbeyi’nde meşhur Hasip Paşa Yalısı’nın dağ köşkü, yani korusunun köşkü imiş. (Bugün her ikisi de yok olmuştur.)

Mütefekkir mimarımız Ekrem Hakkı Ayverdi’nin Osmanlı mimarisi için kullandıkları tabiri tekrar edeyim: “Osmanlı ferahlığı, Osmanlı ferahlığı, efendim ben daha ne söyleyeyim!” derlerdi.

Hakikaten Osmanlı mimarisindeki ferahlık yeryüzünde bilmem ki, başka bir mimari de var mıdır?

Hiç unutmam, Brezilyalı Katolik bir diplomat ile İstanbul’da camileri geziyorduk. Sultan Ahmed Camii’ne girdiğimiz zaman, diplomatın yüzü değişti ve yavaş bir sesle bana: Ben Müslüman olacağım, dedi. Zira ben, “melankolik ve nevrastanik” bir insanım, hiçbir yerde ferah ve huzur duymam ve duyamam. Halbuki Sultan Ahmed Camii’ne girer girmez, başka bir yerde hissetmediğim ferahı, saadeti ve huzuru buldum. Binaya bu kadar huzur veren bir din elbette insanlara da huzur ve saadet verecektir, dedi.

Hakikaten Âsaf Halet Çelebi’nin ve ailesinin oturduğu harap köşkte de böyle bir Osmanlı ferahlığı vardı. İnsanın hemen oracıkta Osmanlı olacağı geliverirdi.

Bu viran, fakat çok güzel köşkte, şiir yazmaktan başka, Âsaf Halet Çelebi ud da çalar, hazin hazin eski şarkılar söylerdi. Âsaf Halet Çelebi’nin tasavvuf cephesi de kuvvetliydi. Mesnevi’yi okur ve anlardı. Daha turistik ve moda değilken Âsaf Halet Çelebi, Mevlânâ âşığı idi. Cenâb-ı Mevlânâ hakkında kıymetli bir eseri olduğu gibi, onun rubailerini de Fransızcaya tercüme etmiştir. Aşağıda göreceğiniz derin ve güzel şiir de Âsaf Halet Çelebi’nindir:

Tennure giymiş ağaçlar

Aşk niyaz eder Mevlânâ

İçimdeki nigâr başka bir nigârdır

İçimdeki semâa

Nice yıldızlar akar

Ben dönerim,

Gökler döner

Benzimde güller açar

Güneşli bahçelerde ağaçlar

“Halaka’s semâvât-i ve’l – ard”

Yılanlar ney havalarını dinler

Tennure giymiş ağaçlar

Çemen çocukları mahmur

Caaan

Seni çağırıyorlar

Yolunu kaybeden güneşlere bakıp gülümserim

Ben uçarım, gökler uçar.

Evet, Paris’te kitapçılarda, tercüme de olsa tek bir Türk yazarının kitabını görmüştüm. Âsaf Halet Çelebi’nin Hazreti Mevlânâ’dan çevirdiği Rubailerdi.

Bunu söylediğim zaman Çelebi o kadar sevinmişti ki, neredeyse gözlerinden yaşlar gelecekti:

Çelebi, dedim. Bu kadarla da kalmadı, 1953 yılının Şeb-i Arusu’nu tes’id etmek için “Musée Guimet”de bir toplantı tertip edildi. Bu konferans serisinde tek bir Türk’ün ismi geçti, o da senin ismin idi. Çok hassas olan Âsaf Halet Çelebi, artık gözyaşlarını tutamıyordu.

Bütün ümidi ve gayesi Boğaz Köprüsü yapılacak, arazilerini parselleyecekler, satacaklar ve Âsaf Halet Çelebi Paris’e gidecek… Bana durmadan sorardı:

Nasıl, ben Paris’e yakışacak mıyım?

Hem de nasıl, İstanbul’dan çok daha fazla yakışacaksın, derdim.

