Gençler şehirlerde mutlu mu? Yaşar Süngü
Yenisafak sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuru yapıyor.
Resmi rakamlara göre tarım alanında çalışan çiftçilerin yaş ortalaması 59.
Seneye bu yaş 60 olacak.
Kırsal bölgelerde yaşlanan çiftçilerin yerini dolduracak genç nüfus lazım.
Ama yoklar, çoğu büyük şehirlere göç etti.
Gençler tarımda çalışmak istemiyor.
18-32 yaş arasındaki çiftçilerin oranı şu an yüzde 5.
Bu ne demektir?
Gençler tarımda kalmıyor, göç ediyor, gittikleri yerde de büyük maaşlara falan çalışmıyorlar, asgari ücretle bir iş buldukları takdirde asgari ücretle çalışıyorlar.
Gençler şehirlerde mutlu mu?
Sanmıyoruz.
Onları mutlu etmek, enerjilerini verimli kullanmak, onlarla birlikte ülke ekonomisini kalkındırmak ve toplumsal refahı artırmak gerekiyor.
Onlara topraktan nasıl kazanacaklarını öğretmek devletin asli görevi olmalı.
**
Türkiye’nin tarımsal potansiyelini kullananların çoğu yerli ve yabancı büyük sermaye.
Gençlerin çoğu bu işyerlerinde sabit ücretli.
Ancak
Türkiye’nin adil kalkınması ve zenginliğin tabana yayılması için küçük sermayelerin tarımda çoğalması gerekiyor.
Aile işletmelerinin yaygınlaşması, istihdamın artması ve işsizliğin azaltılmasının en önemli yolu.
**
Anadolu’nun bereketli toprakları, dört mevsimi yaşayan iklimi ve zengin biyoçeşitliliği ile
Türkiye dünyanın gıda ambarı.
Anadolu topraklarında binlerce yıldır üretim yapan çiftçiler, 24 milyon hektar alanda 137 milyon ton bitkisel üretime imza atıyor.
Türkiye, 2024 yılı verilerine göre 74 milyar dolarlık tarımsal hasılayla Avrupa'da lider konumda, dünyada ise 8. sırada bulunuyor.
Türkiye’nin tarım ürünleri ihracatı 2024 yılı sonunda 36 milyar dolara ulaşmış.
Türkiye pek çok tarım ürününün üretiminde dünya lideri
ya da ön sıralarda. Fındık, kiraz, incir, kayısı, defne, kekik, sofralık zeytin, levrek, çipura, oryantal tütün, haşhaş tohumu üretiminde dünya birincisiyiz.
Ayva, bal, kavun ve karpuzda ikinciyiz.
Mercimek, antepfıstığı, kestane, vişne, şeftali ve hıyarda üçüncüyüz.
Ceviz, elma, domates, patlıcan, ıspanak ve biberde ise dördüncü sıradayız.
Türkiye, çiğ süt üretiminde dünyada 9, Avrupa'da üçüncü sırada.
Sığır eti üretiminde dünyada 7, Avrupa'da birinci olan Türkiye, tavuk eti üretiminde dünyada 9, Avrupa'da da ikinci sırada bulunuyor.
Türkiye, yumurta üretiminde dünyada 10, Avrupa'da ikinci sırada yer alırken, bal üretiminde dünyada ikinci, Avrupa'da da ilk sırada dikkati çekiyor.
**
Örneğin Karadeniz’de sanayi ve hizmetler sektörü çok gelişmediği için bölgede en büyük ekonomik faaliyet fındık üretimi.
Fındık sadece bölge insanına, bölge ekonomisine değil, ülke ekonomisine çok ciddi katkı sağlayan çok önemli bir ürün.
Ziraat Odaları Başkanının dediği gibi
“Karadeniz'de fındık varsa ve fındık fiyat buluyorsa sosyoekonomik hayat var demektir, sosyoekonomik hayat iyi demektir.
Eğer fındık yoksa ve iyi fiyat bulmuyorsa sosyoekonomik hayat iyi değil demektir.
Yani fındık varsa hayat vardır ve göç yoktur, fındık yoksa hayat yoktur, bu bölgeden göç vardır.”
**
Gençlerin doğdukları yerde doymaları için ne yapmak gerekir
sorusu hayati bir sorudur.
Nitelikli genç nüfusla övünen ve tarımın önemini bilen siyasilerin bu soruyu kendilerine sormaları gerekir?
Tarım
sektöründe faaliyet gösteren çiftçilerin bugünkü taleplerini onlardan aldığı cevaplarla şöyle sıralamış
Ziraat Odaları Başkanı; “Asgari ücret arttıkça çiftçilerimizin sosyal güvenlik primleri hızlı bir şekilde artıyor.
Bugün 9.000 TL mertebesine geldi, üreticilerimiz bu primi ödeyemiyor.
Tabii ne yapıyor?
Sosyal güvenlik kurumundan ayrılıyor.
Bunu nerede görüyoruz?
Bunu şurada görüyoruz. 2021 yılında Sosyal Güvenlik Kurumu’na kayıtlı çiftçi sayısı bir milyon iken 2024 yılında 411 bine düştü.
Genç çiftçilerimizin sosyal güvenlik primlerinin devlet tarafından ödenmesi, çiftçilerimizin kırsalda kalması için bir gerekçe olabilirdir.”
Değerlendirilmesi gereken önerilerden sadece biri bu.
**
İşin özeti kısaca şu;
Bizim gibi genç
nüfusu hala yüksek olan ülkelerde tarımsal kalkınmaya verilecek öncelik hem istihdamı artırarak işsizliği önler
hem de gençleri sabit maaşa mahkûm etmek yerine girişimciye dönüştürür.
Tarımsal üretime
dizilerle filmlerle
ekonomik teşviklerle itibar kazandırmak şart.
Tarımsal üretimi ve
aile çiftçiliğini
ücretli işlerden daha fazla kazandıran alan haline getirmek şart.
Genç kuşaktan yararlanmanın, onları tüketen değil üreten insan haline dönüştürmenin başka bir yolu yok.
İnsan alışkanlıklarının esiridir; Üretmeye alışırsa üretici, tüketmeye alışırsa tüketici olur.
Gençlere yararlı alışkanlıklar edindirmek hem ailelerin hem de devletin asli görevlerindendir.


