Bu suskunluk dünyanın sonunu getirecek Yaşar Süngü
Yenisafak sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuruda bulunuyor.
Hem köpeğin hem köpeğin sahibinin kudurduğu zaman dilimindeyiz.
Dünyanın iki katil devleti dünyanın suskunluğundan cesaret alarak akıl almaz cinayetler işliyorlar.
Çocuk kadın demeden şehirleri bombalıyorlar.
İstedikleri ülkelere saldırıyorlar.
Devletler ne zamana kadar susacak bu cinayetlere?
İsrail ve ABD’nin cinayetlerine sessiz kalmak onları durdurmayacaktır çünkü “Aç canavara karşı tahabbüb, (saygı-sevgi) canavarın merhametini değil iştahını açar, üstelik bir de diş kirası ister.”
Bediüzzaman
Mektubat
isimli eserinde zalimle ilişkinin nasıl olması gerektiğini şöyle anlatır; “Zalim ve vicdansız bir adam, birisini yere atıp ayağıyla onun başını kat’î ezecek bir surette davransa, o yerdeki adam eğer o vahşî zalimin ayağını öpse, o zillet vasıtasıyla kalbi başından evvel ezilir, ruhu cesedinden evvel ölür. Hem başı gider hem
izzet ve haysiyeti
mahvolur.”
“Hem o canavar, vicdansız zalime karşı zaaf göstermekle, kendisini ezdirmeye teşci’ (
cesaretlendirir
) eder. Eğer ayağı altındaki mazlum adam, o zalimin yüzüne tükürse, kalbini ve ruhunu kurtarır, cesedi bir şehid-i mazlum olur. Evet,
tükürün zalimlerin hayâsız yüzlerine!”
Gazze’de bir milleti açlıkla yok edeceğini gizlemeyen, kafasına göre ülke bombalayan hukuk tanımayan, iki katil devletin yaptıklarına daha fazla göz yummak dünyanın sonunu getirecek.
Dünyanın geri kalan kısmı daha fazla seyretmeye devam ederse ateş onları da yakacak.
Gazze’de İsrail’in sürdürdüğü vahşetin 600 günü geride kaldı.
Bu 600 gün boyunca, her 40 dakikada bir çocuk, her 60 dakikada bir kadın, her 15 dakikada bir erkek katledildi.
Öldürülenlerin hepsi sivildi yani silahsızdı.
7 Ekim 2023 tarihinden bu yana Gazze’de ölenlerin sayısı 55 bini aştı.
Gazze dışındaki dünyanın babalar gününü kutladığı bugün bombalardan sağ kalan binlerce çocuk anasız babasız, sahipsiz ve aç.
Bombalarla öldüremediğini açlıkla öldürmeyi deneyen İsrail ve onun destekçisi ABD bugün dünyanın suskunluğundan aldığı cesaretle İran’ı bombalıyor.
Devletler yine suskun ama halklar susmuyor.
Devletlerin aciz kaldığı vicdan sahibi insanların öne çıktığı bir dönem aynı zamanda bu dönem.
**
Dünyanın iyiye doğru gitmediği raporlarla da ortaya konmuş.
“Bir Tercih Meselesi: Yapay Zeka (YZ) Çağında İnsanlar ve İhtimaller” başlıklı 2025 İnsani Gelişme Raporu, 2024 yılına yönelik öngörüler, dünyanın dört bir yanındaki bölgelerde
İnsani Gelişme Endeksi
İGE’ye ilişkin ilerlemenin durakladığını gösteriyor.
Rapor, küresel gelişmede endişe verici oranda yavaşlamanın ötesinde, zengin ve yoksul ülkeler arasındaki
eşitsizliklerin giderek derinleştiğini
de ortaya koymuş.
“On yıllardır, 2030’a kadar dünyada çok yüksek insani gelişme düzeyine ulaşma yolunda ilerledik; ancak bu yavaşlama, küresel ilerleme açısından son derece gerçek bir tehdide işaret ediyor,” derken UNDP Başkanı Achim Steiner. “Eğer 2024’te bu kadar yavaş kaydedilen ilerleme ‘
yeni normal
’ haline gelirse, 2030 hedefi onlarca yıl ötelenebilir – o zaman,
dünyamız daha güvensiz, daha bölünmüş, ekonomik ve ekolojik şoklara karşı daha kırılgan hale gelecektir.”
diye de uyarıyor.
Rapora göre, Düşük İnsani Gelişme Endeksi İGE ile Çok Yüksek İnsani Gelişme Endeksi İGE düzeyine sahip ülkeler arasındaki
eşitsizlikler üst üste dört yıldır artmaya devam ediyor.
Bu durum, zengin ve yoksul uluslar arasındaki eşitsizliklerin azalacağını değerlendiren uzun vadeli eğilimi de tersine çeviriyor.
En düşük İGE değerlerine sahip ülkeler, gelişme bakımından özellikle ağır zorluklarla karşı karşıya kalıyor – artan ticaret gerilimleri, borç krizinin kötüleşmesi ve
istihdam yaratmayan sanayileşmenin
yükselişi ise bu zorlukları körüklüyor.
“İnsani gelişmeye yönelik yapay zeka ile teknolojik geçişin mirasını, önümüzdeki yıllarda
yapacağımız tercihler
tanımlayacak,” diyor UNDP İnsani Gelişme Raporu Ofisi (İGRO) Direktörü Pedro Conceição ve bunun nasıl yapılacağını şöyle özetliyor; “Doğru politikalar oluşturulduğunda
ve merkeze insanlar alındığında,
yapay zeka, herkesi güçlendirecek yeni bilgi, beceri ve fikirlere açılan son derece önemli bir köprü olabilir.”
Bütün sorunlar merkeze insanı almadığımız için çıkmıyor mu?