Hakikaten koltuğunun altında bir yığın kitap, sırtında kendi dikmiş veya yapıştırmış olduğu kavuniçi rengindeki naylon pelerinle Paris’te, Saint Germain’de bir aşağı, bir yukarı gezindiğini, piyasa ettiğini, nihayet bir kahvehaneye girip oturduğunu görür gibi olurdum. Çelebi, o Osmanlı nezaketi ve efendiliği ile Fransızlara, 18. asırların nezaketini hatırlatacaktı. Çelebi’nin öyle bir nezaketi vardı ki, âdeta sâri, etrafına yayılan bir nezaket ve zerafet idi bu.

Naylon pelerini de müferrihattan bir şeydi. O zamanlar naylon kumaşlar, bugünkü kadar gelişmemiş, âdeta kâğıt gibi bir şeydi. Dikiş tutmazdı ve dikiş yerleri hemen yırtılırdı. Çelebi, yarı dikiş, yarı yapıştırmakla kendine bir pelerin dikmiş, yine koltuğunun altında bir sürü kitap, Beyoğlu’na çıkardı. En çok uğradığı yer Hacette Kitabevi ve sonra Lebon Pastahanesi idi.

Şâyân-ı hayrettir, nasıl yapabilirdi? Âsaf Halet Çelebi zengin değildi. Kazancı da azdı. Bütün parasını kitaba yatırırdı. Üstü başı ise, harap ve harabati idi. Massignon’un Hallac-ı Mansur hakkındaki muazzam eserini ilk defa Çelebi’de görmüştüm. Çok kıymetli kitapları ve Türk mûsıkisine ait çok değerli notaları vardı. Vefatından kısa bir süre sonra, canı gibi sevdiği, bin bir fedakârlıkla topladığı kitapları yok pahasına gitti. Oğlu Ömer, henüz çocuktu. (Şimdi o da yaşamıyor ya) Hanımı ise, yalnız ve parasız kalmıştı. İlk isteyene bütün kitapları vermişti. Geçelim…

Âsaf Halet Çelebi’nin tasavvuf, edebiyat, şiir ve mûsıkiden başka yemeğe de çok merakı vardı. Hem iyi yemek yemesini sever, hem de çok yerdi. Elinde 2-3 yüz sene evvelki yemek tarifeleri vardı. Çelebi’ye bakılırsa o zamanlar eti sütle pişirirlermiş.

Neden sonra Afganistan Sefareti’ne yemeğe davetliydik. Bize nadide ve milli yemekleri olarak sütte pişirilmiş et ikram ettiler:

Efendim, dedim. Süt içinde eti bizde üç yüz sene evvel, belki daha eskiden pişirirlermiş.

Ziyanı yok, bütün milletlerin bizden bir şeyler alıp kendilerine mal etmiş oldukları gibi, tekke pilavı ile sütlü et yemeği de Afganlıların olmuş, olsun.

Bir gün, yine Beylerbeyi’ne, Âsaf Halet Çelebi’ye gitmiştim ve Çelebi, Paris’e gidiyorum, demiştim. Çok kalacak mısınız, diye sordu.

Belli olmaz. Nasip, belki birkaç sene kalırım, dedim.

Aman efendim, dediğime öyle pişman oldum ki, bu sefer başladı hüngür hüngür ağlamaya. Hem ağlıyor, hem de “Ah köprü, vah köprü” diyordu.

Yazık ki Çelebi, köprüyü göremeden Hakk’a yürüdü. Az sonra çok sevdiği Ömer de vefat etti. Haremi Nermin Hanım da gözden kayboldu. Hayatta mı, değil mi, nerededir, tekrar evlendi mi? Hiçbir şey bilmiyorum.

Yakından tanıdığım, kendisiyle bir de röportaj yaptığım merhume Münevver Ayaşlı’nın bu son sözlerine bir iki cümle de ben ekleyeyim.

