Yük taşımak, hafıza kurmak: 16. Sharjah Bienali üzerine Samed Karagöz
SonTurkHaber.com, Yenisafak kaynağından alınan verilere dayanarak duyuru yapıyor.
Körfez bölgesinin kültürel belleğinde eşsiz bir yer edinen Sharjah Bienali, 1993’ten bu yana yalnızca bir sergi platformu değil, aynı zamanda bir düşünce alanı olarak da bölgedeki sanat üretimine yön veriyor. Bugün hâlâ Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Güney Asya üçgeninde düzenli olarak gerçekleşen en eski ve en saygın bienal konumundaki Sharjah Bienali, bu yıl 16. edisyonuyla bir kez daha dikkatleri üzerine çekti.
6 Şubat–15 Haziran 2025 tarihleri arasında Sharjah kent merkeziyle birlikte Al Hamriyah, Al Dhaid, Kalba, Al Madam gibi kentin çeşitli bölgelerine yayılan bienal, bu yıl “to carry” (taşımak) teması etrafında şekilleniyor. Bienalin bu yılki en dikkat çekici özelliği ise yalnızca teması değil; aynı zamanda beş kadın küratörden oluşan kolektif bir küratoryal yapıyla hazırlanmış olması.
Bienalin küratör kadrosu oldukça çeşitli:
Alia Swastika
(Endonezya), Güneydoğu Asya’nın sömürge sonrası anlatılarına odaklanan işleri bir araya getiriyor.
Amal Khalaf (
Bahreyn/İngiltere), göç, toplumsal hafıza ve kurumsal şiddet gibi temaları merkezine alan projeleri üstlenmiş.
Megan Tamati-Quennell
(Yeni Zelanda), yerli halklara ait anlatıların çağdaş sanat bağlamında görünürlüğünü artırmayı amaçlayan bölümleri kurgulamış.
Natasha Ginwala
(Sri Lanka/Almanya), performans ve politik beden estetiği ekseninde şekillenen yapıtları bir araya getiriyor.
Zeynep Öz
(Türkiye/ABD) ise kişisel hafıza ile tarihsel yük arasında köprü kuran yapıtların küratörlüğünü üstlenmiş.
Beş küratörün bir arada çalıştığı bir bienal, ilk bakışta dağınık, kopuk ve yönsüz olma riski taşıyor. Zira her küratörün farklı bir sanat anlayışı, estetik yaklaşımı ve ideolojik çerçevesi var. Ancak Sharjah Bienali bu zorluğu ustalıkla aşmış. “Taşımak” temasının esnekliği ve çok katmanlı yoruma açık yapısı, bu beş küratörün kendi alanlarında derinleşmelerine imkan vermiş. Sonuç olarak ortaya çıkan sergi, heterojen değil; zengin, çoğulcu ve anlam katmanlarıyla yüklü bir bütünlük sunuyor.
Bienalde yaklaşık 200 sanatçının 650’den fazla işi yer alıyor; bunların 200’den fazlası bu edisyona özel yeni üretim. Sanatçılar arasında Yhonnie Scarce’in Avustralya’daki nükleer denemeleri konu alan çarpıcı cam enstalasyonları; Stephanie Comilang’in küresel inci ticaretine dair spekülatif belgesel çalışması Search for Life II; Lubaina Himid’in arşivle hafıza arasında bağ kuran görsel yerleştirmeleri dikkat çekiyor.
Sharjah Bienali yalnızca bir sergileme alanı değil; aynı zamanda düşünsel bir buluşma zemini de sunuyor. Mart ayında gerçekleşen March Meeting ve nisan ortasında düzenlenen April Acts, sanatçılarla izleyiciler arasında doğrudan temas kurulmasını sağlayan kamusal programlarla bienalin etki alanını genişletti.
Tüm bu yoğunluk içerisinde, 16. Sharjah Bienali’nin yalnızca Körfez’de değil, küresel ölçekte de nasıl etkili bir sanat platformuna dönüştüğünü bir kez daha görmek mümkün. Beş farklı küratör, beş farklı kıtadan gelen perspektif ve onlarca farklı anlatı… Yine de Sharjah’ta kurulan bu birliktelik, parçalanmış değil; aksine, kolektif bir hafıza kurma çabası olarak izleyiciye ulaşıyor. İşte bu, bir bienalin sadece sanat sunmadığını; aynı zamanda bir dünya tahayyülü önerdiğini de hatırlatıyor bize.