Nermin Hanım, oğlu Ömer’in ölümünden ve bunca sıkıntıdan sonra Şişli tarafında bir Huzurevine yerleşti. 2.7.1996’da kendisini ziyaret ettiğimde Ömer’ciğinin fotoğrafını gösterdi ve göz yaşlarına hâkim olamadı. Ayrıca, muhterem ve merhum zevci Âsaf Halet Çelebi’nin “Om Mani Padme Hum” isimli kitabını, “İyi dostumuz Dursun Gürlek Beyefendi’ye en iyi dileklerimle. Âsaf Halet Çelebi eşi Nermin Çelebi” diye imzalamıştı.

Allah’ın rahmeti üzerine olsun.

Daha fazla bilgi ve son haberler için SonTurkHaber.com'ı takip edin.
seeGörüntülenme:39
embedKaynak:https://www.yenisafak.com
archiveBu haber kaynaktan arşivlenmiştir 12 Ekim 2025 09:37 kaynağından arşivlendi
0 Yorum
Giriş yapın, yorum yapmak için...
Yayına ilk cevap veren siz olun...
topEn çok okunanlar
Şu anda en çok tartışılan olaylar

Yahudi işgalciler, Ramallah yakınlarındaki bir tepede İsrail bayrağını indirip ABD bayrağını astı. Olay, Trump’ın Kudüs ziyareti öncesinde gerçekleşti. VİDEO İZLE

10 Ekim 2025 22:45see634

Ankara su kesintisi: Ankara’da sular ne zaman gelecek? Ankara’da günlerdir akmayan su isyan ettirdi: İki küçük çocukla perişan olduk VİDEO İZLE

10 Ekim 2025 16:37see268

Tanımak neredeyse imkansız! Kobra Murat 20 yaşındaki halini paylaştı

10 Ekim 2025 11:56see205

Tarım ve Orman Bakanlığı 200 personel alımı ne zaman, başvuru şartları neler, kadro branş dağılımı nasıl olacak?

11 Ekim 2025 00:59see197

PENDİK BELEDİYE BAŞKANLIĞI

11 Ekim 2025 00:00see192

Filistinlilerin aylardır beklediği an! Gıda ve meyve yüklü tırlar Gazze Şeridi ne giriş yaptı

10 Ekim 2025 17:42see186

E3 ülkeleri Türkiye nin çabalarını takdir etti Dış Haberler

10 Ekim 2025 21:06see179

Binlerce Yemenli Cuma namazının ardından Gazze’ye destek için tek ses oldu VİDEO İZLE

11 Ekim 2025 00:56see162

Bursa da 6 gün planlı su kesintisi uygulanacak Bursa Haberleri

10 Ekim 2025 11:47see158

KOCAELİ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞINDAN

11 Ekim 2025 00:21see156

2 gün süre verildi... Derhal ülkeyi terk edin dediler Sözcü Gazetesi

11 Ekim 2025 19:05see155

Yer: Karabük! Yoldan karşıya geçen yayaya otomobil çarptı

11 Ekim 2025 21:01see154

EV SAHİBİ OLMAK İSTEYENLER DİKKAT! KİRA ÖDER GİBİ EV SAHİBİ OLMAK ÇOK KOLAY!

11 Ekim 2025 00:15see153

Max Kruse den Fenerbahçe sorusuna beklenmeyen cevap

11 Ekim 2025 17:14see151

Pes dedirten görüntü! Trafikte tartıştığı kadınların otomobilini yumrukladı

11 Ekim 2025 00:45see148

Özlem Çerçioğlu nun adli dosyaları ARENA da açıldı! İmar gaspı ile yüzlerce milyon kazandılar Sözcü Gazetesi

10 Ekim 2025 21:42see148

Norveç, İsrail i darmadağın etti! Maç boyu Filistin e destek...

11 Ekim 2025 21:59see144

Arda Güler ve Kenan Yıldız dan Hakan Çalhanoğlu sözleri: O bir efsane!

12 Ekim 2025 00:39see140

Tarladan şişeye uzanan sır: Türkiye nin yeni altını Sözcü Gazetesi

10 Ekim 2025 16:37see135

32 sene önce... Kızlar bana bakarken yere düşüyordu

10 Ekim 2025 16:01see134
newsSon haberler
Günün en taze ve güncel olayları